Batı müziğinde iki sesin arası iki eşit parçaya bölünmektedir ve arada kalan ses diyez ya da bemol ifadeleriyle tanımlanır. Ancak Türk Müziğinde iki notanın arası her birine koma ismi verdiğimiz 9 eşit parçaya ayrılmaktadır. 1,4,5 ve 8 komanın özel isimleri ve harfleri(rumuz) vardır. Makamları ortaya çıkaracak olan dörtlü ve beşliler oluşturulurken bu isimler ve harflerden yararlanılır.
ÖZET
Bu makalede Regio Emillio yaklaşımının bir parçası olan sanatla eğitimin çocuğun gelişimine sağladığı yararları ve nasıl islenildiğine dair bazı örnekleri içermektedir.
GIRIS
Reggio Emillia erken çocukluk programının felsefesine göre çocuk, gelişimini engelleyen bir duvarla karsı karsıya kalmaktadır. Kalıplaşmış eski ve kati kuralar, güncelliğini yitirmiş kavramlar, yetişkinlerce benimsenmiş davranış ve tutumlar, geleneksel eğitim metotları bir “duvar” oluşturmaktadır. Gelişimi süresince çocuk önce toplumdaki yeni kültürel değerler ve rolleri öğrenmesi için desteklenmelidir. Daha sonra çocuk gelişimini engelleyen eski değer yargılarından oluşan “duvarı” la karsılaştığında bu duvarı kendi kendine asmaya başarmıştır. ( Demiriz, Karadağ, Ulutaş.2003)
Reggio Emillia programının en önemli özelliği, çocuğun birçok güzel beceriye sahip olduğu düşüncesinden yola çıkarak, bunları ortaya koymak için harekete geçirmeye çalışan bir eğitimsel projeyi içerir. Reggio Emillia’ da çevre ve yaratıcılık ikilisi eğitim programını yönlendirici kavramlardır.” Çevre”, kişinin kendini iyi hissetmesi ve güven duymasında gerekli duygusal ve bilişsel durumlara ilişkin üretici güçtür.
Bilgi ve bilginin yansıması olarak “Yaratıcılık”, kökenlerini çocuğa özgü olan her şeyden, kültürel mirasından, beğeni ve sezgilerinden alır. Çevre ile içinde olup bitenler arasındaki etkileşimi açıklayanda budur. Reggio Emillia okullarında bulunan artik gereçler ve bunların sanat ürünlerine dönüştürülmesi çabaları buna en güzel örnektir.( Sevinç,2005)
Burner’ e göre imgesel dönem, bilişsel dönemin ikinci düzeyidir. Bu dönemde bilgi, imgelerle taşınmaktadır. İmgesel dönemde bireyin belleyin deki modeller daha çok görsel imgelerden oluşur. Görsel bellek gelişmiştir. Bu nedenle öğretimde resim ve fotoğraflardan yararlanılabilinir. Çocuk bu dönemde algıların etkisi altındadır. Her hangi bir nesneyi, olayı durumu nasıl algılıyorlarsa zihninde de o şekilde canlandırır. Ve bu dönemde herhangi bir nesneyi, olayı görmeden resmedebilir.( Seymenoglu,2004)
Reggio Emilia yaklaşımının dayandığı temel görüşe göre, yaratıcı ve üretici düşünmenin gelişiminde imgenin çok önemli yeri vardır. Aslında çocuğun imgeleri, sanatçılar ve bilim adamları gibi zengin ve geniştir. Ancak her gün her çocuk televizyon karsısında saatlerini geçirmektedir. Bu yolla çocuk çok zarar görmektedir. İmgeleri kirletilmektedir. Günümüzde çocuğun imgelerini kullanmaya yönelten çok az program bulunmaktadır. Çocuğun 7–8 yaslarına kadar çok iyi resim çizdiği, sanat ürünleri ortaya koyduğu ve bu yastan sonra yaratıcı etkinliklerin basmakalıp ve taklide dayanan öğretmenin etkisi altında zayıfladığı bilinmektedir. Çocuğa bu kalıpların yerine somut yaşantılar sunarak, yeni kesifler yapmasına fırsat verilmelidir. Çocuk araştırma, üretme ve hipotezlerini test etme aşamalarından geçerek öğrenir. Burada resim çizme, heykel yapma, dramatik oyun oynama, özgün çalışmalar yolu ile kendisini ifade eder.( Temel)
Reggio Emilia sisteminin seçtiği yol, çocuğun sanat la daha iyi öğrendiğidir. Çocuk kendini ifade etmek için sanatı kullanır. Çocuk oyuncaklarını artik maddelerle kendisi yapar. Reggio Emillio sınıflarında günün konusu ağaç ise, öğretmen çocuğa ağacı anlatmaz. Çocuk ilk önce ağaç hakkındaki kendi fikrini anlatır. Öğretmen de onu yönlendirir ve çocuğun düşünceleri üzerine bilgileri araya serpiştirerek bir şeyler öğrenmesini sağlar. Çocuk ağacı malzeme olarak kullanarak, yapraklardan, kabuklarından resimler, objeler
Yapar.(Romi,2004)
Reggio Emilia da öğretmen, çocuğun yakin gözlem güçlerini “hayatta resim çizmesini” sağlayacak fırsatlar sunarak güçlendirir. Burada amaç kopyalamak değildir. Çocuktan önce gelincik hakkında kendi fikrini çizmesini istenir. Sonra gerçek gelincikleri görmek için tarlalara gidilir. Orada çiçekleri yakından gözlemleme olanağı bulurlar, onları yerlerinde çizer ve daha sonra gezi öncesi resimlerle bu sonuçları karsılaştırırlar. Bu süreç, gözlemleme güçlerini ve dünyanın güzelliğini takdir etmelerini büyük ölçüde etkiler. Reggio Emilia yaklaşımı çocuğun ve yetişkinin birlikte geliştirdikleri ilgi ve sorunları tartışma ile ortaya çıkan akışkan, genelleyici ve dinamik bir programdır. (Hendrick, 1997)
SONUÇ
Çocuğa etkin bir biçimde verilen sanat eğitimi sayesin de, çocuğun bedensel, zihinsel, duygusal, dilsel, biçimsel ve sosyal gelişiminin yetkinleşmesine önemli bir katkıda bulunmaktadır. Çocuğun doğal düşünme ve öğrenme yöntemine saygı duyması gerektiğini ve bunu gerçekleştirmenin yolu da çocuğun sanata ilk eğilimini isleyip geliştirmektir. Bu sayede çocuğun estetiksel bakış açısı gelişecektir.
KAYNAKÇA
1. Demiriz, A. Karadağ, A. Ulutaş, I “Okul Öncesi Eğitim Kurumlarında Eğitim Ortamı ve Donanımı”.Ankara. 2003.Kasım. Ani yayıncılık
2. Sevinç, M.Erken Çocukluk Eğitimi ve Yeni Yaklaşımlar. İstanbul. 2005.Yalacik Matbaası”
3. Senemoglu, N.”Gelişim Öğrenme ve Öğretim Kuramdan Uygulamaya”. Ankara. 2004. Ağustos. Fersa Yayıncılık.
4. Temel, Z.”İtalya’daki Reggio Emillio Okul Öncesi Eğitim Projesi”
5. Romi,N. “Play Plant.” Hürriyet. 2004. 3 Nisan.
6. Hendrick, Fisrt Steps Toward Teaching The Reggio way. 1997. Prentice-Hall, U.S.A
Cemile AKÜLKE
"Bu yazı Okul Öncesi Yazarlar Sitesi ( www.okuloncesi.gen.tr )'nden alıntıdır."
Bu makalede Regio Emillio yaklaşımının bir parçası olan sanatla eğitimin çocuğun gelişimine sağladığı yararları ve nasıl islenildiğine dair bazı örnekleri içermektedir.
GIRIS
Reggio Emillia erken çocukluk programının felsefesine göre çocuk, gelişimini engelleyen bir duvarla karsı karsıya kalmaktadır. Kalıplaşmış eski ve kati kuralar, güncelliğini yitirmiş kavramlar, yetişkinlerce benimsenmiş davranış ve tutumlar, geleneksel eğitim metotları bir “duvar” oluşturmaktadır. Gelişimi süresince çocuk önce toplumdaki yeni kültürel değerler ve rolleri öğrenmesi için desteklenmelidir. Daha sonra çocuk gelişimini engelleyen eski değer yargılarından oluşan “duvarı” la karsılaştığında bu duvarı kendi kendine asmaya başarmıştır. ( Demiriz, Karadağ, Ulutaş.2003)
Reggio Emillia programının en önemli özelliği, çocuğun birçok güzel beceriye sahip olduğu düşüncesinden yola çıkarak, bunları ortaya koymak için harekete geçirmeye çalışan bir eğitimsel projeyi içerir. Reggio Emillia’ da çevre ve yaratıcılık ikilisi eğitim programını yönlendirici kavramlardır.” Çevre”, kişinin kendini iyi hissetmesi ve güven duymasında gerekli duygusal ve bilişsel durumlara ilişkin üretici güçtür.
Bilgi ve bilginin yansıması olarak “Yaratıcılık”, kökenlerini çocuğa özgü olan her şeyden, kültürel mirasından, beğeni ve sezgilerinden alır. Çevre ile içinde olup bitenler arasındaki etkileşimi açıklayanda budur. Reggio Emillia okullarında bulunan artik gereçler ve bunların sanat ürünlerine dönüştürülmesi çabaları buna en güzel örnektir.( Sevinç,2005)
Burner’ e göre imgesel dönem, bilişsel dönemin ikinci düzeyidir. Bu dönemde bilgi, imgelerle taşınmaktadır. İmgesel dönemde bireyin belleyin deki modeller daha çok görsel imgelerden oluşur. Görsel bellek gelişmiştir. Bu nedenle öğretimde resim ve fotoğraflardan yararlanılabilinir. Çocuk bu dönemde algıların etkisi altındadır. Her hangi bir nesneyi, olayı durumu nasıl algılıyorlarsa zihninde de o şekilde canlandırır. Ve bu dönemde herhangi bir nesneyi, olayı görmeden resmedebilir.( Seymenoglu,2004)
Reggio Emilia yaklaşımının dayandığı temel görüşe göre, yaratıcı ve üretici düşünmenin gelişiminde imgenin çok önemli yeri vardır. Aslında çocuğun imgeleri, sanatçılar ve bilim adamları gibi zengin ve geniştir. Ancak her gün her çocuk televizyon karsısında saatlerini geçirmektedir. Bu yolla çocuk çok zarar görmektedir. İmgeleri kirletilmektedir. Günümüzde çocuğun imgelerini kullanmaya yönelten çok az program bulunmaktadır. Çocuğun 7–8 yaslarına kadar çok iyi resim çizdiği, sanat ürünleri ortaya koyduğu ve bu yastan sonra yaratıcı etkinliklerin basmakalıp ve taklide dayanan öğretmenin etkisi altında zayıfladığı bilinmektedir. Çocuğa bu kalıpların yerine somut yaşantılar sunarak, yeni kesifler yapmasına fırsat verilmelidir. Çocuk araştırma, üretme ve hipotezlerini test etme aşamalarından geçerek öğrenir. Burada resim çizme, heykel yapma, dramatik oyun oynama, özgün çalışmalar yolu ile kendisini ifade eder.( Temel)
Reggio Emilia sisteminin seçtiği yol, çocuğun sanat la daha iyi öğrendiğidir. Çocuk kendini ifade etmek için sanatı kullanır. Çocuk oyuncaklarını artik maddelerle kendisi yapar. Reggio Emillio sınıflarında günün konusu ağaç ise, öğretmen çocuğa ağacı anlatmaz. Çocuk ilk önce ağaç hakkındaki kendi fikrini anlatır. Öğretmen de onu yönlendirir ve çocuğun düşünceleri üzerine bilgileri araya serpiştirerek bir şeyler öğrenmesini sağlar. Çocuk ağacı malzeme olarak kullanarak, yapraklardan, kabuklarından resimler, objeler
Yapar.(Romi,2004)
Reggio Emilia da öğretmen, çocuğun yakin gözlem güçlerini “hayatta resim çizmesini” sağlayacak fırsatlar sunarak güçlendirir. Burada amaç kopyalamak değildir. Çocuktan önce gelincik hakkında kendi fikrini çizmesini istenir. Sonra gerçek gelincikleri görmek için tarlalara gidilir. Orada çiçekleri yakından gözlemleme olanağı bulurlar, onları yerlerinde çizer ve daha sonra gezi öncesi resimlerle bu sonuçları karsılaştırırlar. Bu süreç, gözlemleme güçlerini ve dünyanın güzelliğini takdir etmelerini büyük ölçüde etkiler. Reggio Emilia yaklaşımı çocuğun ve yetişkinin birlikte geliştirdikleri ilgi ve sorunları tartışma ile ortaya çıkan akışkan, genelleyici ve dinamik bir programdır. (Hendrick, 1997)
SONUÇ
Çocuğa etkin bir biçimde verilen sanat eğitimi sayesin de, çocuğun bedensel, zihinsel, duygusal, dilsel, biçimsel ve sosyal gelişiminin yetkinleşmesine önemli bir katkıda bulunmaktadır. Çocuğun doğal düşünme ve öğrenme yöntemine saygı duyması gerektiğini ve bunu gerçekleştirmenin yolu da çocuğun sanata ilk eğilimini isleyip geliştirmektir. Bu sayede çocuğun estetiksel bakış açısı gelişecektir.
KAYNAKÇA
1. Demiriz, A. Karadağ, A. Ulutaş, I “Okul Öncesi Eğitim Kurumlarında Eğitim Ortamı ve Donanımı”.Ankara. 2003.Kasım. Ani yayıncılık
2. Sevinç, M.Erken Çocukluk Eğitimi ve Yeni Yaklaşımlar. İstanbul. 2005.Yalacik Matbaası”
3. Senemoglu, N.”Gelişim Öğrenme ve Öğretim Kuramdan Uygulamaya”. Ankara. 2004. Ağustos. Fersa Yayıncılık.
4. Temel, Z.”İtalya’daki Reggio Emillio Okul Öncesi Eğitim Projesi”
5. Romi,N. “Play Plant.” Hürriyet. 2004. 3 Nisan.
6. Hendrick, Fisrt Steps Toward Teaching The Reggio way. 1997. Prentice-Hall, U.S.A
Cemile AKÜLKE
"Bu yazı Okul Öncesi Yazarlar Sitesi ( www.okuloncesi.gen.tr )'nden alıntıdır."
Yorumlar