Batı müziğinde iki sesin arası iki eşit parçaya bölünmektedir ve arada kalan ses diyez ya da bemol ifadeleriyle tanımlanır. Ancak Türk Müziğinde iki notanın arası her birine koma ismi verdiğimiz 9 eşit parçaya ayrılmaktadır. 1,4,5 ve 8 komanın özel isimleri ve harfleri(rumuz) vardır. Makamları ortaya çıkaracak olan dörtlü ve beşliler oluşturulurken bu isimler ve harflerden yararlanılır.
Doç. Cemal YURGA
İnönü Üniversitesi, Eğitim Fakültesi
Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü
Sanatın anlamı kültürden kültüre değişebilir. Buna bağlı olarak felsefe, mantık ve estetik değerler de değişebilir. Bütün dünyanın kabul ettiği sanat ölçülerini, bazıları kabul etmeyebilir.
Eleştiri yapmak bir sanattır. Eleştiri denilince millet olarak hep olumsuz eleştiriyi algılarız. Oysa eleştiri, neresinden bakılırsa bakılsın, olumlu ve olumsuz, her iki öğeyi de içinde barındırır.
Eleştiri sanatı; sanat eğitiminin en vazgeçilmez öğesidir. Ancak ülkemizde sanat eleştirisi üzerine ne yazık ki yeterli sayıda kaynak yaratılmamış, araştırmacılar tarafından da eğilinmemiştir. Oysa sanat eğitimini yükseltecek yegâne çalışmalar, sanat ürünlerinin eleştirileriyle daha mükemmele ulaşması sağlanarak elde edilecektir.
Sanat üzerine en çok eleştiri yapanlar; edebiyatçılardır. Kitap, şiir, roman, deneme, öykü, söyleşi, üzerine yazılan çok sayıda eleştiri kitabı, edebiyatçılar tarafından kaleme alınmış ve alınmaktadır. Sinema, tiyatro, müzik, heykel ve resim gibi diğer sanat dallarında sıklıkla eleştirilerin yer almadığını, basılıp yayımlanmadığını da görüyoruz.
Dikkat edilirse, yüzlerce radyo ve TV kanalı ve yine yüzlerce ulusal ve yerel gazete, dergi bulunan ülkemizde, doğruya ulaşmak için siyaset ve spor dışındaki konularda eleştirilerin yapılmadığını görürüz. Haber, spor, sanat, magazin, ekonomi, yayıncılık ve bütün konular üzerinde yapılacak eleştiriler, ülkemizdeki yanlışları ve eksikleri azaltarak yok edebilir. Yapılan doğruları ve güzellikleri de yüreklendirip çoğaltabilir. Ülke geneline yayılan yazılı basına baktığımızda ise (Milliyet Sanat Dergisi dışında) yalnızca o sanat dalını izleyenlerin takip ettiği dergilerde yayımlanan yazılar vardır. Oysa bu tür yazılar halka inmeli. Amatörleri de etkilemeli ve Türkiye'nin geneline yayılmalı. Çok kişi tarafından okunmalı. Unutulmamalı ki her yazı, okuyucunun sanat felsefesini, sanat kavramlarını, sanat duygusunu geliştirecek, sanata bakışında ve anlayışında önemli değişiklikler ve ilerlemeler yaratacaktır. Üstelik sıkça yapılan ve duyulan eleştiriler, insanları eleştiriye ve hoşgörüye alıştırabilir.
Tarih yazarı gerçekte olmuş olayları, edebiyat yazarı hem olmuş olayları, hem olabilirleri hem de olabilecekleri yazar, herhangi bir hayali veya olayı senaryolaştırabilir. Herkesin göremediği ayrıntıları görme yeteneğine sahip olan müzik yazarı ise yalnızca notalara bağımlı olanları değil, her konuyu yazabilir.
yazının devamı buRada
İnönü Üniversitesi, Eğitim Fakültesi
Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü
Sanatın anlamı kültürden kültüre değişebilir. Buna bağlı olarak felsefe, mantık ve estetik değerler de değişebilir. Bütün dünyanın kabul ettiği sanat ölçülerini, bazıları kabul etmeyebilir.
Eleştiri yapmak bir sanattır. Eleştiri denilince millet olarak hep olumsuz eleştiriyi algılarız. Oysa eleştiri, neresinden bakılırsa bakılsın, olumlu ve olumsuz, her iki öğeyi de içinde barındırır.
Eleştiri sanatı; sanat eğitiminin en vazgeçilmez öğesidir. Ancak ülkemizde sanat eleştirisi üzerine ne yazık ki yeterli sayıda kaynak yaratılmamış, araştırmacılar tarafından da eğilinmemiştir. Oysa sanat eğitimini yükseltecek yegâne çalışmalar, sanat ürünlerinin eleştirileriyle daha mükemmele ulaşması sağlanarak elde edilecektir.
Sanat üzerine en çok eleştiri yapanlar; edebiyatçılardır. Kitap, şiir, roman, deneme, öykü, söyleşi, üzerine yazılan çok sayıda eleştiri kitabı, edebiyatçılar tarafından kaleme alınmış ve alınmaktadır. Sinema, tiyatro, müzik, heykel ve resim gibi diğer sanat dallarında sıklıkla eleştirilerin yer almadığını, basılıp yayımlanmadığını da görüyoruz.
Dikkat edilirse, yüzlerce radyo ve TV kanalı ve yine yüzlerce ulusal ve yerel gazete, dergi bulunan ülkemizde, doğruya ulaşmak için siyaset ve spor dışındaki konularda eleştirilerin yapılmadığını görürüz. Haber, spor, sanat, magazin, ekonomi, yayıncılık ve bütün konular üzerinde yapılacak eleştiriler, ülkemizdeki yanlışları ve eksikleri azaltarak yok edebilir. Yapılan doğruları ve güzellikleri de yüreklendirip çoğaltabilir. Ülke geneline yayılan yazılı basına baktığımızda ise (Milliyet Sanat Dergisi dışında) yalnızca o sanat dalını izleyenlerin takip ettiği dergilerde yayımlanan yazılar vardır. Oysa bu tür yazılar halka inmeli. Amatörleri de etkilemeli ve Türkiye'nin geneline yayılmalı. Çok kişi tarafından okunmalı. Unutulmamalı ki her yazı, okuyucunun sanat felsefesini, sanat kavramlarını, sanat duygusunu geliştirecek, sanata bakışında ve anlayışında önemli değişiklikler ve ilerlemeler yaratacaktır. Üstelik sıkça yapılan ve duyulan eleştiriler, insanları eleştiriye ve hoşgörüye alıştırabilir.
Tarih yazarı gerçekte olmuş olayları, edebiyat yazarı hem olmuş olayları, hem olabilirleri hem de olabilecekleri yazar, herhangi bir hayali veya olayı senaryolaştırabilir. Herkesin göremediği ayrıntıları görme yeteneğine sahip olan müzik yazarı ise yalnızca notalara bağımlı olanları değil, her konuyu yazabilir.
yazının devamı buRada
Yorumlar