Batı müziğinde iki sesin arası iki eşit parçaya bölünmektedir ve arada kalan ses diyez ya da bemol ifadeleriyle tanımlanır. Ancak Türk Müziğinde iki notanın arası her birine koma ismi verdiğimiz 9 eşit parçaya ayrılmaktadır. 1,4,5 ve 8 komanın özel isimleri ve harfleri(rumuz) vardır. Makamları ortaya çıkaracak olan dörtlü ve beşliler oluşturulurken bu isimler ve harflerden yararlanılır.
Sevgili kardeşim …..
Bir itirafta bulunmak istiyorum öncelikle; ben sana hiçbir zaman iyi bir …….. olamadım galiba.
……. dergisi sürecini hatırlıyorum da seni ne çok ihmal etmişim.
Kanadı kırık bir güvercin yavrusu gibi çırpınıp durmuşsun da bir el uzatmamışım ben sana. Uçmak istemişsin de uçamamışsın kafesler çevrilmiş etrafında.
Çocukluğunda da aynen öyleymiş tabii ki…
Ve hatta ve hatta hayatın bir oyunu mudur bilmem ama yine aDa’dasın ve yine yalnızsın.
Senin için o kadar çok üzülüyorum ki, içim sıkılıyor nefesim daralıyor.
Şimdi çok şükür daha iyisin. Bir ara neydi öyle; evdeydin, kız arkadaşın yoktu, işin yoktu, okulun yoktu…. Ne iyi yapmışsın gitar çalışmakla meğer.
Eskiden oğlum yokken hep kendimi iki ayak üstünde hissederdim. Birisi …….. birisi de sendin. Şimdi denge de durmak daha kolay; bak oğlum’da katıldı, hatta senin sevgilini bile –ki belli bir yaştan sonra insan dost bulmakta güçlük çeker- katıyorum aile tanımıma. Unutma herkesin yeri ayrı; anamı babamı unutmadım, unutmamda… Ama ben ille de senden bahsedeceğim burada.
Biliyor musun Eren geçenlerde ne dedi bizim için; “siz kardeş misiniz, arkadaş mı?” beni ne kadar mutlu etti biliyor musun bu soru. “Çocuktan al haberi!”
….. ile o kadar samimi olmanız beni kıskandırıyor doğrusu. Ama seni mutlu görüyorum onun yanında, önemli olan da bu. Hoş bazı kelimelerini büyütüyor olabilirim ama bazen ……… benden daha iyi …….. olabilir ona diye düşünmeden edemiyorum ya da klasik en iyi arkadaş muhabbeti gibi senin en iyi arkadaşın ……. diye düşünüp kahırlanıyorum ne yalan söyleyeyim.
2005
Bir itirafta bulunmak istiyorum öncelikle; ben sana hiçbir zaman iyi bir …….. olamadım galiba.
……. dergisi sürecini hatırlıyorum da seni ne çok ihmal etmişim.
Kanadı kırık bir güvercin yavrusu gibi çırpınıp durmuşsun da bir el uzatmamışım ben sana. Uçmak istemişsin de uçamamışsın kafesler çevrilmiş etrafında.
Çocukluğunda da aynen öyleymiş tabii ki…
Ve hatta ve hatta hayatın bir oyunu mudur bilmem ama yine aDa’dasın ve yine yalnızsın.
Senin için o kadar çok üzülüyorum ki, içim sıkılıyor nefesim daralıyor.
Şimdi çok şükür daha iyisin. Bir ara neydi öyle; evdeydin, kız arkadaşın yoktu, işin yoktu, okulun yoktu…. Ne iyi yapmışsın gitar çalışmakla meğer.
Eskiden oğlum yokken hep kendimi iki ayak üstünde hissederdim. Birisi …….. birisi de sendin. Şimdi denge de durmak daha kolay; bak oğlum’da katıldı, hatta senin sevgilini bile –ki belli bir yaştan sonra insan dost bulmakta güçlük çeker- katıyorum aile tanımıma. Unutma herkesin yeri ayrı; anamı babamı unutmadım, unutmamda… Ama ben ille de senden bahsedeceğim burada.
Biliyor musun Eren geçenlerde ne dedi bizim için; “siz kardeş misiniz, arkadaş mı?” beni ne kadar mutlu etti biliyor musun bu soru. “Çocuktan al haberi!”
….. ile o kadar samimi olmanız beni kıskandırıyor doğrusu. Ama seni mutlu görüyorum onun yanında, önemli olan da bu. Hoş bazı kelimelerini büyütüyor olabilirim ama bazen ……… benden daha iyi …….. olabilir ona diye düşünmeden edemiyorum ya da klasik en iyi arkadaş muhabbeti gibi senin en iyi arkadaşın ……. diye düşünüp kahırlanıyorum ne yalan söyleyeyim.
2005
Yorumlar