Ana içeriğe atla

Makamsal Türk Müziğinde Aralıklar ve Koma Değerleri

Batı müziğinde iki sesin arası iki eşit parçaya bölünmektedir ve arada kalan ses diyez ya da bemol ifadeleriyle tanımlanır. Ancak Türk Müziğinde iki notanın arası her birine koma ismi verdiğimiz 9 eşit parçaya ayrılmaktadır. 1,4,5 ve 8 komanın özel isimleri ve harfleri(rumuz) vardır. Makamları ortaya çıkaracak olan dörtlü ve beşliler oluşturulurken bu isimler ve harflerden yararlanılır.

Müziğin Biyolojisi ya da Biyolojinin Müziği


Protein veya şeker zincirinin notalara dökülmesini mi yoksa DNA zincirinin 4 notalı şarkısını mı?

Çin’den Japonya’ya kadar yayılan müzikleri dinleyin, hepsinin birbirine benzediğini göreceksiniz. Avrupa’nın ortaçağ korolarını, Gregoryen şarkıları dinleyin; Kalyani’yi dinler gibi olursunuz.

Aslında “Sources” adlı albümünde Fransız Gregoryan şarkıcı Dominique Vellard ve Carnatik (Hindistan’ın güney bölgelerinin müziği) vokalisti Aruna Sairam, Kalyani’ye çok benzeyen; Aruna ile Raga’yı geleneksel Hint tarzında harmanlayan bir parçayı seslendiriyor. Sonuç ise memnuniyet verici ve bütünleyici.

Tarzları farklı bile olsa, Barok dönemin Avrupa müziği (Palestrina, Bach, Telemann, Haydn) klasik bir Hindistan zevkine hitap eder. Temel oktavlarda bile kültürel ve alt-kültürel farklılıklar olduğu doğru. Örneğin; temel başlangıç notalarının sıklığı bazılarında sabitlenmiş bazılarında ise sabitlenmemiştir. Oktavdaki farklılık da farklı sistemlerle tanımlanır. Bazı notalar doğal ve düz olarak yapılandırılmış diğerleri ise doğal ve keskin olarak yapılandırılmıştır. Ama bu tür farklılıkları göz ardı ettiğimizde dünyadaki tüm müziklerin oktavlar üzerine kurulmuş olması bile ilginç değil midir?

Bazı biyologların müziğin sadece kültürel bir edinim olmadığını düşünmelerine neden olan bu ortak temeldir. Bu fikir, Çin’de 9000 yıllık flütlerin ve Avrupa’da Neanderthal döneme ait 50.000 yıllık flütlerin bulunmasıyla güçlendi.

Bu flütlerin hepsi, oktavları karşılayan deliklere sahip. Onlara Google’dan ulaşıp müzik öğrencileri tarafından çalınmalarını dinleyebilirsiniz. Tüm bunlar “müziğin biyolojisi” araştırmalarına ön ayak oldu.

Bazı biyologlar ise biyolojik moleküllere baktı ve onları müziğe uyarladı. Bu nedenle biyolojinin müziğinden de bahsedebiliriz?

Notalarda DNA

Bu konuda ilk çabalar, Biyolog David Deamer ve Müzisyen Susan Alexjander’ın işbirliği idi. Deamer ve Alexjander, DNA’nın monomerik bileşenlerinin (A, T, C, G) müziğe uyarlanabileceğini fark ettiler.

Monomer A’ya La nota değerini, monomer G’ye, C’ye Do ve E’ye Mi nota değerini verdiler. DNA zincirini okuduğumuz zaman 4 notadan oluşan bir zincir meydana geliyor. Genlerimiz bu durumda 4 notalık bir müzik zinciri oluyor.

Bu noktadan sonra Japon biyolog Susumo Ohno ortaya çıktı. Ohno, 4 notalık bu zincirinin yeterli olmadığına karar vererek her DNA monomerine 2 müzik değeri verdi bu da müzik alanını genişletti.

Fare immunoglobulin DNA dizilimi, Ohno metodu kullanarak çalındı ki bu romantik bir şarkıya benzedi. (Dinlemek isteyenler için http://nsm.uh.edu/dgraur/MusicDNA.html ).

Ben bu müzikal DNA parçalarını duyduğumdan beri proteinleri müziğe çevirmenin ne güzel olacağını düşünüp duruyordum. DNA ve kuzeni RNA zincirleri 4 tekrar eden monomerden oluşurken proteinler 20 farklı monomerin yani amino asitlerin bir araya gelmesi ile oluşuyor.

Bu müzikten bahsettiğimizde kesinlikte çeşitliliğin artması anlamına geliyor. Bilim insanları tarafından bu daha önce denendiyse de (en azından benim için) o kadar da memnuniyet verici sonuçlar elde edilmedi. Benim fikrim proteinleri klasik Hint müziği sisteminde müziğe dönştürmek.

Carnatic müzik 22 mikroton kullanırken Hint müziği 12 yarım ses kullanıyor ve daha uygun olabilir. Bu fikir ile kuşanmış olarak müzik hakkında yeterli bilgiye sahip olmasam da Hindistan’da üç ünlü müzisyen ile buluştum ama onları kulağa çılgın gelen bu projeye ikna etmeyi beceremedim.

DNA’lar müziğe dökülmeli bu kesin ama biyoloji dünyasından başka neler olabilir? Doğal seçilimin ürünü şeker zinciri ve polisakkaridler olabilir. Ama insan ne kadar karmaşık yapıları olduğunu düşündüğünde ürpermeden edemiyor. Karmaşık olan yalnız şeker monomerleri değil (glukoz, galaktoz, mannoz, fruktoz...) bunların her birinin çoğul fonksiyonel gruplara ya da kollara sahip olması. Eğer biri bunları müziğe uyarlarsa (glikomüzik) Barok şaheseri mi çıkarırız yoksa yalnızca kakafono mi?

(The Hindu’dan kısaltarak çeviren Özge Kuru)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkiye'deki - Ülkemizdeki Başlıca Müzik Türleri

TÜRKİYE’DEKİ BAŞLICA MÜZİK TÜRLERİ  Halk müziği : Türkiye'nin çeşitli yörelerinde farklı ağızlar ve formlarda söylenen yöresel etnik müziklerin tümüdür. Yapısal olarak folklorun bir parçasıdır. Anadoluhalk müziği, sözlü halk müziği ve sözsüz halk müziği olmak üzere ikiye ayrılır. Sözlü halk müziğine genel olarak türkü adı verilir. Sözsüz halk müziği ise düzenli yöresel çalgı ezgileridir. Türk halk müziği formları : Halk türkülerinin ölçülü olanına kırık hava, ölçüsüz olanına uzun hava denir. Kırık Hava : Ritmik karakterleri ve ölçüleri belirgin olan ezgilerdir. Düzenli bir ritim özelliği göstermekle birlikte geleneksel söyleyiş kalıplarına bağlı olarak icra edilen bir formdur. Uzun Hava : Geleneksel Türk halk müziğinde genel olarak serbest ritmli (usulsüz) olarak söylenen ezgi türüdür.  Başlıca formları, bozlak , gurbet havası, hoyrat , divan, yol havası, Arguvan ağzı, Çamşıhı ağzı, maya , barak ağzı ve müstezattır. Başlıca çalgılar : Bağlama ( Saz ), Kaval , Kemençe ...

Masal ( DağLar Ardında bir Orman Varmış ) Nota EşLik Melodika&Blok Flüt

Dağlar ardında bir orman varmış ( 2 ) Orda bütün hayvanlar mutlu yaşarmış ( 2 ) Bir insan gelmiş çok da zalimmiş ( 2 ) Vurmuş bir bir onları kesmiş ormanı ( 2 ) Yağmur yağmamış güneş açmamış. ( 2 ) O zalimin sonunu gören olmamış ( 2 ) --------------------- Söz-Müzik: Salih AYDOĞAN EşLik: Y. BİŞGEN

Ortaokul Müzik Dersi Notları Hakkında / Kaç Not Vereceğiz?

EKLEME :  26 Temmuz 2014   Ölçme Değerlendirme Yönetmeliği ' nde yapılan değişikliğe göre en az ( ikisi   sınav  --e-okulda   sınav bölümüne yazılacak-- biri ders içi etkinlik ) 3 not girilecek . Performans görevi kaldırıldı ya hani... artık en az 4 not verme zorunluluğu yok anlayacağınız. a) Haftalık ders saati üç ve üçten az olan derslerde iki, üçten fazla olan derslerde ise üç sınav yapılır. Sınavların zamanı, en az bir hafta önceden öğrencilere duyurulur. Bir sınıfta/şubede bir günde yapılacak sınav sayısı 8 inci sınıfta üçü, diğer sınıflarda ikiyi geçemez. Sınavların süresi bir ders saatini aşamaz. Zümrelerde iki sınav bir ders ve etkinliklere katılım notu verilecektir diye karar almak gerekir (sınavlardan birisi yazılı yapılacaksa bu da belirtilmelidir) Hangi ölçeği kullanacağımıza da kendimiz karar verip zümreye yazıyoruz. Sınavlardan birisini isterseniz yazılı yapabilirsiniz ama ben ikisini de uygulama şeklinde yapıyorum ve değerlendirme ölçeği ha...