Bir ressamın her gördüğü rengi tanımasi gerekeceği gibi, bir müzikçi de her duyduğu sesi tanimalidir. Sesleri fark edemeyen ve birbirinden ayirt edemeyen bir müzisyen, mesleğinde geri kalmaya mahkumdur.
işitmek, her sesi adlandirabilmektir. Çalinan ses acaba hangi oktav içindedir, hangi notadir? işte kulaği incelmiş bir müzisyen bunlarin cevabini tereddütsüz vermelidir. Öğrencilerde iki tip kulağa rastlanir: BiRiNCiLER, sesleri ayirt edebildikleri halde bunlari isimlendiremezler. iKiNCiLER ise, sesleri ayirt bile edemezler ki öğrencilerin birçoğunda bu duruma rastlanir.Piyanoda çalinan herhangi bir ikili sesin hangisi ince, hangisi kalin olduğunu sorsaniz, doğru cevabi veremezler.
Sesleri ayirt edebilen BiRiNCi TiP KULAK, biraz çalişmayla amaca ulaşabilirse de burada asil önemli olan ve öğrencilerin çoğunu oluşturanlar iKiNCi TiP olanlardirlar. Sesleri ayirt edemeyen kulaklar olarak adlandirilirlar. Çalişmayan bir kulak tabiatiyla hassas değildir. Ancak frekanslari çok farkli olan sesleri seçebilir. Mesela piyanonun kalin ve ince tarafindan çalinan iki ses gibi...iki ses birbirine ne kadar yaklaşirsa, ayirt etmek o kadar güçleşir.
Kulaklarin iki tipe ayrilisi gibi işitmek de iki tiptir:
1 - Rölatif işitme ( audition relative )
2 - Kesin işitme ( audition absolue )
RÖLATiF ÞEKiLDE DUYMAK, bir sesi daha önce duyulmuş ve bilinen bir sesin yardimiyla bulmak demektir. Yani yeni bir sesi belirleyebilmek için kulak onu daha evvel işittiği sesle kiyaslayip yüksekliğini bulur. Bundan dolayi rölatif şekilde duyanlar, ilk verilecek sesi taniyamazlar. Ancak o ilk ses bilindikten sonra sesler isimlendirilebilir.
KESiN iÞiTMEDE karşilaştirma yoktur. Herhangi bir ses doğrudan doğruya duyulur duyulmaz, tereddütsüz bilinir. Böyle bir işitme, çok defa doğuştan mevcut olabildiği gibi, melodik çalişma ile de elde edilebilir.
iki çeşit işitmenin tercih edilebilecek olani şüphesiz kesin sitmadir. Çünkü rölatif işitmede sürat ve doğruluk azdir. Öğrenci bir sesi diğerine oranla hesaplarken hem vakit kaybeder, hem de sik sik yanilir. Su halde öğretmenin izleyeceği yol, öğrencide kesin işitmeyi sağlayacak sistem olmalidir. Kesin işitmeye erişebilmek için, rölatif işitme yolundan geçmek gerekir. ilk derse her zaman biri kalin diğeri ince iki ses ile başlanmalidir.
Çocuk sesinin normal araliğinin iki basini oluşturan iki ses DO ve MI sesleridir. Bütün çalişmalarin amaci, DO ve MI notalari arasindaki sesleri öğrenciye duyurabilmektir. Söyle bir metoda benimsenebilir:
DO ve MI seslerini ele alalim: DO sesine KALIN DO, SOL sesine ORTA SOL, MI sesine INCE MI diyecektir.
Öğrenci piyanoya arkasi dönük olarak her 3 sesi yukaridaki adlarla tanirken her birini seslendirmesi de yararli olur.
Çalişmalarda sesler arka arkaya işittirildikleri için, öğrenci RÖLATiF iŞiTMEYE alişacaktir. Üç sesi tereddütsüz tanidiktan sonra da KESiN işiTME, yi elde etmek üzere ayri işittirme zamani gelmiş sayilir. Bir sesi diğerinden ayirmak, bir önceki sesin izini kaybettirmek demektir. Bunun için de her ses işittirildikten sonra yeni ses verilmeden piyanoda doğaçtan kisa bir geçit çalmak yeterlidir. Bir önceki sesin izini, öğrenci, böylelikle kaybedecektir. Dolayisiyla yeni sesi belirleyebilmek için dayanak bulamayarak, bu sesi, ancak yüksekliğini göz önünde tutarak tanimaya çalişacaktir.
Sonuç olarak belirtilmelidir ki rölatif işitme elde dildikten sonra kesin işitme sağlanmaya çalişilmalidir. Çalişma süreleri ilk zamanlar için 10 - 15 dakika olup, sonralari yarim saate kadar çikarmak işitmeyi geliştirmek acisindan yarar sağlar.
Kaynak : Müzikçinin El Kitabi / Mithat Fenmen
ESRA YÜCEBAŞ
esrayucebas@hotmail.com
TÜRKİYE’DEKİ BAŞLICA MÜZİK TÜRLERİ Halk müziği : Türkiye'nin çeşitli yörelerinde farklı ağızlar ve formlarda söylenen yöresel etnik müziklerin tümüdür. Yapısal olarak folklorun bir parçasıdır. Anadoluhalk müziği, sözlü halk müziği ve sözsüz halk müziği olmak üzere ikiye ayrılır. Sözlü halk müziğine genel olarak türkü adı verilir. Sözsüz halk müziği ise düzenli yöresel çalgı ezgileridir. Türk halk müziği formları : Halk türkülerinin ölçülü olanına kırık hava, ölçüsüz olanına uzun hava denir. Kırık Hava : Ritmik karakterleri ve ölçüleri belirgin olan ezgilerdir. Düzenli bir ritim özelliği göstermekle birlikte geleneksel söyleyiş kalıplarına bağlı olarak icra edilen bir formdur. Uzun Hava : Geleneksel Türk halk müziğinde genel olarak serbest ritmli (usulsüz) olarak söylenen ezgi türüdür. Başlıca formları, bozlak , gurbet havası, hoyrat , divan, yol havası, Arguvan ağzı, Çamşıhı ağzı, maya , barak ağzı ve müstezattır. Başlıca çalgılar : Bağlama ( Saz ), Kaval , Kemençe ...
Yorumlar