Batı müziğinde iki sesin arası iki eşit parçaya bölünmektedir ve arada kalan ses diyez ya da bemol ifadeleriyle tanımlanır. Ancak Türk Müziğinde iki notanın arası her birine koma ismi verdiğimiz 9 eşit parçaya ayrılmaktadır. 1,4,5 ve 8 komanın özel isimleri ve harfleri(rumuz) vardır. Makamları ortaya çıkaracak olan dörtlü ve beşliler oluşturulurken bu isimler ve harflerden yararlanılır.
HARP
Ön Asya ve Mısır’da eskiçağlardan beri kullanılmaktadır, fakat değişiklikler ortaçağda başlamıştır. Bugünkü gelişmesine 19.yüzyılda ulaşmıştır.
Küçük harpler ortaçağ halk ozanları tarafından yüzlerce yıl önce çalınırdı. Büyük harpler Avrupa’da rönesans devrinde, orkestra gruplarında kullanılmaya başlandı.
Harp iki yada üç tel kullanılarak ve değişmez bir anahtarla çalındığı için başlangıçta zor enstrümandı. 1872'de Fransa’ da çift hareketli harp icat edildi. Bu çözüm; çalan kişinin bir pedal yardımıyla tellerin ses perdelerini alçaltıp, yükseltmesine yardımcı oldu. 1800'lerin ortasında çift hareketli harplerin çoğalmasıyla birçok batılı besteci harp için orkestra parçaları yazmaya başladı. Tchaikovsky ve Debussy’nin çok güzel harp besteleri vardır.
Hem ezgi, hem de armoni (çok sesli, akor) çalabilen tek, telli çalgıdır. Solo ve eşlik görevi verilir. Anlatım gücü zengindir. Harpin yumuşak ve şiirsel bir ses rengi vardır. Harpın esas görevi; akorlar ve onların oluşturduğu biçimleri çalmaktır. Parmak ucu ile çalınan bir çalgıdır. Kalın tel, pirinçle kaplamalı ipek saçaklı çelikten, orta ve ince ses telleri ise gerilmiş bağırsaktandır. Harpın belli başlı bölümleri şunlardır:
a) Dizi seslerinin karşılığı olan yedi pedalın tutturulduğu oluk haznesi.
b) Çınlama kasası.
c) Sütun ve konsol.
Harp çalan kişinin kulağı çok iyi olmalıdır, parmak uçlarının etli ve yağlı olması ve kolların uzun olması aranılan özelliklerdir. Ayrıca duruşta bir estetik ve zerafet olması gereklidir. Bayanlar için çok uygun bir enstrümandır. Başlamak için 8-10 yaşlar uygundur.
KEMAN
En çok bilinen orkestra çalgısı, aynı zamanda da çok önemli bir solo çalgısı olan keman, tüm dinletilerde insanı derinden etkileyen, eşsiz güzellikteki sesiyle, yaylı çalgılar dörtlüsünün en önemli üyesidir. Sesi, diğer enstrümanlara göre insan sesine daha yakındır. Keman, çene altı ile omuz arasına sıkıştırılarak tutulur. Keman'ın metalden ya da hayvan bağırsağından yapılmış dört teli vardır. Sol elin parmakları sap üzerinde bulunan bu tellere basarak gezinirken, sağ elde tutulan, at kılından yapılmış, 75 santim uzunluğundaki yayın keman telleri üzerinde doğru açıyla sürtünmesiyle de ses elde edilir. Küçük ve hafif bir çalgı olmakla birlikte, ortalama 84 ayrı parçanın bir araya getirilmesiyle yapılmıştır. Biçimi rastlantıya bağlı değildir, bütün orantıları akustik değerlere göre saptanmıştır.
Keman ailesinin en geniş aralıklı sesine sahip üyesi olan kemanın dışında bu ailenin diğer üyeleri; viola, çello ve kontrbasdır. Ancak keman yaylı çalgılar ailesinin “soprano” sesidir. Bu çalgı bestecilerin duygularını kolaylıkla anlatabilir. Keman bir orkestrada çekirdek enstrümandır ve müziği zamanın ötesine taşır. İki kısıma ayrılırlar; birincil kemanlar ve ikincil kemanlar. 1600 lerin sonlarında bugünkü halini aldığında pekçok besteci keman için sololar yazmaktan zevk almışlardır.
Keman yapımı da ustalık gerektiren bir sanattır. Kuzey İtalya da özellikle Cremona, Milan, ve Venedik te en tavsiye edilen kemanlar yapılır.
Keman, iyi çalınması çok zor olan aletlerden biridir. Çok sabırlı ve disiplinli çalışma ister. Bu enstrümana
başlamak için altı ile sekiz yaş arasında olmak idealdir.
Keman çalanlara " Kemani " denir.
VİOLA
Yaylı çalgılar içinde kemandan sonraki en önemli yer viyolanındır. Viola, kemandan yaklaşık 7,5 cm daha uzun ve daha yumuşak bir tona sahiptir. Kemanda aranılacak bütün nitelikler, viyola için de söz konusudur. Kemandan farklı olarak viyola biraz daha geniş ve ses tonu beş nota düşüktür. Kemandan daha derin ve sıcak bir ses kalitesi olmakla birlikte ışıltılı değildir. Sesi az duyulduğundan onun için yazılan orkestra parçaları oldukça güçlü olmalıdır. 1750 lerden önce orkestra için solo viyola eserleri literatürü bulunmamaktadır.
Viyola yaylı çalgılar ailesinin “alto”sesidir.
Solo değeri o kadar büyük olmasa da senfonilerde önemli bir yere sahiptir. Berlioz, Haydn, Mozart, Brahms ve Schumann gibi bestecilerin yaylı çalgılar için hazırladıkları bestelerde violaya geniş yer vermişlerdir.
Mozart viyolaya ciddi şekilde ilgi gösteren ilk bestecidir, ses kapasitesi ile ilgili araştırmaları ve ilginç çalışmaları olmuştur, hatta bir konçerto bölümü de yazmıştır. Beethoven ve 19. yüzyılda da Berlioz viola için sololar yazan besteciler arasındadır. Günümüzde besteciler viyolayanın özelliklerini daha fazla dikkate almaya başlamıştır.
Viyolada kemandan daha çok parmakların aralarını açmak gerektiğinden, kemandan sonra buna alışılacağı akla en yakın olanıdır. Viyola çalmak için bünyenin yeterli derecede dayanıklı olması gerekir. Kemandan daha yorucu olduğu için, başlangıç yaşını on beşten aşağıya indirmemek yararlı olur. Bu yaşa kadar keman çalması, iyi bir viyola çalıcısı olmak isteyenlerin gideceği en doğru yoldur.
Geçmiş dönemlerde usta yapımcılar viyolayı büyüterek daha iyi bir ses kalitesi elde etmeye çalışmışlar fakat kolda rahat taşınamayacağından bundan vazgeçmişlerdir. Modern yapımcılar hala viyolaya yeni bir dizayn yaratmaya çalışsa da birçokları viyolayı bugünkü haliyle sevmektedir.
VİOLONSEL
Çello olarak da bilinen violonsel, keman şeklinde olmakla beraber daha büyüktür. Bu yüzden geniş ses boyutlarına açık bir çalgıdır. Ses genişliği 4 oktavdan daha fazladır. Yaklaşık 125 cm uzunluğunda olduğu için yere dayanan bir çubuk üzerinde durdurulur, müzisyen, bacakları arasına alıp sol elde tuttuğu bir yayla çalar. Keman gibi dört tellidir ve sağ elin perdeler üzerinde gezmesiyle değişik tonlar elde edilir.
16.yüzyılda şekil olarak beliren çalgı, 17. yüzyılda tanınmaya başlamış. 19. yüzyıla gelindiğinde ise Bach, Brahms,Schumann ve Dvorak gibi isimler tarafından violonsel suitler, konçertolar yazılmıştır. 20. yüzyılda da Sergei Prokofiev ve Dmitri Shostakovich gibi besteciler çello’nun olanaklarını keşfedip bir solo enstrüman olarak geliştirdiler.
KONTRBAS
Keman ailesinin en büyük ve en pes sesleri veren çalgısıdır. Genelde 180 cm boyunda olup 4 teli vardır. Ses çıkarmak için müzisyen bir eliyle perdelerde dolaşırken diğer eliyle de telleri çeker veya üzerinde yay gezdirir.
Yaylı sazların çoğu gibi konrbasın bazı formları da 15. yy da görüldü. Bunu takip eden üç yada dört yüzyılda da dizaynları değişmeye devam etti. 18. yüzyılda üç telli olanlar vardı ve sonra beşe çıktı. 1800'lerde bazı kontrbas yapımcıları süper ölçülerde baslar yapmayı denemekten zevk almışlardır. Fakat ölçülerinden dolayı bu aletleri çalmak çok zordu. Bazıları uzundu ve çalmak için iki kişi gerekiyordu. Biri eğiyordu ve diğeri çalıyordu. Bu kocaman enstrümanların bazıları müzelerdedir.
Kontrbas, 18. yüzyılda bazı orkestralarda standart enstrüman haline geldi. Haydn ve Mozart zamanında gerçekten popüler oldu. En iyi kontrbascılar Avrupa'yı dolaşıyorlardı. En iyilerden biri olan Domenico Dragonetti İngiltere'ye yerleşti ve kontrbası orada popüler yaptı. Diğer İtalyan bascı Giovanni Bottesini aynı zamanda besteciydi. Verdi ile birlikte çalıştı ve iki kontrbas için konçertolar yazdı, operalara katkıda bulundu.
Modern orkestralarda genellikle sekiz kontrbas kullanılır. Kontrbasların, orkestra ve oda müziği topluluklarında büyük görevleri vardır.
Bu aleti rahat çalabilmek için uzun boylu olmak, sağlam bir el yapısına ve birbirinden ayrılmış parmaklara sahip olmak gerekir. Bu çalgıyı öğrenmek için en ideal yaş 14-16 yaşları arasıdır. Çalarken ayakta durmak yada yüksek bir taburede oturmak gerekir.
-----------
ÖNEMLİ NOT: Batı müziği çalgı tanıtımları için tüm yazı ve resimler www.afacancocuk.com sitesinden alınmıştır
Ön Asya ve Mısır’da eskiçağlardan beri kullanılmaktadır, fakat değişiklikler ortaçağda başlamıştır. Bugünkü gelişmesine 19.yüzyılda ulaşmıştır.
Küçük harpler ortaçağ halk ozanları tarafından yüzlerce yıl önce çalınırdı. Büyük harpler Avrupa’da rönesans devrinde, orkestra gruplarında kullanılmaya başlandı.
Harp iki yada üç tel kullanılarak ve değişmez bir anahtarla çalındığı için başlangıçta zor enstrümandı. 1872'de Fransa’ da çift hareketli harp icat edildi. Bu çözüm; çalan kişinin bir pedal yardımıyla tellerin ses perdelerini alçaltıp, yükseltmesine yardımcı oldu. 1800'lerin ortasında çift hareketli harplerin çoğalmasıyla birçok batılı besteci harp için orkestra parçaları yazmaya başladı. Tchaikovsky ve Debussy’nin çok güzel harp besteleri vardır.
Hem ezgi, hem de armoni (çok sesli, akor) çalabilen tek, telli çalgıdır. Solo ve eşlik görevi verilir. Anlatım gücü zengindir. Harpin yumuşak ve şiirsel bir ses rengi vardır. Harpın esas görevi; akorlar ve onların oluşturduğu biçimleri çalmaktır. Parmak ucu ile çalınan bir çalgıdır. Kalın tel, pirinçle kaplamalı ipek saçaklı çelikten, orta ve ince ses telleri ise gerilmiş bağırsaktandır. Harpın belli başlı bölümleri şunlardır:
a) Dizi seslerinin karşılığı olan yedi pedalın tutturulduğu oluk haznesi.
b) Çınlama kasası.
c) Sütun ve konsol.
Harp çalan kişinin kulağı çok iyi olmalıdır, parmak uçlarının etli ve yağlı olması ve kolların uzun olması aranılan özelliklerdir. Ayrıca duruşta bir estetik ve zerafet olması gereklidir. Bayanlar için çok uygun bir enstrümandır. Başlamak için 8-10 yaşlar uygundur.
KEMAN
En çok bilinen orkestra çalgısı, aynı zamanda da çok önemli bir solo çalgısı olan keman, tüm dinletilerde insanı derinden etkileyen, eşsiz güzellikteki sesiyle, yaylı çalgılar dörtlüsünün en önemli üyesidir. Sesi, diğer enstrümanlara göre insan sesine daha yakındır. Keman, çene altı ile omuz arasına sıkıştırılarak tutulur. Keman'ın metalden ya da hayvan bağırsağından yapılmış dört teli vardır. Sol elin parmakları sap üzerinde bulunan bu tellere basarak gezinirken, sağ elde tutulan, at kılından yapılmış, 75 santim uzunluğundaki yayın keman telleri üzerinde doğru açıyla sürtünmesiyle de ses elde edilir. Küçük ve hafif bir çalgı olmakla birlikte, ortalama 84 ayrı parçanın bir araya getirilmesiyle yapılmıştır. Biçimi rastlantıya bağlı değildir, bütün orantıları akustik değerlere göre saptanmıştır.
Keman ailesinin en geniş aralıklı sesine sahip üyesi olan kemanın dışında bu ailenin diğer üyeleri; viola, çello ve kontrbasdır. Ancak keman yaylı çalgılar ailesinin “soprano” sesidir. Bu çalgı bestecilerin duygularını kolaylıkla anlatabilir. Keman bir orkestrada çekirdek enstrümandır ve müziği zamanın ötesine taşır. İki kısıma ayrılırlar; birincil kemanlar ve ikincil kemanlar. 1600 lerin sonlarında bugünkü halini aldığında pekçok besteci keman için sololar yazmaktan zevk almışlardır.
Keman yapımı da ustalık gerektiren bir sanattır. Kuzey İtalya da özellikle Cremona, Milan, ve Venedik te en tavsiye edilen kemanlar yapılır.
Keman, iyi çalınması çok zor olan aletlerden biridir. Çok sabırlı ve disiplinli çalışma ister. Bu enstrümana
başlamak için altı ile sekiz yaş arasında olmak idealdir.
Keman çalanlara " Kemani " denir.
VİOLA
Yaylı çalgılar içinde kemandan sonraki en önemli yer viyolanındır. Viola, kemandan yaklaşık 7,5 cm daha uzun ve daha yumuşak bir tona sahiptir. Kemanda aranılacak bütün nitelikler, viyola için de söz konusudur. Kemandan farklı olarak viyola biraz daha geniş ve ses tonu beş nota düşüktür. Kemandan daha derin ve sıcak bir ses kalitesi olmakla birlikte ışıltılı değildir. Sesi az duyulduğundan onun için yazılan orkestra parçaları oldukça güçlü olmalıdır. 1750 lerden önce orkestra için solo viyola eserleri literatürü bulunmamaktadır.
Viyola yaylı çalgılar ailesinin “alto”sesidir.
Solo değeri o kadar büyük olmasa da senfonilerde önemli bir yere sahiptir. Berlioz, Haydn, Mozart, Brahms ve Schumann gibi bestecilerin yaylı çalgılar için hazırladıkları bestelerde violaya geniş yer vermişlerdir.
Mozart viyolaya ciddi şekilde ilgi gösteren ilk bestecidir, ses kapasitesi ile ilgili araştırmaları ve ilginç çalışmaları olmuştur, hatta bir konçerto bölümü de yazmıştır. Beethoven ve 19. yüzyılda da Berlioz viola için sololar yazan besteciler arasındadır. Günümüzde besteciler viyolayanın özelliklerini daha fazla dikkate almaya başlamıştır.
Viyolada kemandan daha çok parmakların aralarını açmak gerektiğinden, kemandan sonra buna alışılacağı akla en yakın olanıdır. Viyola çalmak için bünyenin yeterli derecede dayanıklı olması gerekir. Kemandan daha yorucu olduğu için, başlangıç yaşını on beşten aşağıya indirmemek yararlı olur. Bu yaşa kadar keman çalması, iyi bir viyola çalıcısı olmak isteyenlerin gideceği en doğru yoldur.
Geçmiş dönemlerde usta yapımcılar viyolayı büyüterek daha iyi bir ses kalitesi elde etmeye çalışmışlar fakat kolda rahat taşınamayacağından bundan vazgeçmişlerdir. Modern yapımcılar hala viyolaya yeni bir dizayn yaratmaya çalışsa da birçokları viyolayı bugünkü haliyle sevmektedir.
VİOLONSEL
Çello olarak da bilinen violonsel, keman şeklinde olmakla beraber daha büyüktür. Bu yüzden geniş ses boyutlarına açık bir çalgıdır. Ses genişliği 4 oktavdan daha fazladır. Yaklaşık 125 cm uzunluğunda olduğu için yere dayanan bir çubuk üzerinde durdurulur, müzisyen, bacakları arasına alıp sol elde tuttuğu bir yayla çalar. Keman gibi dört tellidir ve sağ elin perdeler üzerinde gezmesiyle değişik tonlar elde edilir.
16.yüzyılda şekil olarak beliren çalgı, 17. yüzyılda tanınmaya başlamış. 19. yüzyıla gelindiğinde ise Bach, Brahms,Schumann ve Dvorak gibi isimler tarafından violonsel suitler, konçertolar yazılmıştır. 20. yüzyılda da Sergei Prokofiev ve Dmitri Shostakovich gibi besteciler çello’nun olanaklarını keşfedip bir solo enstrüman olarak geliştirdiler.
KONTRBAS
Keman ailesinin en büyük ve en pes sesleri veren çalgısıdır. Genelde 180 cm boyunda olup 4 teli vardır. Ses çıkarmak için müzisyen bir eliyle perdelerde dolaşırken diğer eliyle de telleri çeker veya üzerinde yay gezdirir.
Yaylı sazların çoğu gibi konrbasın bazı formları da 15. yy da görüldü. Bunu takip eden üç yada dört yüzyılda da dizaynları değişmeye devam etti. 18. yüzyılda üç telli olanlar vardı ve sonra beşe çıktı. 1800'lerde bazı kontrbas yapımcıları süper ölçülerde baslar yapmayı denemekten zevk almışlardır. Fakat ölçülerinden dolayı bu aletleri çalmak çok zordu. Bazıları uzundu ve çalmak için iki kişi gerekiyordu. Biri eğiyordu ve diğeri çalıyordu. Bu kocaman enstrümanların bazıları müzelerdedir.
Kontrbas, 18. yüzyılda bazı orkestralarda standart enstrüman haline geldi. Haydn ve Mozart zamanında gerçekten popüler oldu. En iyi kontrbascılar Avrupa'yı dolaşıyorlardı. En iyilerden biri olan Domenico Dragonetti İngiltere'ye yerleşti ve kontrbası orada popüler yaptı. Diğer İtalyan bascı Giovanni Bottesini aynı zamanda besteciydi. Verdi ile birlikte çalıştı ve iki kontrbas için konçertolar yazdı, operalara katkıda bulundu.
Modern orkestralarda genellikle sekiz kontrbas kullanılır. Kontrbasların, orkestra ve oda müziği topluluklarında büyük görevleri vardır.
Bu aleti rahat çalabilmek için uzun boylu olmak, sağlam bir el yapısına ve birbirinden ayrılmış parmaklara sahip olmak gerekir. Bu çalgıyı öğrenmek için en ideal yaş 14-16 yaşları arasıdır. Çalarken ayakta durmak yada yüksek bir taburede oturmak gerekir.
-----------
ÖNEMLİ NOT: Batı müziği çalgı tanıtımları için tüm yazı ve resimler www.afacancocuk.com sitesinden alınmıştır
Yorumlar