Drama yaşantısının aşamalarında kullanılmak üzere bir çok teknik ve strateji bulunmaktadır. Bu teknikleri kullanarak yaşantıyı ve öğrencileri daha aktif, daha yaratıcı, daha sıradışı yapmak mümkün olmaktadır.
● Oyunlar
Yaratıcılık ve imgeleme boyutlarının içinde olduğu, kimi zaman bilinen çocuk oyunlarından yararlanılan, belirlenen kurallar çerçevesinde sınırsız özgürlükte oyun geliştirme çalışmalarından oluşmaktadır.
Oyun etkinliklerini başlıca altı öğe ile karakterize etmek mümkündür:
1- Özgürlük öğesi: Oyun, kendi dışında bulunan amaç ve hedeflerden bağımsızca oluşur.
2- İçsel sonsuzluk öğesi: Oyunlar kendi içerisinde özel bir zaman yapısına sahiptirler. Ayrıca kendisini sürekli yenilemeye bir eğilim gösterirler.
3- Öyle imiş gibi olma öğesi: Kendine özgü bir gerçekliğin, bir kurgunun bulunmasıdır.
4- İkili durum öğesi: Oyunların insanda farklı hislerin bir arada olmasına sebep olma durumudur. Yani oyunların insana hem gerginlik, hem de heyecan ve haz vermesi durumudur.
5- Kapalı bütünlük öğesi: Oyunların özgürlük içeren sınırlılık taşıması, şekilsizliği, dağınıklığa yol açmaması için belirlenmiş kurallara bağımlı olmasıdır : tematik yönlendirme vb.
6- Şimdiki zaman öğesi: Oyunlar, bir başlangıç bir bitiş durumu sırasındaki birer süreçtir. Yani belirlenen zamanlar içerisinde yer alırlar.
Oyunlara Örnekler :
Önde Turna 1-2-3 oyunu : Katılımcılardan bir ebe seçilir. Diğer katılımcılar alanın bir başka köşesinde dururlar. Ebe yüzü duvara dönük bir şekilde ‘önde turna 1-2-3’ diye sayarken katılımcılar ona doğru ilerlemeye çalışırlar. Ebe saymayı bitirdiğinde katılımcılar donacaktır. Ebe, saymayı bitirdiğine arkasına doğru dönerek diğerlerini hareket halinde yakalamaya çalışır. Ebenin hareket halinde gördüğü kişi oyun dışı kalır. Ebenin tam arkasına gelindiğinde ona en çok yaklaşmış olan kişi, sırtına dokunarak gruptan kalan diğerleriyle birlikte geriye doğru kaçarlar. Ebenin yakaladığı kişi yeni ebe olur. Eğer ebe herhangi birine dokunamamışsa yeniden ebe olur.
Don- Kurtul Oyunu : Gruptakilerden bir ebe seçilir. Diğerleri kaçarlar. Ebenin dokunduğu kişi , ebe ona hangi pozisyonda dokunmuş ise o şekilde donar. Gruptaki diğer üyelerden herhangi biri, donmuş durumda bulunanlardan birinin karşısına geçerek aynı biçimi alırsa, donmuş olan kurtulur. Bu sırada ebeye yakalanmamaları gerekecektir. Ebe tüm katılımcıları yakalayıncaya kadar oyun sürdürülür.
Meyve Sepeti: Grup çember olur. Herkese bir meyve ismi söylenir. Ortada bir ebe olur. Ebe hangi meyveyi söylerse halkadaki o meyveler yer değiştirir. Meyve Sepeti derse bütün herkes yer değiştirir. Bu sırada ebe boş kalan bir yer kapmaya çalışır. Ortada kalan ebe olur.
Kör tavuk ve Sürücü Oyunu : Katılımcılar iki gruba ayrılır. Bir kısmı ‘kör tavuk’, bir kısmı ‘sürücü’ olur. Sürücü olan gruptakiler ayrı ayrı sesler çıkarmaya çalışırken, kör tavuk olan gruptakiler ise gözleri kapalı olarak sürücüyü takip etmeye çalışırlar. Daha sonra kör tavuk olanlar sürücü, sürücü olanlar ise kör tavuk olarak oyun tekrar oynanır.
• Bilinç Koridoru
Bir karakterin yaşamındaki bir ikilem olduğunda ya da bir seçim yapması gerektiğinde kullanılabilen bir tekniktir. Önce öğrenciler , birer duvar gibi karşılıklı dizilerek bir koridor oluştururlar. Karakter öğrencilerin oluşturduğu koridorda yavaş yavaş ilerlerken, öğrencilerin her biri farklı düşünce ve duyguları yansıtan birer cümle söyleyerek karakterin vicdanının sesi olurlar. Burada her öğrencinin farklı öneriler sunma olasılığı vardır. Karakter koridorda ilerlerken, seslerin şiddeti artar hatta giderek yükselir. Bu süreçte , koridor boyunca önerilen düşünceler ve duygusal uyarımlar karakterin bir karara varmasına yardımcı olmaktadır. (O’Neill ve Lambert, 1984, Neelands, 1990)
• Geriye Dönüş
Oluşturulan dramada şimdiki durum ve geçmiş arasındaki ilişki, “geriye dönüş” sahneleri gösterilerek pekiştirilir ya da karakter geçmişin can alıcı görüntüleriyle karşılaştırılır. (O’Neill ve Lambert, 1984, Neelands, 1990)
• Forum Tiyatrosu
Bu teknikte oyunun gidiş doğrultusu, katılımcıların oyunu izlerken değiştirmelerine olanak sağlamaktadır.
• Dedikodu Halkası
Karakterin davranışları, topluluğun içinde söylenti ve dedikodunun yayılması şeklinde yorumlanır. Halkanın etrafında söylentiler yayılırken, abartılı hale getirilerek çarpıklaştırılır. Dramanın daha ileri aşamaları için gerginlik ve çelişkileri belirlemede faydalı bir tekniktir. (O’Neill ve Lambert, 1984, Neelands, 1990)
• Toplantı Düzenleme
Drama içinde kimi olayları kontrol etmek ya da yönlendirmek için kullanılan etkin bir tekniktir. Grup çalışmalarında yeni bir odak yaratmak amacıyla da kullanılır. Katılımcıların , konuşma becerilerinin de açığa çıkması ve gelişmesi için olanak yaratır. (O’Neill ve Lambert, 1984, Neelands, 1990)
• Görüşmeler - Sorgular
Karakterler değerleri, inançları hakkında daha fazla bilgi elde etmek amacıyla gazeteciler ya da otorite bir kişi tarafından sorgulanırlar . (O’Neill ve Lambert, 1984, Neelands, 1990)
• Gerçek An
Grubun drama için bir son sahneyi tasarlamasını gerektiren tekniktir. Gruptakiler sonuç sahnesi için bir “odak noktası” yaratmak zorundadırlar. (O’Neill ve Lambert, 1984, Neelands, 1990)
• Özel Mülkiyet
Bir karakter, nesneler, mektuplar, kostümler, oyuncaklar, kimlik belgeleri vb. dikkatle seçilmiş kişisel eşyalar yardımıyla tanıtılır. Bu nesneler aracılığıyla toplanan verilerle kurulan ilişki karakter hakkında önemli ipuçları verebilmektedir. (O’Neill ve Lambert, 1984, Neelands, 1990)
• Aradaki Boşluk
Öğrenciler, karakterleri birbirlerine olan yakınlık derecelerini gözönünde bulundurarak mesafelendirip düzenlerler (Ne kadar yakın? Ne kadar uzak? Kim Kime yakın?...). Ayrıca zaman içinde bu boşluğun değişimini göz önünde bulundurabilirler. Diğer taraftan öğrenciler bu mesafeyi isimlendirebilirler. (Örn:güç, korku, ihanet, gelenek...vb) (O’Neill ve Lambert, 1984, Neelands, 1990)
• Bölünmüş Ekran
Öğrenciler farklı zamanlarda ve farklı yerlerde gerçekleşen iki veya daha fazla sahne planlarlar, daha sonra filmlerde olduğu gibi bu iki sahnenin arasındaki olayları, ileri ya da geri gitme biçiminde çalışırlar. Bu iki sahnenin kurgusu, bağlantıları, karşılıklı ilişkileri çok dikkatli bir şekilde hazırlanmalıdır. (O’Neill ve Lambert, 1984, Neelands, 1990)
• Yarım Kalmış Materyaller
Gruba tamamlanmamış yazı, resim veya şema sunulur. Onların görevi bunu tamamlamak veya bitmemesine sebep olan problemi çözmektir. (O’Neill ve Lambert, 1984, Neelands, 1990)
• Telefon Görüşmeleri
Dinleyiciler bir telefon görüşmesinde sadece bir tarafı ya da iki tarafı da dinlerler. Öğretmen bu konuşmaları dramaya yeni bir bilgi eklemek, hikayeyi geliştirmek için kullanabilir. (O’Neill ve Lambert, 1984, Neelands, 1990)
● Donma/Hareketsiz Görüntü
Bu teknikte gruptakiler, bir anı, bir düşünceyi, bir konuyu veya bir resmi dondurmak için kendi vücutlarını kullanarak hareketsiz bir görüntü ortaya çıkarırlar. Görüntülerdeki önemli anları, düşüncelerdeki odak noktalarını vurgulamak basit gibi gözükse de aslında etkili bir tekniktir.
● Sıcak Sandalye :
Sıcak sandalye tekniği, bir karakterle veya içinde bulunduğu role iyi konsantre olmuş biriyle röportaj yapmaktır. Gruptakiler ve öğretmen sorular yöneltir. Bu durum, doğaçlama yoluyla yapılan hareketin durdurulması ve karakterlerin olduğu yerden alınıp, soru soracaklarla karşı karşıya gelmek için ‘sıcak sandalye’ ye oturtulmasıyla başlar. Karakterlerin ve rollerin anlaşılmasına destek olmakla beraber motivasyonun da önemini anlamak için bu teknik kullanılabilmektedir.
● Liderin Gruba Katılması :
Drama liderinin, drama içinde rol alması kullanılan teknikler arasında yer almaktadır. Bu durum, gruptakilerin dramadaki yaşantıya olan ilgisini ve aktifliklerini arttırır, sıradan düşünmelerini engelleyerek daha fazla yaratıcı olmalarını sağlar, grup olarak rolleriyle etkileşime girebilecekleri öyküler oluştururlar. Bu tekniği drama lideri amacına uygun, planlı uygulamalıdır. Öğretmenlik derecesini azaltarak, liderlik statüsünden biraz ayrılmalıdır.
• Tüm Grupla Drama
Bütün katılımcılar ve öğretmen (lider) aynı anda dramanın içinde yer alırlar. (O’Neill ve Lambert, 1984, Neelands, 1990)
• Rol Kartları
Bu teknikte drama lideri, katılımcıların oynayacağı rol ve konu ile ilgili
ayrıntılı bilgilerin bulunduğu kartlar dağıtır.
● Doğaçlama
Bu süreçte bireysel ve grupsal yaratıcılığın ön plana çıktığı, daha az kesin olarak belirlenmiş bir süreçte saptanan bir konu yada temadan çıkılır yada saptanan hedefe doğru belli aşamalarda yol alınır.
Doğaçlamalar üç grupta toplanabilir. Bunlar kişilik çatışmalarıyla ilgili doğaçlamalar, kişiliklerdeki karşıtlıklarla ilgili doğaçlamalar ve bireysel doğaçlamalardır.
Kişilik Çatışmalarıyla İlgili Doğaçlamalar
Bu türde olan doğaçlamaları uygulama sırasında dikkat edilmesi gereken ilkelerin belirlenmesi gerekmektedir :
1- Doğaçlamalar boyunca amaç hiç akıldan çıkarılmamalıdır.
2- Drama lideri, öğrenciye amacı söyledikten sonra, öğrenci amaçla ilgili soru sormamalıdır. Önemli olan öğrencinin amacı ne anlayıp, nasıl yorum yaptığıdır. Kafasında durumu oluşturup, o duyguya girip doğaçlamayı yapmalıdır ve asla amacı değiştirmemelidir.
3- İzleyenler önemli değildir sadece öğrenci dikkatini karşısındaki diğer öğrenciye vermelidir.
4- Doğaçlamaya yeni öğeler girebileceğinden karşıdaki öğrenci dikkatle izlenmelidir. Yalan söylediğinden emin olmadıkça ona soru sorulmamalıdır.
5- Gerekirse bir nesne doğaçlama boyunca kullanılabilir. Ancak önemli olan o nesnenin kullanılması değil, canlandırmadır.
6- Karşıdaki öğrenci için “kötü satıcı”, “şaşkın arkadaş” gibi sıfatlar kullanmaktan kesinlikle kaçınılmalıdır.
7- Drama liderinin “DUR” işaretine kadar doğaçlama devam etmelidir.
Doğaçlama sonunda tüm grupla tartışmalar yapılabilir. Bu tartışma esnasında aşağıdaki soruların yanıtları aranmalıdır.
o Öğrencilerin amaçları ile davranışları birbirine ne kadar yakındı ?
o Oyunculardan biri yada ikisi amaçlarını değiştirdiler mi ?
o Amaca ulaşırken öğrenciler kendilerine özgü bir yaklaşım kullandılar mı ?
o Canlandırılan kişilikler sıradan bir görüntü verdiler mi ?
o Doğaçlama sırasında öğrencilerin dikkati dağıldı mı ?
o Öğrenciler çok fazla hareket ettiler mi ?
o Öğrenciler çok fazla konuştular mı ?
o Öğrenciler çok fazla mimik ve jest kullandılar mı ?
o Öğrenciler çok fazla yaratıcılıklarını kullandılar mı ?
o Öğrenciler, öğretmenin verdiği süreyi iyi kullandılar mı?
Kişilik Çatışmalarıyla İlgili Doğaçlamaya Örnek :
Doğaçlama: Bir tarih öğretmeni ve öğrenci, öğretmenin odasında, öğrencinin ödevi hakkında konuşuyor.
Öğretmenin amacı: Elinde çok kaliteli ödevin bu öğrenci tarafından yapılmadığına inanıyor. Öğrencinin bunu açıklaması için onu ikna etmeye çalışıyor.
Öğrencinin amacı : Bu ödev üzerine çok çalışmış. Öğretmenini bu ödevi kendisinin yaptığına ve çok uğraştığına inandırmak istiyor.
Kişiliklerdeki Karşıtlıklarla ilgili Doğaçlamalar :
Kişilik çatışmalarıyla ilgili gereken ilkeler bu tür doğaçlamalarda da geçerlidir. Bu ilkelerin uygulanmasından sonra grupla tartışmalar yapılabilir. Aşağıdaki soruların cevapları aranmalıdır bu süreçte:
o Öğrencilerin duyguları, eğilimleri, tutumları ve psikolojik durumları gerçeği ne kadar yansıtmaktaydı ?
o Öğrenciler kendilerine verilen kişilikleri mi yoksa kendi inandıkları kişilikleri mi canlandırdılar ?
o Öğrenciler çok fazla konuştular mı?
o Öğrenciler çok fazla mimik ve jest kullandılar mı ?
o Öğrenciler yaratıcılık özelliklerini iyi kullandılar mı ?
Kişilik Karşıtlıklarıyla İlgili Doğaçlamaya Örnek :
Doğaçlama : İki arkadaş sınavdan kötü not aldıklarını öğrendikten sonra sınıftan çıkıyorlar.
Birincinin amacı : Sınavının iyi geçtiğini düşündüğü için çok umutsuzdur. Bu durum onun için beklenmedik bir durumdur.
İkincinin amacı : Sınavı kötü geçmiştir. Bu onun için beklenen bir durumdur.
Bireysel Doğaçlamalar :
Bireysel doğaçlamalarda, her öğrenci kendi amacının karşısında bir engel ile karşılaşacaktır.
Öğrenci bu engelin üstesinden gelebilmek için gerek fiziksel gerekse de psikolojik çözüm bulmalıdır. Önemli olan yaratıcı bir çözüm bulmalıdır.
Öğrenci, doğaçlamaları canlandırmak için pandomim yapmalıdır. Yani sözcükleri kullanmamalıdır.
Günlük yaşamda, engelleri çoğu zaman herkesin kendi başına çözmek zorunda kalması gibi bu doğaçlamada da öğrenci tek başına, yardım almadan engeli ortadan kaldırmaya çalışmalıdır.
Bu doğaçlama sonunda aşağıdaki sorulara cevap aranmalıdır:
o Öğrencilerin engelle karşılaşmadan önceki hedefleri açık ve belirgin miydi ?
o Öğrenciler engeli ortadan kaldırmak için ne kadar yaratıcı davrandılar ?
o Öğrenciler engele karşı nasıl bir tutum takındılar ?
o Aynı durumda diğer öğrenciler nasıl davranırlardı ?
Bireysel Doğaçlamalara Örnek :
Öğrencisin. Haftalardır çalıştıktan sonra yarın sabaha yetiştirmek zorunda olduğun ödevi temize çekmek için bilgisayarını açıyorsun. Bilgisayarının çalışmadığını görüyorsun. Düzeltmek için uğraşıyorsun. Ancak sistem tamamen bozuluyor. Çevrede ödünç olarak kullanabileceğin bir bilgisayar yok.
● Pandomim
Bu teknik, bilindiği üzere fikirlerin sözcükler olmadan ifade edilmesidir. Öğrenciler pandomim ortamı içinde geçmiş yaşantılarını hatırlamak için dikkatlerini yoğunlaştırırlar; gördüklerini hatırlamaya çalışırlar ve zihinsel olarak bütün bunları resimleyip şekillendirirler.
● Rol Oynama
Dramatik oyunda olayların ve durumların canlandırıldığı görülür; rol oynamada ise oyundaki karakterlerin özellikleri ve hisleri canlandırılır. Doğaçlama, her ikisinin karışımıdır. Genellikle çocuklar karakterleri basmakalıp görmeye eğilimlidirler. Örneğin polis hırsızları yakalar, trafik polisi elini kolunu hareket ettirerek trafiği kontrol eder, doktor hastaları muayene eder, ilaç verir. Bu karakterler gerçek kişiliklerden çok yaptıkları işlerle tanınırlar. Rol oynamanın ilk aşamalarında çocuğun oyununda bu insanların basmakalıp görülmesi engellenmelidir. İlk başlarda çocuk, karakterlerin farklı özelliklerini kolayca ayırt edemez. Bu yüzden kızgın bir adam, kişiliğinin diğer özelliğiyle oynamalıdır. Örneğin çocukların her birine sinirli bir postacı, yorgun ve kızgın bir otobüs şoförü resmi gösterilir. Karakterler çocuklara dağıtılır ve bunların neden sinirli, yorgun ve kızgın olduklarını anlatmaları istenir. Daha sonra karakterler bir araya gelerek bir olay yaratabilirler (McClintock, 1984).
Doğaçlamayı oynamak çocuklara rol oynamaktan daha zor gelir. Canlandırılacak durum veya olay daha önceden bilinse bile konuşma kolayca akmaz. Diyalog ilk başlarda kısa ve sınırlıdır. Fakat çocuk alıştıkça çabuk akar. Doğaçlama çocuğa, sosyal olaylardaki gerçeğe uygun davranışları canlandırması için fırsatlar verdiği gibi, gerçek hayatta karşılaşma olasılığının bulunmadığı rolleri üstlenerek hayali durumları da oynaması için olanaklar sunar. Çalışma esnasında diyaloglar çocuklar tarafından oluşturulurken dil yeteneği de üst düzeyine ulaşır.
Dramatizasyon, oyunlaştırma; bir duygu ve düşüncenin, durumun, sorunun ya da olayın hareket, mimik, ses ve sözle bir grup önünde canlandırılmasıdır.
Dramatizasyon iki yolla yapılır.
1- Herhangi bir oyun yani piyes metnine bağlı olmadan öğrencinin okuduğu, gördüğü yada dinlediği şeylerden anladığını hareket ve sesle anlatmak, bir çeşit yorumlamaktır. Örneğin, Türkçe dersinde okuma parçaları dramatize edilerek okunup yorumlanabilir. Öğrenciden, kendisini çeşitli varlıkların ve kişilerin yerine koyması onları canlandırması istenebilir ve böylece konular somutlaştırılmış olur.
2- Dramatizasyonun ikinci türü ise bir oyun metninin canlandırılmasıdır.
Dramatizasyon yöntemi ile öğrenciler kendilerini başkalarının yerine koyarak, bulunduğu zamandan farklı bir zaman ve boyutta olay ve durumları rol yaparak canlandırırlar.
● Ritüel
Ritüelde pratik bir amaç güdülür. Bu amacı gerçekleştirmek için, yaşamın taklidi yapılır.Yaşamdaki işler, ya önceden onları etkilemek için, ya da sonradan onları paylaşmak amacıyla canlandırılır.
Ritüelde toplu hareket ve toplu eylem ön plandadır. Ritüelin konusu tekdüze ve bilinendir.Ritüelde yaşam duygusu içgüdüsel olarak paylaşılır.
Bu teknikte,drama içinde öğrenciler, yıl dönümleri , inanç ve değer sistemlerine uygun olarak ritüel (tören-ayin) ve seremoniler düzenlerler. (O’Neill ve Lambert, 1984, Neelands, 1990)
● Dramada Kullanılan Araç, Gereç ve Materyaller:
Drama sürecinde akla gelen hemen her türlü araç, gereç ve materyaller, bu tekniklerle beraber kullanılabilir. Buradaki kullanım araç, gereç ve materyallerin asıl görevinde kullanılmasının yanı sıra, bunlar başka nesnelermiş gibi kullanılması, birleştirilerek başka bir nesneler halinde kullanılması şeklinde algılanabilir. Örneğin, bir cetvel gerçek anlamında bir şeyi ölçmek için kullanılabileceği gibi bir telefon olarak da kullanılabilir.
Drama süreçlerinde, en sık kullanılan araç müzik ileten araçlardan olan teyptir. Bunun yanı sıra fotoğraf, resim, poster, drama lideri tarafından hazırlanmış öğretim yaprakları, yazı, gösterim tahtası gibi görsel araçlar, karton, resim kağıdı, el işi kağıdı, renkli kalem, boya, oyuncak gibi gerçek eşyalar, kitap, dergi, gazete, afişlerden kesilmiş haberler, yazı, duyuru ya da fotoğraflar gibi basılı materyaller, slayt ya da tepegöz projektörü gibi aygıtlar önemli araç ve gereçlerdendir.
Bunların yanı sıra kullanılmayan eski eşyalar da, modası geçmiş her türlü kıyafet, ev eşyaları, eski paralar da drama sürecinde kullanılabilir.
• Anılar
Anı türünün doğuşunda yaşanılmış olanı başkalarıyla paylaşma yönelimi yanında geçmişi didikleme, onu belleğin yardımıyla dilde yeniden sergileme isteğinin de payı vardır. Anı, insanoğlunun kendisiyle her türlü hesaplaşması, kendini başkalarına kendi dili, kendi kalemiyle tanıtmasıdır (Özdemir, 1994).
Dramada anılarla ilgili çalışmalar, bireyin kendi yaşantı birikimini, gözden geçirmesine ve bu birikime bugünkü koşullarda, bugünkü anlayış çerçevesinde irdelemesine yardımcı olur. Diğer tarafta bu birikimleri ne kadar ve nasıl paylaşabildiği konusunda kendisiyle yüz yüze gelir. Anılarla çalışmak düne bugünün gözüyle bakmayı, dünden bugüne değişen davranışları, tutumları vb. görmeyi ve yaşamdaki zaman boyutunu algılamayı kolaylaştırır. Anılarla çalışma yaşanılarak öğrenilmiş olan: birlikte yeniden düzenleme, yeniden oluşturma, eleştirme, hesaplaşma, yansıtma vb. süreçlerini içerir. Anılarda yararlanmada sadece bellek kullanılmaz; mektuplar, resimler, belgeler, dergi ve gazeteler, günlükler ve fotoğraf vb. anıların gerçekliği ve inandırıcılığını arttırmak için yararlanılabilir.
• Dramada yazınsal türleri kullanma : ÖYKÜ
Öykünün yapısını oluşturan öğeler; olay ve durum, kişi ve karakter, yer ve zaman anlatım yöntemidir. Her öykü bir olay ya da duruma yaslanır. Olaylar gerçekte insanın eyleme dönüşmüş, tutkuları, özlemleri, düşleri yada istemleridir. Bu yönde her olay ya da durum bir sorunu da birlikte getirir. Bu sorun insanı insanla, insanı doğayla, insanı toplumla ya da insanın kendisiyle olan çatışmasında bir yön içerir (Özdemir, 1994).
Dramada öykülerden pek çok biçimde yararlanılabilir. Bunların bir kısmı var olan öykülerden yaralanmakla olabilir, bir kısmı ise yeni öyküler oluşturmaktır. Var olan öykülerin başını, sonunu, ortasını değiştirmek olabileceği gibi bilinen öyküleri bir araya getirip yeni öyküler oluşturmak da olabilir.
Yeni öyküler oluşturmak ise dramada kullanılan pek çok malzemeyi araç olarak ele alınıp bunlar bireyde bıraktığı izlerden yeni öyküler oluşturmaktır. Bu etkinlikler sayesinde birey hayatını alaya almakta, yaşamı değişik açılardan ele almakta, düşünce boyutunu genişletmekte ve bu yolla öğrenmektedir.
• Dramada yazınsal türleri kullanma: ŞİİR
Şiir dil içinde özel bir dildir. Şiir öteki yazınsal ürünlerden ayıran belirleyici yönü budur. Şiir bilgi değil yaşantıyı aktarır. Duygulardan, imgelerden, düşlerden, özlemlerden oluşmuş bir yaşantı birikiminin ürünüdür. Ozanın okuyucusu için yarattığı, okuyucunun paylaşacağı yeni bir yaşantıdır. (Özdemir, 1994).
Dramada şiir oynama ya da şiir oluşturma çalışmaları bireyin imgeleme gücünü geliştirmektedir. İmgeleme gücü ve düş gücü gelişmiş olan birey aynı zamanda yaratıcı birey olma yolunda önemli adımlar atmış demektir. Bunların yanı sıra bireyin söz dağarcığını da geliştirir. Dile yeni sözcükler katmak eskimiş sözcükleri günlük dilden arındırmak vb. İletişimsel becerileri, şiir okuru ve dinleyicisi olarak bireyi geliştirir.
• Dramada yazınsal türleri kullanma: MASAL
Masal, yazınsal türler içinde çocuğun dünyasına yakın bir dünya sunmaktadır. Bu dünya içinde çocuk yetişkinler arasında kendi yerini bulmaya çalışır. Masal içinde olmak düşle gerçek arsında bir yolculuk yapmaktır. (Dilidüzgün, 1994).
Masalın ağırlık noktasını değiştirme, masalın sonunu devam ettirerek yenilikler geliştirme, asıl masalın öncesinde ve sonrasında olanları tahmin etmek gibi değişik çalışmalar, masalın alımlama farklılıklarına dayanan çalışmalardır. Masal uyarlamaları, alaylamadan yararlanma, geleneksel anlatım biçimi yerine güncel dili kullanma gibi çalışmalar da masalın çok yönlü kullanımına ilişkin örnekler arsında yer alabilir (Dilidüzgün, 1994).
Dramada masala ilişkin çalışmalar, şiirde ve öyküde de olduğu gibi, yazımsal türlerden yola çıkarak yaratıcı düşünceyi geliştirmek için yapılan çalışmalar arasındadır. Bireyin yaşamına en yakın dünyayı sunarken, diğer yazımsal türler için de geçerli olan söz dağarcığını geliştirme, düş gücünü harekete geçirme gibi işlemleri de yerine getirirler.
● Dramada Kitle İletişim Araçları Oluşturma
Kitle iletişim araçları, bireyin dış dünya ile ilişki kurmalarına, okulla sınırlı kalmayıp bilim ve teknikteki gelişmeleri izlemelerine, çok uzaklarda meydana gelen toplumsal, kültürel ve politik olaylardan, çağdaş sorunlardan haberli olmalarına olanak verir. Kitle iletişim araçlarının belli başlı görevleri; habercilik, kamu oyu oluşturma siyasal sürece katılma ve denetleme, eğitim ve toplumsal bütünleşme olarak sıralanabilir (Geray, 1978).
Dramada, kitle iletişim araçlarını düşsel olarak oluşturmak öğrenciler için zengin yaratıcılık sağlar. Gazete çıkarmak, radyo haberi oluşturmak ya da TV programı düzenlemek öğrencilerin bu tür kitle iletişim araçlarına birbirlerinin nasıl baktıklarını görmeyi ve bunlarla ilgili olarak yeni düşünceler geliştirmelerini sağlar. Diğer yandan bu kitle iletişim araçları hakkındaki yanlış ve olumsuz algılamaların düzeltilmesi ya da var olanların analiz edilmesi gibi fırsatlar sunar. Birer bunlarla beraber fotoğraf, resim, yazı ve gazete figürlerini ilişkilendirmeyi de öğrenir.
SONUÇ
Drama yaşantısına aktif olarak katılan bireylerin, grup içerisinde uyum içinde çalışabilmesi, bireyin kendini gerçekleştirmesi, üretken, yapıcı, iletişime açık bir hal alması, dil ve iletişim becerilerini ilerletmesi gibi bir çok özelliğe sahip olması dramada kullanılan teknikler sayesinde olmaktadır. Bu tekniklerin yalnız kullanılacağı gibi diğer tekniklerle de iç içe kullanılması, çeşitli materyallerle desteklenmesi, bireye kazandırılacak olan davranışların niteliğini artırmaktadır.
Kaynakça:
Adıgüzel, H.Ömer, (2002), Örgün Eğitimde Dramatizasyon, Cahit Kavcar, Yaratıcı Drama 1985-1995 Yazılar, s.19
Adıgüzel, H.Ömer, (2002), Eğitim ve Öğretimde Yaşayarak Öğrenme Yöntemi ve Estetik Bir Süreç Olarak Yaratıcı Drama, İnci San, Yaratıcı Drama 1985-1995 Yazılar, s.70
Adıgüzel, H.Ömer, (2002), Okul Öncesi Öğretmenin Niteliğini Geliştirmesinde Yaratıcı Drama Eğitiminin Rolü, Esra Ömeroğlu, Yaratıcı Drama 1985-1995 Yazılar, s.91
Adıgüzel, H.Ömer, (2002), Eğitimde Drama, Sibel Güneysu, Yaratıcı Drama 1985-1995 Yazılar, s.95
Adıgüzel, H.Ömer, (2002), Yaratıcı Drama Eğitiminin İngiltere’de Okul Öncesi Eğitiminde Kullanılmasıyla İlgili Bir İnceleme, Esra Ömeroğlu, Yaratıcı Drama 1985-1995 Yazılar, s.110
Adıgüzel, H.Ömer, (2002), Sanatta, Yaratıcılık Oyun, Drama, İnci San, Yaratıcı Drama 1985-1995 Yazılar, s.128
Adıgüzel, H.Ömer, (2002), Eğitimde Yeni Bir Yöntem ve Disiplin : Yaratıcı Drama, H.Ömer Adıgüzel, Yaratıcı Drama 1985-1995 Yazılar, s.158
Adıgüzel, H.Ömer, (2002), Günümüz Eğitiminde Dramanın Yeri, Tülay Üstündağ, Yaratıcı Drama 1985-1995 Yazılar, s.200
Dilidüzgün, Selahattin, (1994), Masalın Eğitimdeki Yeri, Çağdaş Eğitimde Sanat.ÇYDD Yayınları, No:9
Geray, Cevat, (1978), Halk Eğitimi, Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Fakültesi Yayınları, No :73
McClintock, B.A., (1984), Drama for Mentally Hendicapped Children, London : A.Condor Book Sovenir Press. Ltd.
Neelands, J. (1990), Structuring Drama Work,Cambridge, CUP
O'Neill, C. & Lambert, A. (1984), Drama Structures: A Practical Handbook for Teachers. London:Hutchinson.
Ozdemir, Emin. (1994) , Yazınsal Türler, Ankara : Ümit Yayıcılık
Üstündağ,Tülay, (2002), Yaratıcı Drama Öğretmenimin Günlüğü, Ankara : Pegem Yayıncılık
Yorumlar