Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Makamsal Türk Müziğinde Aralıklar ve Koma Değerleri

Batı müziğinde iki sesin arası iki eşit parçaya bölünmektedir ve arada kalan ses diyez ya da bemol ifadeleriyle tanımlanır. Ancak Türk Müziğinde iki notanın arası her birine koma ismi verdiğimiz 9 eşit parçaya ayrılmaktadır. 1,4,5 ve 8 komanın özel isimleri ve harfleri(rumuz) vardır. Makamları ortaya çıkaracak olan dörtlü ve beşliler oluşturulurken bu isimler ve harflerden yararlanılır.

güzeL sanatLar

Frédéric Chopin – prelude in E minor (op.28 no. 4) ( mi minör prelüd )

sevdiğim, çok sevdiğim bir eser… öğrenciyken çaLıp hissetmiştim… yıLLar sonra üstadımız erkan oğur’da yorumLadı, bambaşka tınıLarLa… bLogda üstte sol tarafta yazıyor ya hani; " Bir müziği bir kereLiğine biLe bütün kaLbiyle dinLeyen birisi artık kötü bir insan oLamaz! " işte o bir müzik diye bahsediLenLerden biridir bu eser… bestecisine yani chopin ’e hayranLığımı söyLememe geRek var mı?! notasını arayanLar buRadan indirebiLir, dinLemek isteyenLer de şuRadan ( yorumLayan The Pianist filminde gerçekte piyanoLarı çaLan kişi, yani janusz oLejniczak ) ya da ben bir de erkan oğur üstadın yorumuyLa dinLemek istiyorum diyorsanız buyrun buRadan indirip dinLeyebiLir/uçabiLirsiniz… not: iLetiyi değiştirmek zorunda kaLdım zira PreLude in E minor(Op28No:4) yerine daLgınLıkLa PreLude in Db Majör oLan eserin mp3’ünü payLaşmışım. Özür diLiyorum. Kendimi affettirmek için de “ PreLude in Db Majör ”ün notaLarını ve müziğini de buRada payLaşmayı uygun gördüm. Ben bu eseri de s

Ağaçkakan enstrüman atöLyesi- seyRani cihan

Bugün bir dostumdan ve yaptığı işten bahsetmek istiyorum. Hafif “ deli ” ama, çokça da “ doLu ” bir adam seyRani ( cihan )… Komik bir adam ve tatlı bir ukalâlığı var. ( oysa bana derler ukalâ diye… ben Seyrani’nin yanında onun ancak çömezi olurum olsam olsam :) 1990’ların sonlarında kurduğumuz bir müzik topluluğunda ( Mavi ISLIK ) tanıştık kendisiyle… her ne kadar grup çoktan dağılmış olsa da biz görüşüyoruz ve bir daha da kopamadık, kopmayız da…  yukarıda verdiğim linkteki bilgiler güncel değil, evet … kardeşimLe birlikte yaptığımız o sitenin malesef şifresini vs unuttuk gitti. seyRani , i.T.Ü Devlet konservatuarı mezunu ve enstrüman yapımcısı. Hatta bir ara sağ olsun bana da bir iki kaval yaptı, hediye etti. Seyrani kurdukları AĞAÇKAKAN ENSTRÜMAN ATÖLYESİ ’nde keman, viyola, viyolonsel, üç telli ve dört telli klasik kemençe, kemane, rebap, dilsiz kaval ve bağlama yapıyor / onarıyor. İ.T.Ü. Devlet Konservatuarı Çalgı Yapım Bölümü’nü bitirdi. ( 1999 ) İ.T.Ü. Devle

Dönüş

düz yollarda yan yürütüyor beni küskün ayaklarım bu ben miyim prangasız sokaklarda avare cebimde polisten kaçırdığım ilkbahar sonatı bağırdıkça sağırlaşıyor dilsiz evler bıkmadan çalıyorum kapıları seni soruyorum aldığım cevaplar hep sus işareti yuhalıyorum kafa kâğıdı erken eskimiş kulları bir ömür sonra hâlâ kırmızı ışıklarda hazır ol… Dönüş. Adil Okay.  25. Saat. Şiirler. Ütopya Yayınevi

magic moon(sihirli ay) - my biŞGen/suleyman duet

Müzik: Cahit BeRkay Gitar : my bişgen bLok fLüt: SüLeyman …. üstadımız cahit berkay ’a ait Magic Moon ( SihirLi Ay ) ezgisini ( sanırım 2006 yıLında ) bir koro çaLışması sıRasında kaydetmiştik. O çoktan mezun oLdu… Sonra  ne aradı, ne de sordu.  oLsun, İyi ki vaRsın süLeyman… unutmadan, belki siz de çaLmak istersiniz, buyrun notaLarı buRada …

Robert Schumann’dan genç müzisyenLere öğütLer!

1- Kulak eğitimine çok önem veriniz. Küçük yaslarda sesleri ve tonaliteleri tanımaya çalışınız. Bir kilise çanının, pencere caminin ve kus cıvıltılarının verdiği sesleri tanımaya çalışınız. 2- Gamlara ve öteki parmak alıştırmalarına sürekli çalışın. Ancak ileri yaslara kadar günde birkaç saatini teknik çalışmaya vererek böylelikle olgun bir icra gücüne ulaşacağını sananlar çoktur; bu durum, alfabeyi her gün biraz daha hızlı okumak için uğraşmaya benzer. Zamanınızı daha iyi kullanınız. 3- İyi sayınız. Nice virtüözlerin icrası, sarhoş bir adamın yürüyüşüne benzer. Onlardan olmayınız 4- Armoni kurallarını erken öğreniniz. 5- Müzik teorisi, şifreli bas, kontrpuan gibi şeylerden ürkmeyiniz. Onlarla dost olunuz. Karşılığında dostluk göreceksiniz. 6- Yarım yamalak çalışmayınız. Her zaman istekle çalışınız ve eserleri hiçbir zaman yarım bırakmayınız. 7- Ağırlaşmak ve acele etmek iki temel hatadır. 8- Kolay eserleri iyi ve güzel bir biçimde çalmaya çaba gösteriniz. Bu, güç bir eseri çal

Peter Goebels’in günümüz piyano eğitimi değerlendirmesi…

1- Pedagoji, çocuğun, çocukluğunu keşfetmiş olmasıdır. Piyano pedagojisi ise, bu akıma göre piyano programının kapsam ve içeriğini, çocukların kapasitesine, düzeyine ve ruhsal görüş açılarına göre ayarlamayı yapabilmektir. 2- Piyano dersi, yaşama ve çalma dersine dönüşmüştür. Öğrenciyi aktif olmaya çağırarak hafızasına seslenmektedir. 3- Kaynak olarak beş yüz yıllık bir gelişimi kapsamaktadır. 4- Derste öğretmen tarafından kulak eğitimi ve gelişimine yer verilmektedir. 5- Başlangıçtan itibaren iki el bağımsızdır. Ekoller doğrultusunda iki anahtar beraber çalınmaktadır. 6- Yaratıcılık, öğretmen tarafından daha çok kullanılmaktadır. 7- Seslerle araç ve oyun şeklinde uğraşılmakta, öğretmen, ne, nasıl gibi sorularla ruhsal ve enstrümantal olarak piyano da müzik yapılmasını sağlamaktadır.

veRonika hakLı mı yoksa ?!?

sevdiğim bir kitaptan ( Veronika Ölmek İstiyor / Paulo Coelho ) sevdiğim bir hikâye;… "Çok güçlü bir büyücü, bütün bir ülkeyi yok etmek ister, o ülke halkından herkesin su çektiği bir kuyuya sihirli bir madde atar. Kuyunun suyunu kim içerse delirecektir. Ertesi sabah, herkes kuyudan su çekip içer, hepsi de delirir. Yalnızca kraliyet ailesi, kendilerine ait özel bir kuyudan su çektiklerinden, sihirbaz da o kuyuyu zehirlemeyi beceremediğinden delirmezler. Tabii kral çok kaygılanır, halkının sağlığını ve güvenliğini sağlamak için bir dizi emir verir. Ancak polisler ve müfettişler de halkın içmiş olduğu suyu içmiş olduklarından kralın emirlerini saçma bulurlar, uygulamazlar. Ülkede yaşayanlar kralın emirlerini duyduklarında onun çıldırdığına inanırlar, hep birlikte şatosunun önünde toplanıp tacını ve tahtını bırakması için gösteriler yaparlar. Umutsuzluk içindeki kral tahtından inmeye hazırlanırken kraliçe ona engel olarak der ki; gel biz de o kuyunun suyundan içelim, o zaman b

Cevdet neRdesin? – Sorma abi, Yastayım - Los Biblicos - Consuelo Luz – Kibariye – SefeRad ve hımLamaLar üzerine biR-kaç veR-kaç denemesi…

Consuelo Luz - Los Biblicos (the Nightingales) - Kibar-iye’nin söyLediği bu kLipte söz-müzik eRcan saatçi yazıyor !!!! Sözü anLadım da müziğini eRcan Saatçi’nin yaptığını sanmıyorum. - SananLar var mıdır? - Vardır tabii ki Cevdet. Baksana uşağum, yukaRıdaki görüntüLerde ( kibaRiye ) öyLe yazıyor!!! - Hımm, de me, ( sonra tekrar ) hımmm !!! yoksa o meşhur aLıntı ve çaLıntı iLişkisi midir bu? - Hım hım, hımı da hımmm… Yok yok, kLasik oLduğu üzere “daLgınLıkLa veya  yanLışLıkLa” yapıLmış oLmaLı… KasıtLı yapıLmadığı oRtada. - Ne data’sı yahu, yine neyi kaçırdım? - Data değiL mirim or-tada… hacivat’ı geçtin mübarek sen de! -  Onu bunu biLmem amma veLakin, güzeL şarkıymış yeminLe...

Klasik gitar için üç güzeL eser : Packington / Estudio / Allegro

Estudio / Francisco taRRega / ---------------------------- Allegro / mauro Giuliani /  ------------------------- PacKington’s Pound / 16.yy engLish - Anonim

The First Merge by SetAmbience

SetAmbience 'in icra ettiği “ The First Merge ” adlı bu eser Gadasanat’ta kaydediLmiş. gRup üyeLeri: Serhan Yasdıman (Guitar) Selçuk Uçku (Didgeridoo) Utku Yiğit (Kanoon) Utku Engin (Oud) Serdar Bağtır (Cajon,Darbuka,Bendir) Aral Büyükduman (Nay) Ahmet Cemal Öksüz (Nay)

İLK KADININ YARATILIŞI / PANDORA'NIN KUTUSU

Prometheus 'un kurnazlıkla çalarak insanlara verdiği akıl onları şımartınca Zeus o zamana kadar yalnız erkeklerden ibaret olan bu yüzsüz ve terbiyesiz mahlukları, kendilerini tanrılar kadar kuvvetli ve mutlu sanan bu budalaların başına müthiş bir bela gönderdi : Bu bela kadındı!. Gerçekten Zeus usta bir tanrı olan ve elinden hiçbir şey kurtulmayan oğlu Hephaistos'u çağırdı. Ona ilk kadını yaratmasını emretti. Hephaistos babasının emri üzerine balçığı su ile yoğurdu ve görenleri şaşırtacak güzellikte bir bakirenin vücudunu yaptı. Olympos'ta oturan Tanrıçaların en güzel olan ve kendi karısı bulunan Aphrodite'nin vücudunu model olarak kullandı. Heykel bitince onun kalbine, ruh yerine bir kıvılcım koydu. O zaman heykelin gözleri açıldı. Kolları, bacakları kımıldamaya ve dudakları konuşmaya başladı. Onu süslemek için bütün tanrılar ve tanrıçalar yardım ettiler. Herkes kendisinden ona bir şey armağan etti ve ona Rumca " bütün armağan " anlamına gelen Pandora

İNSANIN YARADILIŞI MİTİ / PROMETHEUS

Titan İapetos'un dört oğlu olmuştu. Bunlardan Menoitios  ile Atlas; Zeus 'e başkaldıran Titan'larla beraber bulunduklarından cezalandırılmışlardı. Menoitios hainliğinden ve ölçüsüz cüretinden ötürü Hesperides'lerin önünde omuzlarına gök kubbesini  yüklenerek ayakta beklemek cezasına çarptırılmıştı. Diğer iki kardeşinin, Prometheus ile Epimetheus'un bahtları başka türlü oldu. Bunların ikisi de insanın yaratılışında önemli rol oynadılar. Olympos Tanrılarının kudretine ve kuvvetine karşılık Prometheus'da  kurnazlık ve  zeka vardı. Titan'ların meşhur isyanları sırasında tarafsızlığını muhafaza etmiş bir Titan oğlu olduğu halde saygı gösteren Prometheus'ı baş tanrı Olympos'a, ölmezler arasına kabul etmişti. Fakat kendi ırkını mahveden Zeus ve arkadaşlarına karşı kalbinde bir kin besliyordu. Sonradan tanrıları inkar edecek, onları hiçe sayacak ve işleyeceği kötülüklerle en vahşi hayvanlara bile taş çıkartacak, dünyanın başına bela olacak bir mahluk&#

Flüt’ün öyküsü

Athena   bir gün rüzgarların ormanlar arasından geçerken çıkardıkları fısıltıları, sesleri, feryatları taklit etmek istedi. Bir geyik kemiği parçası aldı, deldi bir flüt yaptı. Sonra Olympos'a çıktı ve bütün mabutların toplandıkları salonda icat ettiği flütü çaldı, fakat flütü üflerken avurtları şiştiğinden, güzel yüzü, geçici bir zaman için çirkin bir hal aldı. Bu yüzden Aphrodit ile Hera onunla alay ettiler. Gücenen Athena berrak bir kaynağın başına gitti ve gerçekten flüt çalarken yüzünün çirkinleşip çirkinleşmediğini suya bakarak denedi. Sonunda kendisiyle alay edenlere hak verdi. Rüzgarın çıkardığı ıslıkları bir kemik parçasına üfleyerek ses çıkarmak isterken güzel yüzü biçimsiz bir şekil alıyordu. Kızdı flütü kaldırdı attı. O günden beri hiçbir kimse yüzünün şeklini bozmadan, yanaklarını şişirmeden flüt çalamaz. Kendisi de flüt çalarken sudaki yansımasını görüp çirkinleşmiş hâlini fark edince çalgıyı, Frigya’nın Kelainai kentinde (Lat. Celaenae - “Dinar” Mendres Irmağı

LİR'İN ÖYKÜSÜ

Tanrıların habercisi Hermes; Arkadia'da Kylleni dağının dik yamaçlarında bulunan çok geniş ve derin bir mağarada doğdu. O, doğar doğmaz, kundağından kurtuldu, mağaradan çıktı, dağlarda dolaşmaya başladı, bir aralık doğduğu mağaradan çok uzak olmayan bir yerde yavaş adımlarla yürüyen ve çayırlığın çiçeklerinden otlayan bir kaplumbağaya rastladı. Bu uslu hayvanı aldı, kendi mağarasına getirdi. Orada keskin bir madenle kaplumbağanın içini boşalttı ve kabuğunu yumuşak bir öküz derisi ile kapladı, kamışlar keserek onları bağaların arasından geçirdi, bağladı. Sonra kuvvetli yedi tel taktı, gerdi. Tellerin bağaya dokunmaması için bir köprü koymayı unutmadı. Böylece " LİR " denilen ve ahenkli sesler çıkaran musiki aletini yapmış oldu. Yeni yaptığı bu Liri, çalmak için, gerilmiş olan teller üzerinde parmaklarını gezdirdi. O kadar hoş sesler çıktı ki, rüzgar tanrısı heyecana kapıldı, şarkı söylemeye başladı.