Ana içeriğe atla

Makamsal Türk Müziğinde Aralıklar ve Koma Değerleri

Batı müziğinde iki sesin arası iki eşit parçaya bölünmektedir ve arada kalan ses diyez ya da bemol ifadeleriyle tanımlanır. Ancak Türk Müziğinde iki notanın arası her birine koma ismi verdiğimiz 9 eşit parçaya ayrılmaktadır. 1,4,5 ve 8 komanın özel isimleri ve harfleri(rumuz) vardır. Makamları ortaya çıkaracak olan dörtlü ve beşliler oluşturulurken bu isimler ve harflerden yararlanılır.

AHMET KANNECİ / Camiler de klasik müzik konserlerine açılsın


Türkiye’de 2000'li yıllara kadar adını duyan yok denecek kadar azdı. Oysa gitarın büyük ustası Alirio Diaz onu “maestro” diye selamlıyor, Bartok’un yolunda yürüdüğünü söylüyor. Gitar dünyasında, Segovia Yarışması’nda jüri üyesi seçilecek kadar saygın bir müzikçi. 1996’da yayımlanan ilk albümü Anatolian Pieces övgüyle karşılanmıştı. “Virtüöz değilim, sadece gitar çalıyorum” diyen Kanneci’yle o günlerde müziğe bakışını konuşmuştuk. Gitar, ülkemizde en fazla satılan çalgıların başında geliyor. 1980'lerden beri gitar festivaleri düzenleniyor. Konservatuvarlarda gitar sınıfları var. Ama ne hikmetse Türkiye’nin uzun yıllar uluslararası flatforma çıkan müzisyenleri sadece kemancılar ve piyanistler. İrkin Aktüze’nin 1952’de İtalya’da kazandığı ödül sonrasında yıllarca Türk gitarcılarının herhangi bir başarısına rastlanmamıştı. Nihayet İspanya'daki Uluslararası Segovia Yanşması'na jüri üyesi olarak çağrılan, Alirio Diaz gibi virtüözlerden övgü alan, İspanya'dan Arjantin'e pek çok ülkenin önemli bestecilerinin adına eser adadığı bir virtüözümüz oldu. Sanırım Ahmet Kanneci müzik tarihimize her şeyden önce Türk gitarcılarının makus talihini değiştiren müzikçi sıfatıyla geçecek.


Sırrını öğrenmek zor


Ahmet Kanneci'yi telefon röportajı için aradığımda İspanya ve İtalya'yı kapsayan sekiz konserlik turdan Ankara'ya yeni dönmüştü. Sevinçli, heyecanlıydı. Segovia Yarışması'yte, adına adanan yeni bestelerle ilgili anlatacakları vardı. Münasebetsizlik işte, "Makus talihinizi nasıl yendiniz" sorusuyla başladık söyleşiye...Öyle ya, o da üniversite günlerinde hobi olarak gitara başlayanlardandı.


Biyografisine göre, lise yıllarında resme, atletizme meraklıydı. Uzun atlamada, üç adımda Türkiye şampiyonlukları kazanmıştı. Gitarı eline ilk kez ODTÜ Mimarlık'ta okurken, yani başkalarının virtüözlüğünü ilan ettiği yaşta almıştı. Okulu boşlamadan virtüöz olmayı becermişti. Başarısının ardında sihirli bir formül olduğunu düşünüyordum.Cevap hiç beklemediğim kadar yalın oldu. "Kararlılığım sayesinde" dedi Kanneci. "18 yaşında gitarı elime ilk aldığımda hedefimi saptamıştım. Güzel giyinmekten, sinemaya gitmekten vazgeçip zamanımı, bütçemi bu işe ayırdım. Başlangıçta yeteneğimden şüpheliydim.


Ama ilk derslerden sonra güvenim pekişti."Sırrını röportajın sonlarına doğru başka bir soruyu yanıtlarken verdi. Söylediğine göre gitar hocasıyla çalışmak hobinin ciddileşmesi yolunda en önemli adımdı. İyi yönlendirilen yetenekli ve kararlı öğrencinin tüm zorluklan aşacağına inanıyordu. "Besteci Turgay Erdener'Ie çalışmaya başladım. İngiliz Kültür Kurumu'nun bursuyla İngiltere'ye gittiğimde Julian Byzantine gibi önemli bir gitaristle tanışma imkanı buldum. Sonra İspanya hükümetinin bursuyla Alicante Oscar Espola Yüksek Konservatuvarında, Fransa'da Perpignan Devlet Konservatuarı'nda okudum. Fullbright'la Amerika'ya gittim.


Gitar geleneğinin geliştiği tüm ülkeleri gezdim. Alirio Diaz, Jorge Cardoso, Jose Tomas gibi önemli ustalarla çalıştım."Bana ithaf edilen ya da üretim sürecine katıldığım eserleri çalarım sadeceKendisini bir virtüöz olarak değerlendirmiyor Kanneci. "Sadece gitar çalıyorum" diyor konu açıldığında. İddialı olduğu alan yeni öğrenciler yetiştirmek, repertuvara yeni eserler kazandırmak. Kısa süre önce yayımlanan ilk albümü "Anatolian Pieces" da bu anlayışla hazırlanmış. CD'de yeteneğini sergilemesini sağlayacak klasik eserler yerine dört Türk bestecinin çalışmalarını seslendiriyor. İlk bakışta, uluslararası platformda yer edinmeye çalışan bir solist için "risk" gibi görünüyor bu seçim. Kanneci ise tam tersini savunuyor: "Gitaristler hep aynı eserleri çalıyor. Dinleyiciler ve solistler yeni parçalara aç. Önemli besteciler orkestra için yazıyor. Ben sadece üretim sürecine katıldığım ya da ithaf edilen parçalan seslendiriyorum. Böylece repertuara yeni ürünler, yeni isimler giriyor."Biz farkında değiliz, ama o gitar için yazan bestecilerimizin Avrupa standartlarının üzerinde olduğunu söylüyor. "Aynı kurumda çalıştığım, nazım geçen arkadaşlarım var aralarında. Bu olanağı değerlendiriyorum." İlk hocası Erdener, Ertuğrul Bayraktar. Ertuğrul Korkmaz, İstemihan Taviloğlu gibi ülkemizde az tanınan isimler sözünü ettikleri. Onun sayesinde artık yurtdışında tanınıyorlar. Bazı ünlü gitaristlerin repertuarında yer alıyorlar. Şu ana kadar Kanneci için sonat, konçerto gibi farklı formlarda 100 kadar eser yazılmış. Eserini ona ithaf edenler arasında Cere Vito, Cardoso. Ortiz gibi yabancı bestecilerin de adı geçiyor.Ahmet Kanneci, repertuarı genişletme çabaları sayesinde Alirio Diaz gibi büyük bir ustadan övgü almış.


Genç meslektaşına "maestro" diye hitap eden Diaz, Kannecinin Bartok'un yolundan yürüdüğünü söylemiş."İlk bakışta fark edilmese de, albümümde yorumladığım eserler tekniğimi gösterecek kadar zor" diyor Kanneci. Repertuvarının virtüöziteyi vurgulayacak özellikler taşıdığını savunuyor. "Dört ses için yazılmış eserler seslendiriyorum. Yeni teknikler deneniyor. Üç parçada emprovize bölümler var.""Staccato," "Guitar World'' gibi dergilerde çıkan eleştirilere bakılırsa, müzik dünyasının önde gelen eleştirmenleri gitaristimizin teknik yetkinliğinin farkında. Kanneci, repertuarı kadar yorumuyla da övgü alıyor.


(Röportaj sırasında ukalalığımız tuttu. "Onlar ilk kez sizin seslendirdiğiniz eserlerin orijinalini nerden biliyor ki, yorumunuzu değerlendiriyorlar" dedik. Meğer Staccato'nun eleştirmeni notaları islemiş Kanneci'den. Yorumunu öyle yazmış. Darısı bizim meşhur eleştirmenlerimizin başına.)


İlk gitarı marketten


20 yıl önce ilk gitarını aldığı günü ve yeri çok net hatırlıyor Kanneci: "Ucuz, sıradan bir gitardı. Mamak Çarşısı’nda hem meyve hem kırtasiye satan bir marketten aldım." İlk iyi gitarına 1.5 yıl sonra İngiltere'de kazandığı yarışma sayesinde kavuşmuş. Ödül parasını gitara yatırmış.Şu anda her biri "nadide" olarak değerlendirilecek 35 gitarı var. Çalgılardan çoğu önemli ustalarca onun için yapılmış. Konserlere çoğunlukla Segovia'mn gitarım yapan İspanyol usta Manuel Contrea'nın ölmeden önce yaptığı son çalgıyla çıkıyor. Koleksiyonundaki bazı gitarlara 100 bin dolar gibi yüksek paralar önerilmesine karşın satmadığını söylüyor. "Onlara parasal değer olarak değil, birer ses, birer anı olarak bakıyorum. Ankara'nın kuru ikliminde gitarlarımı koruyabilmek için ısısı, nemi sabit kalan bir stüdyo kurdum. Tüm çalışmalarımı burada gerçekleştiriyorum.


"Gitarist, ilk albümünü kendi çabalarıyla kaydetmiş. İki bin adet basılan CD bugünlerde ikinci baskısını yapmak üzere. Kanneci bu albümden sonra adına yazılan eserlerden "Dedications" adlı bir albüm hazırlamayı planlıyor. Sırada bekleyen iki de projesi var: “Kanneci Plays Erdener” ve “Sonatlar."Müzik beğenisinin ulusal düzeyde gelişmesi amacıyla çarpıcı bir öneride bulunuyor. Camilerin de konsere açılması gerektiğini söylüyor Kanneci: "Bir ulusun bireyleri olarak birbirimizden gittikçe uzaklaşıyoruz. Sadece savaşlar, savaşa yol açabilecek krizler bizi bir araya getirebiliyor.


Bildiğiniz gibi Türkiye'de konser salonları çok yetersiz. Bence camiler de klasik müzik konserlerine açılmalı. Böylece hem müzik kültürünün yaygınlaşacağını, hem de birbirine uzaklaşan grupların buluşma olanağı yakalayacağını düşünüyorum."Kanneci, albüm projeleri gibi, önümüzdeki beş yılda repertuvarına alacağı eserleri de belirlemiş. 1994'ten bu yana yılda ortalama 80 konser veriyor. Bu sayıyı 1997'de 50’ye düşürecek. Amacı öğrencilerine ve kayıt çalışmalarına daha fazla zaman ayırmak. Kanneci, dört üniversite ve konservatuvarda gitar bölümlerinin kurucusu. Şu anda Hacettepe Üniversitesi, Ankara Devlet Konservatuvarı ve AND Müzik Vakfı’nda genç gitaristler yetiştiriyor. Söylediklerine bakılırsa Türkiye'nin uluslararası platformda adını duyuran tek gitaristi o olmayacak. "Çok yetenekli gençler var" diyor. "Suat İdil, Emre Sabuncuoğlu yurtdışı yarışmalarda ödül kazanan gençler. İstanbul'da Bekir Küçükay var. Çok yakında adlarını daha sık duyacaksınız."Bugüne kadar sopranolarımız, piyanistlerimiz, kemancılarımız vardı yurtdışında adımızı duyuran. Artık gitaristlerimiz de olacak. Ne mutlu...(Serhan Yedig / 25 Aralık 1996 / Aktüel)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkiye'deki - Ülkemizdeki Başlıca Müzik Türleri

TÜRKİYE’DEKİ BAŞLICA MÜZİK TÜRLERİ  Halk müziği : Türkiye'nin çeşitli yörelerinde farklı ağızlar ve formlarda söylenen yöresel etnik müziklerin tümüdür. Yapısal olarak folklorun bir parçasıdır. Anadoluhalk müziği, sözlü halk müziği ve sözsüz halk müziği olmak üzere ikiye ayrılır. Sözlü halk müziğine genel olarak türkü adı verilir. Sözsüz halk müziği ise düzenli yöresel çalgı ezgileridir. Türk halk müziği formları : Halk türkülerinin ölçülü olanına kırık hava, ölçüsüz olanına uzun hava denir. Kırık Hava : Ritmik karakterleri ve ölçüleri belirgin olan ezgilerdir. Düzenli bir ritim özelliği göstermekle birlikte geleneksel söyleyiş kalıplarına bağlı olarak icra edilen bir formdur. Uzun Hava : Geleneksel Türk halk müziğinde genel olarak serbest ritmli (usulsüz) olarak söylenen ezgi türüdür.  Başlıca formları, bozlak , gurbet havası, hoyrat , divan, yol havası, Arguvan ağzı, Çamşıhı ağzı, maya , barak ağzı ve müstezattır. Başlıca çalgılar : Bağlama ( Saz ), Kaval , Kemençe , Zur

Ortaokul Müzik Dersi Notları Hakkında / Kaç Not Vereceğiz?

EKLEME :  26 Temmuz 2014   Ölçme Değerlendirme Yönetmeliği ' nde yapılan değişikliğe göre en az ( ikisi   sınav  --e-okulda   sınav bölümüne yazılacak-- biri ders içi etkinlik ) 3 not girilecek . Performans görevi kaldırıldı ya hani... artık en az 4 not verme zorunluluğu yok anlayacağınız. a) Haftalık ders saati üç ve üçten az olan derslerde iki, üçten fazla olan derslerde ise üç sınav yapılır. Sınavların zamanı, en az bir hafta önceden öğrencilere duyurulur. Bir sınıfta/şubede bir günde yapılacak sınav sayısı 8 inci sınıfta üçü, diğer sınıflarda ikiyi geçemez. Sınavların süresi bir ders saatini aşamaz. Zümrelerde iki sınav bir ders ve etkinliklere katılım notu verilecektir diye karar almak gerekir (sınavlardan birisi yazılı yapılacaksa bu da belirtilmelidir) Hangi ölçeği kullanacağımıza da kendimiz karar verip zümreye yazıyoruz. Sınavlardan birisini isterseniz yazılı yapabilirsiniz ama ben ikisini de uygulama şeklinde yapıyorum ve değerlendirme ölçeği hazırlıyorum. Lisele

Masal ( DağLar Ardında bir Orman Varmış ) Nota EşLik Melodika&Blok Flüt

Dağlar ardında bir orman varmış ( 2 ) Orda bütün hayvanlar mutlu yaşarmış ( 2 ) Bir insan gelmiş çok da zalimmiş ( 2 ) Vurmuş bir bir onları kesmiş ormanı ( 2 ) Yağmur yağmamış güneş açmamış. ( 2 ) O zalimin sonunu gören olmamış ( 2 ) --------------------- Söz-Müzik: Salih AYDOĞAN EşLik: Y. BİŞGEN