Athena bir gün rüzgarların ormanlar arasından geçerken çıkardıkları fısıltıları, sesleri, feryatları taklit etmek istedi. Bir geyik kemiği parçası aldı, deldi bir flüt yaptı. Sonra Olympos'a çıktı ve bütün mabutların toplandıkları salonda icat ettiği flütü çaldı, fakat flütü üflerken avurtları şiştiğinden, güzel yüzü, geçici bir zaman için çirkin bir hal aldı. Bu yüzden Aphrodit ile Hera onunla alay ettiler. Gücenen Athena berrak bir kaynağın başına gitti ve gerçekten flüt çalarken yüzünün çirkinleşip çirkinleşmediğini suya bakarak denedi. Sonunda kendisiyle alay edenlere hak verdi. Rüzgarın çıkardığı ıslıkları bir kemik parçasına üfleyerek ses çıkarmak isterken güzel yüzü biçimsiz bir şekil alıyordu. Kızdı flütü kaldırdı attı. O günden beri hiçbir kimse yüzünün şeklini bozmadan, yanaklarını şişirmeden flüt çalamaz.
Kendisi de flüt çalarken sudaki yansımasını görüp çirkinleşmiş hâlini fark edince çalgıyı, Frigya’nın Kelainai kentinde (Lat. Celaenae - “Dinar” Mendres Irmağını kaynak noktası), kimine göre, o tarihde gene bir Frigya kenti olan Manisa’da* Sipil Dağı eteklerindeki çalılıklara fırlatıp attı. O yörenin Selene kenti doğumlu olan ve çok kutsal tutulan Silenos’u (ya da Satyros) Marsyas flütü bulup sahiplendi. Bunu o kadar keyifle öttürmeye başladı ki, kısa zamanda virtüöz’ü oldu ve daha zengin seslere ulaşmak amacı ile bu model üzerine (Frigya flütü, “aulos” denilen) 7 delikli yeni bir flüt geliştirdi. Bu satyros, armoniyi icadettiği söylenen Hyagnis’in oğlu idi, bu bakımdan müziğe yeteneği büyükdü. Bazıları babasının Oeagros ya da (Herakles ve Euboeu’nın oğlu olan) Olympos olduğ ileri sürer. Tersine, Olympos’un onun oğlu olduğunu iddia edenler de var. Apollo’yu yarışmaya davet edecek kadar cesaretlendi. Bu yarışmanın ilk evresini biliyoruz. Tartışmalı olup, Midasın kulaklarının kurban edildiği bu evreden sonra Marsyas yeni yarışma önerisi de kabûl edildi, ama galip gelen tarafın mağluba istediği muameleyi yapabilme koşulu ile…
Yorumlar