Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Makamsal Türk Müziğinde Aralıklar ve Koma Değerleri

Batı müziğinde iki sesin arası iki eşit parçaya bölünmektedir ve arada kalan ses diyez ya da bemol ifadeleriyle tanımlanır. Ancak Türk Müziğinde iki notanın arası her birine koma ismi verdiğimiz 9 eşit parçaya ayrılmaktadır. 1,4,5 ve 8 komanın özel isimleri ve harfleri(rumuz) vardır. Makamları ortaya çıkaracak olan dörtlü ve beşliler oluşturulurken bu isimler ve harflerden yararlanılır.

müzikLi dRama öRnekLeRi

Etkinliğin Adı : Müzik Aletinin eşi nerede? Kullanılan Materyaller : Tef, el zili, çelik üçgen, marakas (her müzik aletinden iki tane) Uygulama :Eğitimci, çocuklara müzik aletlerini dağıtır ve ses çıkarmalarına fırsat verir. Bu sırada müzik aletlerinin isimleri ve çıkardıkları sesler hakkında konuşulur. Daha sonra eğitimci çocukları iki gruba ayırır ve bir gruptan sınıfın dışına çıkmalarını ister. (her çocuk farklı bir müzik aleti ile birlikte) Sınıfta kalan çocuklara da aynı müzik aletlerini vererek onlardan bu müzik aletlerini sınıfın belirli yerlerine saklamalarını ister. Sınıfın dışındaki çocuklar sınıfa girerler ve her çocuk elindeki müzik aletinin eşini arayıp bulur. Eğer farklı bir müzik aletine rastlarsa diğer arkadaşına ip ucu vermeden kendi müzik aletinin eşini aramaya devam eder. Elindeki müzik aletinin eşini bulan çocuk,her iki müzik aletini arkadaşlarına gösterir ve ses çıkartır. Aynı müzik aletlerinin çıkardıkları seslerin de aynı olduğu hakkında konuşulur. --------------

NAZLATMALAR

Derleyen: Mahiye Morgül Bebeği nazlatmak veya bebeğe ninni söylemek yetişkinlerin severek, içinden gelerek yaptığı bir şeydir. Sözlerinin bebek tarafından anlaşılır olması gerekmez, bu yumuşak sevecen ses bebeğe kendisinin ne çok sevildiğini hissettirir. Sevildiğini bilmek bebeği rahatlatır, güzelleştirir ve bebek böylece insanlaşma serüveninin daha başında kendisinin bu insanlar arasında özel bir yerinin olduğunu fark eder. Azerbaycanlılar bebeklerini nazlatmaya çok önem verirler, “bebeği azizlemek” deyimi onlarındır. Azizlemek; bebeğe ruh vermek, can vermek, hayat vermek demektir. Şunu söylemektedirler; layla ile büyümeyen çocuğun besini eksiktir, bebeğine layla söylemeden olmaz, bebek mutlaka layla ile büyütülür ki bebek ata kültürünü sağlam alsın.” Anadolu’da bir söz vardır; “Evlât azizdir, terbiye ondan azizdir” (Urfa, M.Necip Türkmen’den). Çocuğu terbiye etmek onun kulağına hoş sözler ve nağmeler akıtmayla başlar. Derleme çalışmalarımız sırasında Aydınlı yaşlılarda “Bebeği seve

Klasik Batı Müziği Yazısında Süslemeler

Sadık ÖZÇELİK G.Ü., Gazi Eğitim Fakültesi, Güzel Sanatlar Bölümü, Müzik Eğitimi Anabilim Dalı Ankara-TÜRKİYE ÖZET Batı müziği tarihinde, ilk olarak barok dönemi müziğiyle ortaya çıkan, müzik yazısında süsleme notaları ve sembolleri, müziğe renk, zarafet katan, ifadesini güçlendiren unsurlar olmuşlardır. Bir müzik eserinde normal notalardan daha küçük ebatlarda notalar ve özel işaretler şeklinde karşımıza çıkan süslemeler, müziğin normal akışını engellemeksizin eseri bir nakış gibi süslerler. Müzik eğitimcisi, öğrencisi ve icracısının müzik yazısını süsleyici bu nota ve işaretlerin, bugünkü uygulamaları yanında geleneksel tarzlarını da bilmesi, eserin sağlıklı icrası bakımından önemlidir. Anahtar Kelimeler: Müzik yazısı, süslemeler, barok müzik. ABSTRACT The ornamental notes and symbols in western music notation, which were first seen in baroque era, are the elements, which give color, strength and elegance to the music. These ornaments seen as small size notes and specia

insanım demekTen utanmak

Çocuk ölüyor ve akbabalara yem oluyor, bu fotoğraf 1994 te Sudan 'da çekildi ve fotoğraf pulitzer ödülünü kazandı bu fotoğrafı çeken Kevin Carter o çocuğu kurtarmadığı için vicdan azabına dayanamadı ve intihar ederek yaşamına üç ay sonra son verdi !!!

SIR

yirmi döRt makamda...

REGIO EMILLIO YÖNTEMINDE ÇOCUKLAR SANATLA ÖGRENIR

ÖZET Bu makalede Regio Emillio yaklaşımının bir parçası olan sanatla eğitimin çocuğun gelişimine sağladığı yararları ve nasıl islenildiğine dair bazı örnekleri içermektedir. GIRIS Reggio Emillia erken çocukluk programının felsefesine göre çocuk, gelişimini engelleyen bir duvarla karsı karsıya kalmaktadır. Kalıplaşmış eski ve kati kuralar, güncelliğini yitirmiş kavramlar, yetişkinlerce benimsenmiş davranış ve tutumlar, geleneksel eğitim metotları bir “duvar” oluşturmaktadır. Gelişimi süresince çocuk önce toplumdaki yeni kültürel değerler ve rolleri öğrenmesi için desteklenmelidir. Daha sonra çocuk gelişimini engelleyen eski değer yargılarından oluşan “duvarı” la karsılaştığında bu duvarı kendi kendine asmaya başarmıştır. ( Demiriz, Karadağ, Ulutaş.2003) Reggio Emillia programının en önemli özelliği, çocuğun birçok güzel beceriye sahip olduğu düşüncesinden yola çıkarak, bunları ortaya koymak için harekete geçirmeye çalışan bir eğitimsel projeyi içerir. Reggio Emillia’ da çevre ve yaratıc

MüzikLi dRama

Okul öncesi çocukları için “ Müzikle Drama ” diye bir konu olduğunu öğrendim yakın zamanda. Okuduğum kitapta bahsedildiğine göre müzikle drama; dramayı yapmadan önce (başlangıç için) ya da dramaya eşlik edecek bir müzik parçasının yer almasıdır. Benim aklıma da şöyle bir şey geldi: “ Okul öncesi için müzikal drama ”. Yani çocuklardan, konuşmayarak sadece mimiklerle ve vücut hareketleriyle dinledikleri müziğin duygularını yansıtmalarını isteyeceğiz. Bu, çocukların sessiz olmaları gereken bir ortamda kendilerini sözsüz ifade etmelerine yardım eder / öğretir diye düşünüyorum. Mesela; üzgün, mutlu gibi yüz ifadelerini kullanabilecekleri dramalar yaptırmak çok faydalı olacaktır. Böylelikle çocuklara mimiklerini kullanmayı da öğretmiş oluruz. Böyle dramaları yaparak çocukların sözsüz parçaları anlayabilmelerine de yardımcı olmuş oluruz. Özellikle müzisyen olacak bir çocuğa bunları yaptırmak, o çocuk için çok faydalı olur. Diğer çocuklarında müzik eserlerini anlamalarını sağlamış ve özellikle

YARASANIN HIKAYESI

Kuşlar ve yeryüzündeki hayvanlar arasında Bir zamanlar müthiş bir savaş varmış... Hiçbir taraf kesin bir galibiyet kazanamamış... Savaşın her iki tarafında belirli özelliklere sahip olan Yarasa, bu savaşta tarafsız kalmış... Kuşlar "Gel bizimle beraber ol" dedikleri vakit yarasa "Ben kuş değil hayvanım" diye kabul etmemiş... Hayvanlar kendilerini desteklemesini istedikleri zaman da; "Ben hayvan değilim, kuşum" cevabını vermiş... Zamanla kuşlar ve hayvanlar arasında barış imzalanmış... Derhal kuşların tarafına ucan yarasa, Onların sevinçlerine ortak olmak istemiş Ama kuşlar ona hemen sırt cevirmişler. Hayvanların yanına giden yarasa, Onlardan da aynı davranışı görmüş... Her iki tarafın da kendisini suçladığı, Hiçbir tarafın kabul etmediği talihsiz yarasa Böylece köse bucakta saklanmaya, Yüzünü ancak alacakaranlıkta göstererek Yasamaya mecbur bırakılmış... ********** Kıssadan hisse: İki tarafa da oynayan dönekler, sonunda yapayalnız kalırlar... Onların simdi

sessiZ aLkış

1-Dinleyici olarak sessiz alkış : ben bir yorumcuyu eğer çok beğenirsem onu alkışlamam... zira onun çaldığı ezgiler kulağımda/yüreğimde hala devam eder... bozulmasını istemem.. öylece sürsün devam etsin isterim. 2- İcracı olarak sessiz alkış : bazıları öylesine alkışlar hissedersin... ama bazıları da demin yazdığım gibidir... alkışlamaz... ama yüreği gözlerine yansır... gözleri gözlerinize... ve bunu sadece hissedebilirsiniz... ben sessizliği seviyorum, sessizlikte daha iyi duyuyorum... ben karanlığı seviyorum, karanlıkta daha iyi görüyorum... Not: Bu yazı elimize posta aracılığıyla ulaştı.Yazarın kullandığı dil ve üslupla, yazının içeriğiyle ilgili olaraksa hiçbir fikirden sorumlu değilimz!!! Yayıncılık ilkeleri gereği yayınlamakla yükümlü hissettimk kendimi-ziBilgilerinize... Karanlık, zifiri karanlık!!!Sessizlik, en çok sessizlik!!!

"Anne'stezi"

Anneler yavrularının sancılarını dindirmek için ellerinde pek az şey olduğunu düşünürler. Aslında, ana yüreğinin aciz kaldığı böylesi anlar, ana yüreğinin eşsiz şefkatiyle her şeyi değiştirebileceği zamanlardır. Araştırmalar müşfik bir ana öpücüğünün çocukta ağrı algısını azalttığına, annenin yavrusuna çektiği acıyı anladığını ve paylaştığını anlatan bu öpücüğün bir tür " anestezi " gibi etki ettiğine işaret ediyor. Annelerin yavruları için yapabileceği bir tatlı öpücük gibi o kadar küçük ama o kadar etkili ve önemli şeyler var ki... Biz buna annenin yaptığı anestezi anlamında " annestezi " diyoruz. Siz dilediğiniz ismi verebilirsiniz. Küçük ayrıntıların yavrunuzun hayatını bir ömür boyu etkileyeceğini hep hatırlayın lütfen.

bir gün başlayacağım günlük tutmaya

bir gün başlayacağım günlük tutmaya diyorum kendime hep. ama bir türlü o müthiş ataleti atamıyorum üstümden. Ve ne çok olaylar yaşıyorum dünyada, herkes kadar sıradan ve bir o kadar da çekici... Yazacak ne çok şey var aslında, nerden başlamalı? M.... hala askerde. 109 günü kaldı, nereden biliyorum? bugün telefonla görüştük de ordan. Vay anasını meğer sivilde zaman ne çabuk geçiyormuş. Einstein haklıymış bilimsel olarak bilemem ama metafizik olarak zaman görece bir kavram. Bu göreceliği çıkaranın ta gelmişini geçmişini okuyayım ve eleştireyim. Yazacak o kadar çok şey olunca unutmamak için biraz ondan biraz ondan yazıyorsun ne yapalım idare etmeli, Önümüz kış! (İ....... amcamın meşhur sözlerinden) Dünya şu an ne çekiyorsa bu metafizikten çekiyor diyorum, ısrarla fizik diyorum. Arada ...........'lı"üst insanlar" alınmasın ama A.......'ya etmediğim küfür kalmıyor Bu arada bu yahudi lobisi amma etkinmiş ya, ya da bana öyle geliyor. İs.....dünyanın lağım çukuru, A..... ise