Batı müziğinde iki sesin arası iki eşit parçaya bölünmektedir ve arada kalan ses diyez ya da bemol ifadeleriyle tanımlanır. Ancak Türk Müziğinde iki notanın arası her birine koma ismi verdiğimiz 9 eşit parçaya ayrılmaktadır. 1,4,5 ve 8 komanın özel isimleri ve harfleri(rumuz) vardır. Makamları ortaya çıkaracak olan dörtlü ve beşliler oluşturulurken bu isimler ve harflerden yararlanılır.
BİR KAR TANESİ ÜZERİNE
(bir güneş ve sonsuzluk arasında)
Pekin ağırlığının inceliği değil, burada gergin, dünya,
ve her zamanki gibi; ne de yeşil çeşme bakışı onun kimi zaman
yalnız güneşin suyu ile şimdi; ne de narin inişi yanaklarının
suskun, karanlık oyuğuna ağzının; ne de hoş omzu,
farklı bir japongülü gibi şimdi ve ne temiz; ne de saçı, altından,
gri, bir gün, sonra siyah, eşsiz değerde; ne de
öyle telaş eden, herşeyinde günün ve gecenin,
ve herşeyin üzerinde, daktiloda, kalemde, tükenmezdi
küçük elleri, benim için; ne de…; dediler ki talihim için bana:
"Son büyüm, iyi hatırla! İyi
hatırla!, yerleşti sahip olduğum olumsuz bir şeyde; sanki
bir grinin ışıklarını yayan gölge esintisi, sesleri
bir sessizliğin (ve sonsuz ahenkten olan şimdi), ölümcül
bilinmeyeni bir cüretkar güzelliğin; yerleşimci, kuşkusuz, daha görünür,
belki, tutulmalarda."
Talihim için, daha geçe kaldı sonsuzluk; ve çıktı
o; sonra anlattığı gibi, düşünülmüş bir tünelin başka ağzında:
ve çıkışını da gördü kızıl güneşin, kar tanesi üzerinde.
(bir güneş ve sonsuzluk arasında)
Pekin ağırlığının inceliği değil, burada gergin, dünya,
ve her zamanki gibi; ne de yeşil çeşme bakışı onun kimi zaman
yalnız güneşin suyu ile şimdi; ne de narin inişi yanaklarının
suskun, karanlık oyuğuna ağzının; ne de hoş omzu,
farklı bir japongülü gibi şimdi ve ne temiz; ne de saçı, altından,
gri, bir gün, sonra siyah, eşsiz değerde; ne de
öyle telaş eden, herşeyinde günün ve gecenin,
ve herşeyin üzerinde, daktiloda, kalemde, tükenmezdi
küçük elleri, benim için; ne de…; dediler ki talihim için bana:
"Son büyüm, iyi hatırla! İyi
hatırla!, yerleşti sahip olduğum olumsuz bir şeyde; sanki
bir grinin ışıklarını yayan gölge esintisi, sesleri
bir sessizliğin (ve sonsuz ahenkten olan şimdi), ölümcül
bilinmeyeni bir cüretkar güzelliğin; yerleşimci, kuşkusuz, daha görünür,
belki, tutulmalarda."
Talihim için, daha geçe kaldı sonsuzluk; ve çıktı
o; sonra anlattığı gibi, düşünülmüş bir tünelin başka ağzında:
ve çıkışını da gördü kızıl güneşin, kar tanesi üzerinde.
Yorumlar