Ana içeriğe atla

Kayıtlar

REHBERLIK etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Makamsal Türk Müziğinde Aralıklar ve Koma Değerleri

Batı müziğinde iki sesin arası iki eşit parçaya bölünmektedir ve arada kalan ses diyez ya da bemol ifadeleriyle tanımlanır. Ancak Türk Müziğinde iki notanın arası her birine koma ismi verdiğimiz 9 eşit parçaya ayrılmaktadır. 1,4,5 ve 8 komanın özel isimleri ve harfleri(rumuz) vardır. Makamları ortaya çıkaracak olan dörtlü ve beşliler oluşturulurken bu isimler ve harflerden yararlanılır.

Yaratıcı Drama

Tanımı ve Özellikleri Bir sözcüğü, bir kavramı, bir davranışı, bir tümceyi, bir fikri bir yaşantıyı veya bir olayı; doğaçlama, rol oynama gibi tiyatro ya da drama tekniklerinden yararlanarak, bir grup çalışması içinde oyun veya oyunlar geliştirerek, eski bilişsel örüntülerin yardımıyla yeniden yapılandırmaya yönelik etkinlikler sürecidir(San;1991). Bir başka yaklaşımla, yaratıcı drama, önceden yazılmış bir metin olmaksızın katılımcıların kendi yaratıcı buluşları, özgün düşünceleri, öznel anıları ve bilgilerine dayanarak oluşturdukları eylem durumları ve doğaçlama canlandırmalardır (San;1998). Olay, olgu, yaşantı ve bilgileri yeniden yapılandırmaya yönelik olan yaratıcı drama çalışmalarında, tiyatro olgusunda olduğu gibi; bir başlangıç ve son bölümü olmayabilir. Ancak bildiğimiz çocuk oyunlarındaki gibi belli kuralları ve bu kuralar içindeki sonsuz özgürlükleri içerir. Tıpkı tiyatroda olduğu gibi, gruptakiler belli bir atmosferi ve o andaki oyun oynama yaşantısını paylaşırlar (A

Temel Drama Teknikleri

Drama yaşantısının aşamalarında kullanılmak üzere bir çok teknik ve strateji bulunmaktadır. Bu teknikleri kullanarak yaşantıyı ve öğrencileri daha aktif, daha yaratıcı, daha sıradışı yapmak mümkün olmaktadır. ● Oyunlar Yaratıcılık ve imgeleme boyutlarının içinde olduğu, kimi zaman bilinen çocuk oyunlarından yararlanılan, belirlenen kurallar çerçevesinde sınırsız özgürlükte oyun geliştirme çalışmalarından oluşmaktadır. Oyun etkinliklerini başlıca altı öğe ile karakterize etmek mümkündür: 1- Özgürlük öğesi: Oyun, kendi dışında bulunan amaç ve hedeflerden bağımsızca oluşur. 2- İçsel sonsuzluk öğesi: Oyunlar kendi içerisinde özel bir zaman yapısına sahiptirler. Ayrıca kendisini sürekli yenilemeye bir eğilim gösterirler. 3- Öyle imiş gibi olma öğesi: Kendine özgü bir gerçekliğin, bir kurgunun bulunmasıdır. 4- İkili durum öğesi: Oyunların insanda farklı hislerin bir arada olmasına sebep olma durumudur. Yani oyunların insana hem gerginlik, hem de heyecan

Herkese Her İstediğinizi Yaptırın

Kaba ve Kötü Bir İnsanı En İyi Arkadaşınıza Dönüştürün (*) Ne zaman biri size kaba ya da zalimce davransa, bunun sebebi mutlaka şu dördünden biridir: * Birincisi sizin onu sevmediğinizi düşünüyordur; * İkincisi sizi tehdit olarak görüyordur; * Üçüncüsü herkese bu şekilde davranıyordur ve, * Sonuncusu sizi sevmemesi için ona bir sebep vermişsinizdir. Pek çok çalışma, birinin bizi sevdiğini keşfettiğimiz anda, onu sevme eğilimi gösterdiğimizi ortaya koyar. Buna karşılıklı ilgi denir. Bir insanın bize karşı benzer duyguları olduğunu öğrendiğimiz anda, onu beğenmeye, ona saygı duymaya, hâttâ hoşlanmaya başlarız. Şimdi bu insanla iletişm kurmak için en iyi yolunuz ne? Üçüncü bir kişiye, belki ortak bir arkadaşa bu insanı gerçekten sevdiğinizi ve ona saygı duyduğunuzu söyleyin. Bu bilgi diğer insana ulaştığında, onun ne kadar çabuk yakınınıza geleceğine şaşıracaksınız. "Neden gidip kendim söyleyemiyorum? Neden üçüncü kişiyi ar

empati dersi

* Ortaokuldayken sınıf arkadaşlarımdan birisiyle ciddî bir tartışmaya girdim. Onun haksız olduğundan, kendiminse haklı olduğumdan emindim. Öğretmenimiz bize çok iyi bir ders vermeye karar verdi. Bizi bütün sınıfın önüne çıkardı ve onu masanın bir tarafına, beni de diğer tarafına yerleştirdi. Masanın tam ortasında yuvarlak bir nesne vardı. Siyah renkli bir nesne. O çocuğa nesnenin rengini sordu. Çocuk, "Beyaz!" diye cevapladı. Söylediğine inanamadım, çünkü nesne siyahtı. Yeniden tartışmaya başladık, bu defa da nesnenin rengi hakkında. Öğretmen beni çocuğun yerine, onu da benim yerime geçirdi, bana nesnenin rengini sordu. "Beyaz!" cevabını vermek zorundaydım; çünkü belli ki nesnenin bir tarafı beyaz, diğer tarafı siyahtı. Öğretmenimiz o gün bana çok güzel bir ders verdi. Karşımdaki kişinin bakış açısını anlamam İçin kendimi onun yerine koymam gerekiyordu. * Judie Paxton

BİR KELEBEĞİN HİKAYESİ

 Bir gün, kırlarda gezintiye çıkan bir adam, kenara oturduğu otlardan birinin dalında, küçük bir kozanın varlığını fark etti. Koza ha açıldı ha açılacak gibiydi. Adam , bunun bir kelebek kozası olduğunu tahmin ediyordu. Böyle bir fırsat bir daha ele geçmez diye düşündü; ve bir kelebeğin dünya yüzü gördüğü ilk dakikalara şahit olmak istedi. Dakikalar dakikaları kovaladı , saatler geçmeye başladı , ama henüz kelebeğin küçük bedeni o delikten çıkmadı. Sanki , kelebeğin dışarı çıkmak için çaba harcamaktan vazgeçmiş olabileceğini düşündü. Sanki kelebek elinden gelen her şeyi yapmış da , artık yapabileceği bir şey kalmamış gibi geldi ona. Bu yüzden , kelebeğe yardımcı olmaya karar verdi: cebindeki küçük çakıyı çıkarıp kozadaki deliği bir cerrah titizliğiyle büyütmeye başladı. Böylece , bir-iki dakika içinde kelebek kolayca dışarı çıkıverdi. Fakat bedeni kuru ve küçücük , kanatları buruş buruştu. Adam kelebeği izlemeye devam etti; çünkü kanatlarının her an açılıp genişleyeceğini ve narin bede

REGIO EMILLIO YÖNTEMINDE ÇOCUKLAR SANATLA ÖGRENIR

ÖZET Bu makalede Regio Emillio yaklaşımının bir parçası olan sanatla eğitimin çocuğun gelişimine sağladığı yararları ve nasıl islenildiğine dair bazı örnekleri içermektedir. GIRIS Reggio Emillia erken çocukluk programının felsefesine göre çocuk, gelişimini engelleyen bir duvarla karsı karsıya kalmaktadır. Kalıplaşmış eski ve kati kuralar, güncelliğini yitirmiş kavramlar, yetişkinlerce benimsenmiş davranış ve tutumlar, geleneksel eğitim metotları bir “duvar” oluşturmaktadır. Gelişimi süresince çocuk önce toplumdaki yeni kültürel değerler ve rolleri öğrenmesi için desteklenmelidir. Daha sonra çocuk gelişimini engelleyen eski değer yargılarından oluşan “duvarı” la karsılaştığında bu duvarı kendi kendine asmaya başarmıştır. ( Demiriz, Karadağ, Ulutaş.2003) Reggio Emillia programının en önemli özelliği, çocuğun birçok güzel beceriye sahip olduğu düşüncesinden yola çıkarak, bunları ortaya koymak için harekete geçirmeye çalışan bir eğitimsel projeyi içerir. Reggio Emillia’ da çevre ve yaratıc

ALİ’Yİ TANIYOR MUSUNUZ?

Ali Pazar sabahı 8:30’da uyandı. Cuma günü okuldan gelirken, bu hafta sonundan, önceki haftalardan eksik kalan derslerini tamamlamak ve önündeki hafta içindeki sınavlara hazırlanmak açısından çok iyi yararlanmaya karar vermişti. Evde müzik dinledi, TV seyretti ve çok geç yattı. Cumartesi günü de arkadaşlarıyla beraber oldu, evin içinde gezindi, zamanın nasıl akıp gittiğini fark edemedi. Ders çalışmadığı için zaman zaman huzursuzluk duyduğu oldu, ancak içinden gelen bu huzursuzluğu “önümde koca bir Pazar var” diyerek bastırdı. Pazar sabahı Ali, işte bu şartlar altında 8:30’da uyandı. Önce güzel bir tatil kahvaltısı yaptı. Sonra gazeteleri okuyup ders çalışmaya karar verdi. Gazeteler bittiğinde saat 10:30 olmuştu. TV’deki sabah filmine bir göz atıp çalışma odasına geçmek istedi. Fakat film öyle güzel ve heyecanlıydı ki, önünde koskoca bir Pazar gününün olduğunu düşünerek bu filmi izlemesinde bir sakınca olmadığına karar verdi. Film bittiğinde saat 12:30 ‘ du ve hafta içi günlerde bu saa

TUĞLA TEORİSİ

Tuğla Teorisi Camı açık bir odaya 100 kadar tuğlayı belli bir şekilde dizili bırakın. Daha sonra odaya 2 veya 3 aday gönderin ve kapıyı kapatın Onları kendi hallerinde bırakın ve 6 saat sonra odaya giderek durumu analiz edin. Eğer tuğlaları sayıyorlarsa Muhasebe bölümüne yerleştirin. Eğer tuğlaları tekrardan sayıyorlarsa Denetçiler bölümüne yerleştirin. Eğer odanın her yanına tuğla saçmışlarsa Mühendisliğe yerleştirin Eğer tuğlaları garip bir düzende sıralamışlarsa Planlama bölümüne yerleştirin Eğer tuğlaları birbirlerine atıyorlarsa Operasyonlar bölümüne yerleştirin Eğer uyuyorlarsa Güvenlik bölümüne yerleştirin Eğer tuğlaları parçalara ayırmışlarsa Bilgi teknolojileri bölümüne yerleştirin Eğer boş boş oturuyorlarsa İnsan kaynakları bölümüne yerleştirin Eğer birçok farklı kombinasyon denediklerini söylüyorlar ama bir tuğlayı bile yerinden kıpırdatmamışlarsa Satış bölümüne yerleştirin Eğer odada değillerse Pazarlama bölümüne yerleştirin Eğer camdan boş boş dışarı bakıyorlarsa Stratejik

KEŞKE DEMEMEK İÇİN

KEŞKE DEMEMEK İÇİN Eğer; ilerde bir gün arkanı dönüp KEŞKE demek istemiyorsan, üç şeyi doğru seç. * Eşini doğru seç. Doğru eş her zaman uzun zaman flört ettiğin kişi değildir. Önemli olan kısa zamanda da olsa fikirlerinin uyuştuğu, Yaşam tarzlarının benzediği, Espri anlayışının yakın olduğu, Zor zamanlarında hep yanında olacağını bildiğin, Dertlerini, sevinçlerini paylaşabileceğin, Fikirlerine, olaylara bakış açısına güvendiğin, Senin fikirlerine saygı duyan, Konuşmaktan sıkılmayacağın, Hayata küstüğün zaman seni kabuğundan çıkarıp eğlendirebilen, Gözlerine baktığında ne söylemek istediğini anladığın, Aynı zamanda iyi bir arkadaş, Fiziksel görünüşün dışında da seni sen olduğun için sevebilecek ve bunu kaldırabilecek birini eş olarak seçmelisin! ! ! Dünya da böyle biri var mı? diye sorabilirsiniz şimdi. Emin ol var! Tabii ki sayıları fazla değil. Hatta hayatta insanın karşısına ya bir ya da iki kere çıkar, belki de hiç çıkmaz... Önemli olan onu fark edebilmek. Eğer bu satırları okunduğu