Ekim 1795 yılında Göttingen Üniversitesi’ne kaydolduğu zaman “Matematikçi mi olayım, edebiyatçı mı olayım?” diye düşünüyordu ve bu kararsızlığı altı ay kadar sürdü. Matematik ve edebiyat dünyaları nefeslerini tuttular. Sonunda 30 Mart 1796 tarihinde bir defter açtı, “Bugün eşkenar bir onyedigenin cetvel ve pergelle nasıl çizileceğini buldum” dedi. Bu aynı zamanda onun matematikçi olmaya karar verişi de oldu. Bu problem ikibin yıldır açık olan bir problemdi...
CARL FRİEDRİCH GAUSS bu hatıra defterini, matematiksel hatıra defterini, ölünceye kadar kullandı. Bu defter ancak o öldükten 43 yıl sonra ortaya çıktı ve içinde 146 tane, basılmamış, küçük küçük çok önemli teorem bulundu. Bütün hayatı boyunca “öz ama olgun” ilkesiyle hareket etti ve çok az yayın yaptı ama her yaptığı yayın, her bulduğu buluş tam, olgun ve mükemmeldi.
Çalışmalarını sade bir odada gerçekleştirdi; çıplak bir masa, mobilyasız bir oda ve ancak yetmişinci doğum gününde arkadaşları ve gençler tarafından ikna edilebildi ki odasına bir koltuk konabilir, yorulduğu zaman bu koltukta dinlenebilir.
O, diğer insanların rağbet ettikleri küçük rahatlıklara değil, sayılar ve matematik dünyasının içindeki sırların verdiği rahatlıklara, huzurlara yol açtı.
O, matematiği şu meşhur sözüyle ifade ediyordu; “ MATEMATİK BİLİMLERİN KRALİÇESİDİR !”
Matematiğin Aydınlık Dünyası
Sinan Sertöz
Yorumlar