Batı müziğinde iki sesin arası iki eşit parçaya bölünmektedir ve arada kalan ses diyez ya da bemol ifadeleriyle tanımlanır. Ancak Türk Müziğinde iki notanın arası her birine koma ismi verdiğimiz 9 eşit parçaya ayrılmaktadır. 1,4,5 ve 8 komanın özel isimleri ve harfleri(rumuz) vardır. Makamları ortaya çıkaracak olan dörtlü ve beşliler oluşturulurken bu isimler ve harflerden yararlanılır.
"Bir şeyi ezberLemektense, her türLü cezayı çekmeyi tercih ederdim." ( A. Einstein )
Einstein Londra’ya bir gidişinde yanına kemanını da almıştı.Onu karşılayan arkadaşı kemana bir göz attıktan sonra sordu : "Keman çalmayı da sonunda becerebildin galiba?" Öğrenebilmek için ne kadar çaba harcadığını bilirim.”
Einstein başını iki yana salladı: "Hayır dostum, hala doğru dürüst çalmayı öğrenemedim" dedi ve ekLedi; "Keman öğretmenim bendeki sorunun sayı sayabilmeyi bilmemek olduğunu söylüyor."
Matematik ve fizik dahisi Einstein keman çalabilmeyi öğrenebilmesi için her şeyden önce belirli bir tempodaki sayı sayabilmeyi öğrenmesi gerektiğini biliyordu.
Bir yandan bu konudaki yeteneksizliğine gülerken bir yandan da bir ilköğretim öğrencisi gibi çalışarak sayı saymayı öğrendi.
Bu yolu Einstein, daha sonra bir yaşam biçimi olarak benimsedi ve tüm yaşamı boyunca yeni bir şeyler öğrenebilmek için hep önce "aşağı eğilme" yöntemini uyguladı.
Adamın biri kaLdığı bir otelin girişinde bir "musluksuz çeşme" görür. Çeşmenin üstünde; "Eğil ve İç" sözcükleri yazılıdır. Su içmek isteyen kişi, bu musluksuz çeşmeye yaklaşıyor, hafifçe eğiliyor ve o anda birden otomatik olarak akmaya başlayan suya ağzını dayayarak, içebildiği kadar su içiyordu.
"EğiL ve İç".
Bu çeşmeyi ve üstündeki iki sözcük bize, Einstein'ın bu konudaki yaşam ilkesini anımsatır. Yalnızca susuzluğu gidermek için değil, bilgisizliği gidermek için de geçerli bir yöntemdi, "EğiL ve İç"…
Özellikle bilgi çeşmesi karşısında uygulanması gereken bir yöntemdi bu. Albert Einstein gibi zeki ve bilge kişiler, ancak şu iki önemli noktaoda farkındaLık geLiştirdikten sonra yeni bilgiler öğrenebileceklerini bilirler:
1) Bilmeleri gereken her şeyi henüz bilmiyorlardır.
2) Yeryüzünde kimi kişiler, bildiklerini başkalarıyla paylaşmaktan mutluluk duymaktadırlar ve isteyen kişilere bu bildiklerini, gönüllü olarak öğretmeye hazırdırlar. Bir bilgenin bilgilerine ortak olabilmemiz için yalnızca şu alçakgönüllü davranışını yapmamız, bizim için yeterli olacaktır: "Eğileceğiz ve İçeceğiz..."
Başarılı bir yöneticiye bir gün, başarısının nedenini sormuştum. Şöyle açıkladı bu nedeni: "Birlikte çalıştığım her kişinin, elbette benden daha iyi bildiği konular vardır. Benim yaptığım, onları dikkatlice dinlemek ve bildiklerini kendilerinden öğrenmekten başka bir şey değildir."
Bu başarılı yönetici, aslında çok başarılı bir "öğretici" idi de. Fakat onun asıl yaptığı iş, "öğrenici"likti. O, çalışma iş yerinizdeki "telefoncu bayan" ya da yerleri süpüren, masaların tozlarını alan temizlikçi, belki de yan komşunuzdur.
Onların sizden daha iyi bildikleri o kadar çok konu vardır ki… Onlarla o bilgilerini paylaşabilmeniz için yalnızca "eğilmeniz" ve "içmeniz" yeterli olacaktır.
aLıntı
Yorumlar
peri floyd
teşekkürler biSGen-eLvitodeLLa