Batı müziğinde iki sesin arası iki eşit parçaya bölünmektedir ve arada kalan ses diyez ya da bemol ifadeleriyle tanımlanır. Ancak Türk Müziğinde iki notanın arası her birine koma ismi verdiğimiz 9 eşit parçaya ayrılmaktadır. 1,4,5 ve 8 komanın özel isimleri ve harfleri(rumuz) vardır. Makamları ortaya çıkaracak olan dörtlü ve beşliler oluşturulurken bu isimler ve harflerden yararlanılır.
İcra Eden : Uğur Çetintaş - 21 Haziran 1989’da Çanakkale’de doğdu. İlk ve orta okulu Çanakkale Gazi İlköğretim Okulu’nda okudu. Ardından Hüseyin Akif Terzioğlu Çanakkale Anadolu Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi’nin yapmış olduğu özel yetenek sınavlarını kazanarak müzik bölümünde okumaya hak kazandı. Burada bireysel çalgı olarak (yan)flüt seçti ve bu alanda ilk çalışmalarına Bahadır Aytaş ile başladı.
Lisedeki öğreniminden sonra 2007 yılında Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı’nın yapmış olduğu özel yetenek sınavlarını kazanarak öğrenimine burada devam etti. Burada da Arş. Gör. Ajda Şenol ve Öğr. Gör. Z. Ezgi Kara ile flüt çalıştı. 4 yıllık lisans eğitimi boyunca birçok resital düzenledi, konserlere ve workshoplara katıldı. 2008 yılında Öğr. Gör. Yusuf Hasanov’un kendi yönetimindeki özel oda orkestrasında çalıştı. 2009-2010 yıllarında Azerbeycan Devlet Sanatçısı ve Öğr. Gör. Hasan Adıgüzelzade yönetimindeki Nilüfer Belediyesi Oda Orkestrası’nda çalıştı.
Not : ( An itibariyLe ) Eserin bestecisi Kemani Kevser Hanım hakkında net ortamında doğru düzgün bir biLgi / açıkLama / biyografi buLamadım ve bu beni çok şaşırttı. ( Bu arada hâLâ bir şeyLere şaşırıyor oLmama da şaşırıyorum ya o ayrı ! ) MüzisyenLer arasında iyi biLinen, tanınan, sık sık çaLınan bir eserin bestecisini kimse merak etmedi mi acaba ? Etti de yazmaya mı üşendi? Bestecinin kadın oLmasının bunda bir payı var mıdır acep ? SoruLarı arttırabiLirim ama şimdiLik kaLsın…
Birkaç yıL önce de, dünyaca ünLü fLütçüLerden James GaLway,in hayatı Vikipedi’de ( Türkçe böLümünde ) yoktu, yazıLmamıştı. Türkiye’de ünLü bir fLütiste (GaLway’in öğrencisidir ) durumu iLetmiş ve üzüntümüzü beLirtmiştik, kİ kendisi de buna çok şaşırmıştı. Bunu değiştirmek adına elinden ne geLirse yapacağını ( elinde GaLway’e ait ingilizce bir biyografi metni varmış ) beLirtmiş ancak iki üç kez sormamıza/üsteLememize ( Biz bu metni Türkçe’ye çevireLim istemiştik ) rağmen bir sonuç aLamamıştık. SağoLsun biriLeri uğraşmış emek vermiş ve şimdi bu eksikLik tamamLanmış / düzeLtiLmiş durumda.
Biz müzisyenLer çok mu tembeLiz ?!? İyi de adama sormazLar mı , Müzisyen ( endirekt – yuvarLamaLı ) eşittir sanatçı, sanatçı ( direk – yuvarLamasız ) eşittir merakLı, yaratıcı… bu gidişte bir eksikLik var gibi …. yoksa eksikLik biz de mi ?!?
Yorumlar