Batı müziğinde iki sesin arası iki eşit parçaya bölünmektedir ve arada kalan ses diyez ya da bemol ifadeleriyle tanımlanır. Ancak Türk Müziğinde iki notanın arası her birine koma ismi verdiğimiz 9 eşit parçaya ayrılmaktadır. 1,4,5 ve 8 komanın özel isimleri ve harfleri(rumuz) vardır. Makamları ortaya çıkaracak olan dörtlü ve beşliler oluşturulurken bu isimler ve harflerden yararlanılır.
"Dinleyen her zerreye bir hitabım var benim
Kâinat isminde hiçten bir kitabim var benim.
Ya hitabımdan okusun ya kitabımdan beni,
Yazdığım efsânede on altı bâbim var benim!
Hey etimde müttefik magrible maşrik, veche yok,
Gayr-i mer i zerrede bin aftâbim var benim`"
14 Haziran 1879'da, babası Bafralı Hafız Hasan Fehmi Efendi`nin rüştiye öğretmeni olarak görevli bulunduğu Bodrum`da dünyaya geldi. Tam adı Tevfik Kolaylı'dır. Yergi şiirleriyle, kalenderce ve kural tanımaz yaşantısıyla, içki düşkünlüğüyle tanınan şair ve neyzen. ‘‘Neyzen Tevfik’’ diye anılır.
Babasının görevli bulunduğu Urla kasabasında amatör bir neyzenden nota ve usul bilgileri öğrenerek başladığı ney çalışmalarını kendi kendine ilerletti. İzmir İdadisi'ne girdiyse de bitirmeden ayrıldı. Bu arada gene kendi kendine Farsça öğrendi. İzmir Mevlevihanesi'ne girdi. Daha sonra İstanbul'a yerleşerek Galata ve Kasımpaşa Mevlevihanelerine devam etti. Bir yandan da şiirle ilgileniyordu. 1898`de Muktebes gazetesinde ilk şiiri yayımlandı. 1899`da geldiği İstanbul`da edebiyat ve musiki çevrelerine girdi. Eşref'le ve Mehmet Akif'le tanıştı ve şiir konusunda her ikisinden de etkilendi. 1908'den sonra bir süre Mısır'da bulundu. Deccal Dergisindeki II. Abdülhamid'i yeren bir şiiri nedeniyle gıyabında idama mahküm edildi. İkinci Meşrutiyetin ilanıyla 1913'te İstanbul'a döndü. Ölümüne kadar zaman zaman başka şehirlere gitmekle birlikte, İstanbul`da kendine özgü çizgidışı yaşamını sürdürdü.
Kalenderliği, yönetimleri eleştirmesi, alaycılığı ve halktan yana olması, kendisinin geniş halk yığınlarınca tanınıp sevilmesine yol açmıştır. İçki düşkünlüğü nedeniyle sık sık hastanelerde tedavi gören Neyzen Tevfik birçok şiirini Bakırköy ve Haydarpaşa hastanelerinde yazmıştır. ‘‘Tercüme-i Hálim’’ adlı uzun şiirinde 1919`a kadarki yaşamını anlatır. Bu şiirde İstanbul`a gelişi, İstanbul`daki yaşamı da yer alır. Sirkeci, Eyüp, Fatih, Fethiye, Langa, Galata, Beyoğlu söz konusu edilir. 1919 tarihli ‘‘İstanbul’’ ise İstanbul`un ve memleketin karanlık günlerini yansıtan, yönetimi eleştiren bir şiirdir. Neyzen Tevfik dörtlüklerinden birçoğunda da İstanbul`un aksayan belediye hizmetlerini yermiştir.
Neyzen Tevfik İstanbul`la ilgili yergilerinden çok, kendi yaşantısıyla bir dönem İstanbul`un simgesi olmuştur. Kahvelerde, meyhanelerde, bekár odalarındaki yaşantısı, kendisine gönülden ilgi gösteren varlıklı kişilerden kaçması, şair ve neyzen yanıyla İstanbul`un aydın çevrelerinde gördüğü saygı ile kendine özgü bir yer edinmiştir. Canı isterse dönemin en seçkin devlet, edebiyat ve sanat adamlarıyla aynı sofrada içmiş, canı isterse en süfli meyhanelerde berduşlarla, bitirimlerle dostluk kurmuş, yaşamıştır. Elinde neyi, sırtında torbası, arkasında köpeği ile İstanbul`un dilediği semtinde, káh bir viranede, káh bir kovukta, káh bir konakta yaşamıştır.
Neyzen Tevfik, halk arasında efsanevi bir insan. Bazen içerisindedir yaşamın en gerçek yönleriyle; en acımasız dizeleriyle savaş açmıştır dünyadaki haksızlığa düzene; bu haliyle bize ölmez dizeler hediye eder Neyzen. Bazen dünyaya küsmüştür, durgun ve kırgındır. Ney’i kendine en büyük tesellidir. İçine döner ve bu haliyle de musikinin lisanıyla bizlere yaşamayı öğretir. Hakkında yazılan yüzlerce makalelerde neyin gerçek, neyin yakıştırma olduğunu anlamak güçleşir, bir yerden sonra.
En güzel kendisi anlatır bize kendini koca Neyzen; “Uzun derbederlik hayatımda, o kaldırımdan bu kaldırıma; o kapıdan bu kapıya; o diyardan bu diyara; ney’im ve mey’imle bir kuru yaprak gibi savruldum.”
Ney çalmadaki ve şiir okumadaki ustalığı ile sözünü esirgemezliği haklı ve yaygın bir ün kazandırdı. Neyzen Tevfik genellikle toplum kurallarına uymadan yaşamını sürdürmüştür. Sazını bir geçim kapısı haline geçirmemek için direnmiş, yalnızca içinden geldiği zaman ney üflemiştir. Neyzenliğini geliştirmek kaygısı duymamış, sanat değeri kalıcı bir müzikçi olmak için uğraşmamıştır. Neydeki başlıca ustalığı sazı iyi üflemesiydi. Belirli müzik kurallarının dışına çıkar, ama hep duyarak çalar ve dinleyenleri etkilerdi. Kendi açıklamasına göre yüze yakın plak doldurmuştur. Neyzenliğinin yanı sıra adını yergi ve taşlamaları ile de duyurmuştur. Bazı eleştirmenlere göre bu türün Nef'î ve Eşref'ten sonra üçüncü önemli temsilcisi sayılır. 28 Ocak 1953 'de İstanbul'da öldü.
Baskıyı, yobazlığı, din-mezhep ayrımcılığını, insanlar arasındaki eşitsizliği, çıkarcı politikacıları, çağdaşlaşma adına girişilen yararsız özentili davranışları kınamış; inanç özgürlüğünü, kadın haklarını savunmuştur. Yaşamın acılarını, toplumdaki bozuklukları, haksızlıkları konu edindiği hicviyeleri dillerde ve gönüllerde yer etmiştir. Ününün yaygınlaşmasında halk tarafından çok sevilmesinin de çok büyük payı vardır. Ancak oldukça eski bir dil kullanması nedeniyle güç anlaşılan ve biçimsel açıdan yetersiz kalan bu şiirleri pek kalıcı olmamıştır. Yergilerini genellikle siyasal ve dinsel baskıya, çıkarcılığa yöneltmiş, toplumdaki tüm haksızlıkları çekinmeden dile getirmiştir.
ESERLERİ Şiir Kitabı: Hiç, Azab-ı Mukaddes.
Beste: Nihavent Saz Semaisi; Şehnazbuselik Saz Semaisi; Taksimler, taş plak.
Koşma
Dudağında yangın varmış dediler,
Ta ezelden yayan koşarak geldim.
Alev yanaklara sarmış dediler,
Sevda seli oldum, taşarak geldim.
Kapılmışım aşk oduna bir kere,
Katlanırım her bir cefaya, cevre
Uğraya uğraya devirden devre
Bütün kainatı aşarak geldim.
Yapmak, yıkmak senin bu gamlı ömrü.
Ben gönlümü sana verdim götürü.
Sana meftun olduğumdan ötürü
Sarhoş oldum Neyzen, coşarak geldim.
(Azab-ı Mukaddes adlı kitabından alınmıştır.)
Neyzen TevFik'e ait "Nihavend saZ semaisinin notaLarı :
------------------------------------
------------------------------------
Müzik Yönüyle Neyzen Tevfik - 49 Sayfa - oNuR akDoĞu
Neyzen Tevfik'in müzikle ilgili söylediği herşey. Neyzenliği ve notalarıyla besteleri.
-----------------------
-----------------------
neyZen teVfik hakkında bazı LinkLer :
neyzentevfik.oRG , http://www.lafmacun.org/bak/neyzen+tevfik ,şiiRLeRi, fıKRaLarı, itüsözLük yorumLar, buRaya, TC KüLT-ür bakanLıĞı, (eKŞi söZLüK )sozluk.sourtimes.org,
Kâinat isminde hiçten bir kitabim var benim.
Ya hitabımdan okusun ya kitabımdan beni,
Yazdığım efsânede on altı bâbim var benim!
Hey etimde müttefik magrible maşrik, veche yok,
Gayr-i mer i zerrede bin aftâbim var benim`"
14 Haziran 1879'da, babası Bafralı Hafız Hasan Fehmi Efendi`nin rüştiye öğretmeni olarak görevli bulunduğu Bodrum`da dünyaya geldi. Tam adı Tevfik Kolaylı'dır. Yergi şiirleriyle, kalenderce ve kural tanımaz yaşantısıyla, içki düşkünlüğüyle tanınan şair ve neyzen. ‘‘Neyzen Tevfik’’ diye anılır.
Babasının görevli bulunduğu Urla kasabasında amatör bir neyzenden nota ve usul bilgileri öğrenerek başladığı ney çalışmalarını kendi kendine ilerletti. İzmir İdadisi'ne girdiyse de bitirmeden ayrıldı. Bu arada gene kendi kendine Farsça öğrendi. İzmir Mevlevihanesi'ne girdi. Daha sonra İstanbul'a yerleşerek Galata ve Kasımpaşa Mevlevihanelerine devam etti. Bir yandan da şiirle ilgileniyordu. 1898`de Muktebes gazetesinde ilk şiiri yayımlandı. 1899`da geldiği İstanbul`da edebiyat ve musiki çevrelerine girdi. Eşref'le ve Mehmet Akif'le tanıştı ve şiir konusunda her ikisinden de etkilendi. 1908'den sonra bir süre Mısır'da bulundu. Deccal Dergisindeki II. Abdülhamid'i yeren bir şiiri nedeniyle gıyabında idama mahküm edildi. İkinci Meşrutiyetin ilanıyla 1913'te İstanbul'a döndü. Ölümüne kadar zaman zaman başka şehirlere gitmekle birlikte, İstanbul`da kendine özgü çizgidışı yaşamını sürdürdü.
Kalenderliği, yönetimleri eleştirmesi, alaycılığı ve halktan yana olması, kendisinin geniş halk yığınlarınca tanınıp sevilmesine yol açmıştır. İçki düşkünlüğü nedeniyle sık sık hastanelerde tedavi gören Neyzen Tevfik birçok şiirini Bakırköy ve Haydarpaşa hastanelerinde yazmıştır. ‘‘Tercüme-i Hálim’’ adlı uzun şiirinde 1919`a kadarki yaşamını anlatır. Bu şiirde İstanbul`a gelişi, İstanbul`daki yaşamı da yer alır. Sirkeci, Eyüp, Fatih, Fethiye, Langa, Galata, Beyoğlu söz konusu edilir. 1919 tarihli ‘‘İstanbul’’ ise İstanbul`un ve memleketin karanlık günlerini yansıtan, yönetimi eleştiren bir şiirdir. Neyzen Tevfik dörtlüklerinden birçoğunda da İstanbul`un aksayan belediye hizmetlerini yermiştir.
Neyzen Tevfik İstanbul`la ilgili yergilerinden çok, kendi yaşantısıyla bir dönem İstanbul`un simgesi olmuştur. Kahvelerde, meyhanelerde, bekár odalarındaki yaşantısı, kendisine gönülden ilgi gösteren varlıklı kişilerden kaçması, şair ve neyzen yanıyla İstanbul`un aydın çevrelerinde gördüğü saygı ile kendine özgü bir yer edinmiştir. Canı isterse dönemin en seçkin devlet, edebiyat ve sanat adamlarıyla aynı sofrada içmiş, canı isterse en süfli meyhanelerde berduşlarla, bitirimlerle dostluk kurmuş, yaşamıştır. Elinde neyi, sırtında torbası, arkasında köpeği ile İstanbul`un dilediği semtinde, káh bir viranede, káh bir kovukta, káh bir konakta yaşamıştır.
Neyzen Tevfik, halk arasında efsanevi bir insan. Bazen içerisindedir yaşamın en gerçek yönleriyle; en acımasız dizeleriyle savaş açmıştır dünyadaki haksızlığa düzene; bu haliyle bize ölmez dizeler hediye eder Neyzen. Bazen dünyaya küsmüştür, durgun ve kırgındır. Ney’i kendine en büyük tesellidir. İçine döner ve bu haliyle de musikinin lisanıyla bizlere yaşamayı öğretir. Hakkında yazılan yüzlerce makalelerde neyin gerçek, neyin yakıştırma olduğunu anlamak güçleşir, bir yerden sonra.
En güzel kendisi anlatır bize kendini koca Neyzen; “Uzun derbederlik hayatımda, o kaldırımdan bu kaldırıma; o kapıdan bu kapıya; o diyardan bu diyara; ney’im ve mey’imle bir kuru yaprak gibi savruldum.”
Ney çalmadaki ve şiir okumadaki ustalığı ile sözünü esirgemezliği haklı ve yaygın bir ün kazandırdı. Neyzen Tevfik genellikle toplum kurallarına uymadan yaşamını sürdürmüştür. Sazını bir geçim kapısı haline geçirmemek için direnmiş, yalnızca içinden geldiği zaman ney üflemiştir. Neyzenliğini geliştirmek kaygısı duymamış, sanat değeri kalıcı bir müzikçi olmak için uğraşmamıştır. Neydeki başlıca ustalığı sazı iyi üflemesiydi. Belirli müzik kurallarının dışına çıkar, ama hep duyarak çalar ve dinleyenleri etkilerdi. Kendi açıklamasına göre yüze yakın plak doldurmuştur. Neyzenliğinin yanı sıra adını yergi ve taşlamaları ile de duyurmuştur. Bazı eleştirmenlere göre bu türün Nef'î ve Eşref'ten sonra üçüncü önemli temsilcisi sayılır. 28 Ocak 1953 'de İstanbul'da öldü.
Baskıyı, yobazlığı, din-mezhep ayrımcılığını, insanlar arasındaki eşitsizliği, çıkarcı politikacıları, çağdaşlaşma adına girişilen yararsız özentili davranışları kınamış; inanç özgürlüğünü, kadın haklarını savunmuştur. Yaşamın acılarını, toplumdaki bozuklukları, haksızlıkları konu edindiği hicviyeleri dillerde ve gönüllerde yer etmiştir. Ününün yaygınlaşmasında halk tarafından çok sevilmesinin de çok büyük payı vardır. Ancak oldukça eski bir dil kullanması nedeniyle güç anlaşılan ve biçimsel açıdan yetersiz kalan bu şiirleri pek kalıcı olmamıştır. Yergilerini genellikle siyasal ve dinsel baskıya, çıkarcılığa yöneltmiş, toplumdaki tüm haksızlıkları çekinmeden dile getirmiştir.
ESERLERİ Şiir Kitabı: Hiç, Azab-ı Mukaddes.
Beste: Nihavent Saz Semaisi; Şehnazbuselik Saz Semaisi; Taksimler, taş plak.
Koşma
Dudağında yangın varmış dediler,
Ta ezelden yayan koşarak geldim.
Alev yanaklara sarmış dediler,
Sevda seli oldum, taşarak geldim.
Kapılmışım aşk oduna bir kere,
Katlanırım her bir cefaya, cevre
Uğraya uğraya devirden devre
Bütün kainatı aşarak geldim.
Yapmak, yıkmak senin bu gamlı ömrü.
Ben gönlümü sana verdim götürü.
Sana meftun olduğumdan ötürü
Sarhoş oldum Neyzen, coşarak geldim.
(Azab-ı Mukaddes adlı kitabından alınmıştır.)
------------------------------------
------------------------------------
Müzik Yönüyle Neyzen Tevfik - 49 Sayfa - oNuR akDoĞu
Neyzen Tevfik'in müzikle ilgili söylediği herşey. Neyzenliği ve notalarıyla besteleri.
-----------------------
-----------------------
neyzentevfik.oRG , http://www.lafmacun.org/bak/neyzen+tevfik ,şiiRLeRi, fıKRaLarı, itüsözLük yorumLar, buRaya, TC KüLT-ür bakanLıĞı, (eKŞi söZLüK )sozluk.sourtimes.org,
Yorumlar