Batı müziğinde iki sesin arası iki eşit parçaya bölünmektedir ve arada kalan ses diyez ya da bemol ifadeleriyle tanımlanır. Ancak Türk Müziğinde iki notanın arası her birine koma ismi verdiğimiz 9 eşit parçaya ayrılmaktadır. 1,4,5 ve 8 komanın özel isimleri ve harfleri(rumuz) vardır. Makamları ortaya çıkaracak olan dörtlü ve beşliler oluşturulurken bu isimler ve harflerden yararlanılır.
M.Ö. 582 yılında Sisam adasında doğdu. Resmi matematik tarihinde dik üçgenlerin sırrını dünyaya indiren ölümlü olarak geçer.
Çok zengin bir ailenin çocuğu olarak doğdu. İlk gençlik yıllarında özel hocalardan eğitim gördü. Yirmi yaşlarına geldiğinde “ hocalardan öğreneceğim yeter, ben dünyayı gezip görmek istiyorum” dedi. Önce Babil’e oradan da Hindistan’a gitti. Burada Hint ve Çin matematiğiyle tanıştı. Daha sonra kendisini meşhur edecek olan dik üçgen teoremini burada Çinlilerden öğrendiğini tahmin ediyoruz. Çünkü o sırada Çinliler dik üçgen teoremini çoktan biliyorlardı. Daha sonra Pisagor Mısır’a, İskenderiye’ye gitti. Burada matematik bilen rahiplerle tanıştı. Rahipler matematik bilmek zorundaydılar çünkü Nil her yıl taşıyor ve etrafı balçık kaplıyordu. Nil çekildikten sonra bu çamurların arasında eski tarlaları bulup sahiplerine iade etmek gerekiyordu. Bunun için de belli başlı nirengi noktalarını göz önüne alarak eski tarlaların sınırlarını geometri kullanarak çizmek zorundaydılar. Pisagor bu sırada Çinlilerden öğrendiği dik üçgen teoremini rahiplere anlattı. Her halde bunu onlara kendi buluşu olarak anlatmış olacak ki bu olay onun adını matematik tarihinin ölümsüzleri arasına soktu.
Daha sonra Sisam adasına geri döndü. Burada pek çok mürit topladı. Müritleriyle beraber İtalya’ya göç etti. Bu tarikatın inancına göre evrende her şey sayılarla idare ediliyordu. Ve sayılarla idare edilebilirdi.
Tarikat Pisagor’dan sonrada uzun süre devam etti. Nihayet bir gün bir grup insan Pisagor tarikatını bir toplantı sırasında bastı ve onları gökyüzü hakkında fikirler ileri sürmekle suçlayarak hepsini öldürdü.
Matematiğin Aydınlık Dünyası
Sinan Sertöz
Çok zengin bir ailenin çocuğu olarak doğdu. İlk gençlik yıllarında özel hocalardan eğitim gördü. Yirmi yaşlarına geldiğinde “ hocalardan öğreneceğim yeter, ben dünyayı gezip görmek istiyorum” dedi. Önce Babil’e oradan da Hindistan’a gitti. Burada Hint ve Çin matematiğiyle tanıştı. Daha sonra kendisini meşhur edecek olan dik üçgen teoremini burada Çinlilerden öğrendiğini tahmin ediyoruz. Çünkü o sırada Çinliler dik üçgen teoremini çoktan biliyorlardı. Daha sonra Pisagor Mısır’a, İskenderiye’ye gitti. Burada matematik bilen rahiplerle tanıştı. Rahipler matematik bilmek zorundaydılar çünkü Nil her yıl taşıyor ve etrafı balçık kaplıyordu. Nil çekildikten sonra bu çamurların arasında eski tarlaları bulup sahiplerine iade etmek gerekiyordu. Bunun için de belli başlı nirengi noktalarını göz önüne alarak eski tarlaların sınırlarını geometri kullanarak çizmek zorundaydılar. Pisagor bu sırada Çinlilerden öğrendiği dik üçgen teoremini rahiplere anlattı. Her halde bunu onlara kendi buluşu olarak anlatmış olacak ki bu olay onun adını matematik tarihinin ölümsüzleri arasına soktu.
Daha sonra Sisam adasına geri döndü. Burada pek çok mürit topladı. Müritleriyle beraber İtalya’ya göç etti. Bu tarikatın inancına göre evrende her şey sayılarla idare ediliyordu. Ve sayılarla idare edilebilirdi.
Tarikat Pisagor’dan sonrada uzun süre devam etti. Nihayet bir gün bir grup insan Pisagor tarikatını bir toplantı sırasında bastı ve onları gökyüzü hakkında fikirler ileri sürmekle suçlayarak hepsini öldürdü.
Matematiğin Aydınlık Dünyası
Sinan Sertöz
Yorumlar