Ana içeriğe atla

Kayıtlar

OKUYUP AYIRDIĞIM ÇARPAN YAZILAR etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Makamsal Türk Müziğinde Aralıklar ve Koma Değerleri

Batı müziğinde iki sesin arası iki eşit parçaya bölünmektedir ve arada kalan ses diyez ya da bemol ifadeleriyle tanımlanır. Ancak Türk Müziğinde iki notanın arası her birine koma ismi verdiğimiz 9 eşit parçaya ayrılmaktadır. 1,4,5 ve 8 komanın özel isimleri ve harfleri(rumuz) vardır. Makamları ortaya çıkaracak olan dörtlü ve beşliler oluşturulurken bu isimler ve harflerden yararlanılır.

NEDEN OKUMALIYIZ?

Okumalısın ey İNSAN, Okumalısın! Çünkü, bilebildiğin kadar İNSAN olur, İNSAN olduğunca yaşamayı öğrenir, yaşamayı öğrendiğin sürece de ne denli kıt, eksik olduğunu anlarsın. Yaşamayı anlamak öyle küçümsenecek bir şey değil. Zira değerini bilemeden yaşadığın, yaşarken önemsemediğin bir an karşına öyle bir zamanda çıkar ki, cahilliğin, utancın olur. Ama cahillik, koltuğuna gireceğin son dostun bile değildir. Şuncacık yaşamımızda bize vakit kaybettiren onca gereçle yaşamı geçiştirmeyi, günü kurtarmayı amaçlayan insan, hiçbir zaman İNSAN olamaz. Elindekinin kıymetini bilerek şu aciz aklını yola koyabilene ne mutlu... 29 harften oluşan şu uçsuz bucaksız evrende dolaşmayı bilmeyen, bunun yerine koyacak bir şeyler arayan, bulunduğu yerle övünenlerden olmayınız. Sizi artıranın yalnızca bildiklerinizden kaynaklandığını, bildiklerinizi geliştirmek ve pekiştirmek için de kullanılabilecek tek yolun okumak, okumak ve daha çok okumak olduğunu görünüz. Bencilliğimizi bir yana bırakarak etrafımıza bak

YARASANIN HIKAYESI

Kuşlar ve yeryüzündeki hayvanlar arasında Bir zamanlar müthiş bir savaş varmış... Hiçbir taraf kesin bir galibiyet kazanamamış... Savaşın her iki tarafında belirli özelliklere sahip olan Yarasa, bu savaşta tarafsız kalmış... Kuşlar "Gel bizimle beraber ol" dedikleri vakit yarasa "Ben kuş değil hayvanım" diye kabul etmemiş... Hayvanlar kendilerini desteklemesini istedikleri zaman da; "Ben hayvan değilim, kuşum" cevabını vermiş... Zamanla kuşlar ve hayvanlar arasında barış imzalanmış... Derhal kuşların tarafına ucan yarasa, Onların sevinçlerine ortak olmak istemiş Ama kuşlar ona hemen sırt cevirmişler. Hayvanların yanına giden yarasa, Onlardan da aynı davranışı görmüş... Her iki tarafın da kendisini suçladığı, Hiçbir tarafın kabul etmediği talihsiz yarasa Böylece köse bucakta saklanmaya, Yüzünü ancak alacakaranlıkta göstererek Yasamaya mecbur bırakılmış... ********** Kıssadan hisse: İki tarafa da oynayan dönekler, sonunda yapayalnız kalırlar... Onların simdi

"Anne'stezi"

Anneler yavrularının sancılarını dindirmek için ellerinde pek az şey olduğunu düşünürler. Aslında, ana yüreğinin aciz kaldığı böylesi anlar, ana yüreğinin eşsiz şefkatiyle her şeyi değiştirebileceği zamanlardır. Araştırmalar müşfik bir ana öpücüğünün çocukta ağrı algısını azalttığına, annenin yavrusuna çektiği acıyı anladığını ve paylaştığını anlatan bu öpücüğün bir tür " anestezi " gibi etki ettiğine işaret ediyor. Annelerin yavruları için yapabileceği bir tatlı öpücük gibi o kadar küçük ama o kadar etkili ve önemli şeyler var ki... Biz buna annenin yaptığı anestezi anlamında " annestezi " diyoruz. Siz dilediğiniz ismi verebilirsiniz. Küçük ayrıntıların yavrunuzun hayatını bir ömür boyu etkileyeceğini hep hatırlayın lütfen.

fuzuli'nin en fuzuli olmayan beyiti:

ya râb belayı aşk ile kıl aşina beni bir dem belâ-yı aşktan etme cüdâ beni az eyleme inâyetini ehli derdden yani ki çok belâlara kıl mübtelâ beni oldukça ben götürme belâdan iradetim ben isterim belâyı çü ister belâ beni gittikçe hüsnün eyle ziyâde nigarımın geldikçe derdine beter et müptelâ beni öyle zaîf kıl tenimi firkatinde kim vaslına mümkün ola getürmek saba beni nahvet kılıp nasib fûzûlî gibi bana ya râb mukayyed eyleme mutlak bana beni

Affetmek Bir Seçimdir...

Nefreti aşmanın tek yolu var: Affetmek. Başkalarını affettiğimizde biz özgürleşiriz. Nefret yaşamdan zevk almamızı, insanların güzel yanlarını görmemizi engeller. Hiç kimse saf iyi ya da saf kötü değildir. Salt kötülükleri görmek bir süre sonra şüphe, depresyon ve umutsuzluk denizinde boğar insanı. Nefret dolu bir yaşam, mutsuz bir yaşamdır. Affetmek insanı derinleştirir. Affetmek için, insanın ruhsal ve zihinsel olarak kendisini hazır hissetmesi gerekir. Çünkü affetmek bir seçimdir. Kimsenin zorlamasıyla affetmek mümkün değildir. Affetmek bir süreçtir. Birdenbire affedişler bile bir sürecin ürünüdür. Affetmeyi seçtiğinizde kimse size borçlanmayacaktır. Yani koşullu affetme yoktur. Diğer insanın da sizi affetmesini, değişmesini veya sizin istediğiniz gibi olmasını beklemeyin. Affetmek bir seçimdir. Amacı sizin rahatlamanızdır, sizin özgürleşmenizdir. Nefret duyduğunuz kişinin yaşıyor ya da ölmüş olması sizin affetme sürecinde duyduğunuz acıların yoğunluğunda bir farklılık yaratmayacakt

MONOLOGLARIM

BAZI ŞEYLERİ AÇIKLAYAMAYIZ... BAZI ŞEYLER DE BİZİ AÇIKLAYAMAZ...

YETMİYOR

KRİSTAL BİR OKYANUS DÜŞLÜYORUM LACİVERT BİR SONSUZLUKTA YÜZÜN BULUTLARDA GÖLGESİ OKYANUSTA... YETMİYOR KRİSTALLERİN GÖRKEMLİ DANSI YÜREĞİME YANSIMANA...

ÖZÜR DİLEMEK ERDEMDİR

Bazı yakınlarım bir konuda beni ikide bir kınamışlardır. “Sen bağışlamayı bilmiyorsun” demişlerdir. O zaman ben de “Bağışlamak Tanrı’nın işi olabilir ancak, ben kimim ki bağışlayayım!” demişimdir. Bu konuda sık sık yüklenirlerdi bana birileri. Sessizce kopmayı ustaca becerdiğimi çok iyi biliyorlardı. Birinden koptuktan sonra o birine aramızda hiçbir şey olmamış gibi davranabildiğimi ama onu tümüyle gözden çıkardığımı biliyorlardı. Yakınlarım bilirler benimle kavga etmenin çok zor olduğunu. Kurnazlıklardan ve ikiyüzlülüklerden tiksindiğimi de. Bağları koparıveririm. Hala tartışıyorsam, o ilişkiden hayır vardır. Tam anlamında susmuşsam, hiçbir şey olmamış gibi davranıyorsam her şey bitmiş demektir. Birinin kabalığını, dangalaklığını, beni aptal yerine koymasını gürültü patırtıyla ödetmeyi düşünmem de kopar giderim, o zaman bütün olan bitenden sonra o insana karşı iyinin de iyisi olurum. Oradayımdır ama artık yokumdur, kaçmışımdır. Karşılaştığımızda ona herhangi bir dokundurmada bulunmayı

Sevgili Beyaz Adam,

Sevgili Beyaz Adam, Doğarım siyahım, Büyürüm Siyahım, Güneşlenirim siyahım, Üşürüm siyahım Korkarım siyahım Hastalanırım,siyahım Ve ölürüm,hala siyahım Ve sen Beyaz Adam Doğarsın pembesin Büyürsün beyazsın Güneşlenirsin,kızarırsın Üşürsün Morarırsın Korkarsın sararırsın Hastalanırsın yeşilsin Ve ölürsün grisin Ve hala utanmadan bana renkli dersin

Yurdumun Güzel İnsanı - 657

YURDUMUN GÜZEL İNSANI Okuyun okuyun çalışın çalışın Tırnağınızla kazıyın ( nah )kazanırsınız Her darbesinde çekicin Size uygun görülen duvardaki Sıvaları dökük sosyal sınıfınıza biraz daha girersiniz Bordronuzu ezberlersiniz Derken birgün çoluk çocuk olayı Yeni yeni nur topu gibi çiviler Bize benzeyip çivilsinler diye Özenle düzenle azar azar büyütüp salarız çayıra Boy sıralarında itilip kakılıp düşeriz yaşama İçip çekip ölenler yalnız marka giyenler Savaşmak için maça gidenler Günde 5 kupon toplayanlar Kaşını kaldıranı coplayanlar Çalışmadan kazanıp hakkımızı yiyenler YURDUMUN GÜZEL İNSANI KENDİNDEN KAÇAMAZSIN Kİ YURDUMUN GÜZEL İNSANI ARASAN BULAMAZSIN Kİ Bordroyla yaşamak zor Sen bilmezsin babana sor Her yer kanarşi para Çalan çırpan yurtdışına Üretenler azalıyor Asalaklar kazanıyor İnsan hayatı ucuza Devlet nerde kuzgun leşte Ehveni şer-i seçip seçip sonra pişman olursun Dimyatta şeref ararken evdeki onurdan olursun NOT :Bu 657 grubuna ait bir şarkı sözüdür (...)

BALZAC DEMİŞ Kİ...

BÜLBÜL & GÜL

BÜLBÜL FİGANINI GÜL'E DÜŞÜRÜR

ÖĞRET ONA...

Öğrenmesi gerekli, biliyorum; bütün insanların dürüst ve âdil olmadığını... Fakat şunu da öğret ona; her alçağa karşılık bir kahraman, her bencil politikacıya karşılık kendini milletine adamış bir lider vardır. Her düşmana karşılık bir dost olduğunu da öğret ona. Zaman alacak biliyorum; fakat, eğer öğretebilirsen ona; kazanılan bir doların, bulunan beş dolardan daha değerli olduğunu öğret. Kaybetmeyi öğrenmesini öğret ona ve hem de kazanmaktan neşe duymayı.Kıskançlıktan uzaklara yönelt onu. Eğer yapabilirsen,sessiz kahramanların sırlarını öğret ona.Bırak erken öğrensin zorbaların görünüşte gâlip olduklarını. Eğer yapabilirsen, ona kitapların hârikulâdeliklerini öğret. Fakat ona; gökyüzündeki kuşların, güneşin yüzü önündeki arıların ve yemyeşil yamaçtaki çiçeklerin ebedî sırlarını düşünebileceği sessiz-sakin zamanlarda tanı.Okulda hata yapmanın, hile yapmaktan çok daha haysiyetli olduğunu öğret ona. Kendi fikirlerine inanmasını öğret, herkes ona yanlış olduğunu söylediğinde dahi... Nâzi

TUĞLA TEORİSİ

Tuğla Teorisi Camı açık bir odaya 100 kadar tuğlayı belli bir şekilde dizili bırakın. Daha sonra odaya 2 veya 3 aday gönderin ve kapıyı kapatın Onları kendi hallerinde bırakın ve 6 saat sonra odaya giderek durumu analiz edin. Eğer tuğlaları sayıyorlarsa Muhasebe bölümüne yerleştirin. Eğer tuğlaları tekrardan sayıyorlarsa Denetçiler bölümüne yerleştirin. Eğer odanın her yanına tuğla saçmışlarsa Mühendisliğe yerleştirin Eğer tuğlaları garip bir düzende sıralamışlarsa Planlama bölümüne yerleştirin Eğer tuğlaları birbirlerine atıyorlarsa Operasyonlar bölümüne yerleştirin Eğer uyuyorlarsa Güvenlik bölümüne yerleştirin Eğer tuğlaları parçalara ayırmışlarsa Bilgi teknolojileri bölümüne yerleştirin Eğer boş boş oturuyorlarsa İnsan kaynakları bölümüne yerleştirin Eğer birçok farklı kombinasyon denediklerini söylüyorlar ama bir tuğlayı bile yerinden kıpırdatmamışlarsa Satış bölümüne yerleştirin Eğer odada değillerse Pazarlama bölümüne yerleştirin Eğer camdan boş boş dışarı bakıyorlarsa Stratejik

KEŞKE DEMEMEK İÇİN

KEŞKE DEMEMEK İÇİN Eğer; ilerde bir gün arkanı dönüp KEŞKE demek istemiyorsan, üç şeyi doğru seç. * Eşini doğru seç. Doğru eş her zaman uzun zaman flört ettiğin kişi değildir. Önemli olan kısa zamanda da olsa fikirlerinin uyuştuğu, Yaşam tarzlarının benzediği, Espri anlayışının yakın olduğu, Zor zamanlarında hep yanında olacağını bildiğin, Dertlerini, sevinçlerini paylaşabileceğin, Fikirlerine, olaylara bakış açısına güvendiğin, Senin fikirlerine saygı duyan, Konuşmaktan sıkılmayacağın, Hayata küstüğün zaman seni kabuğundan çıkarıp eğlendirebilen, Gözlerine baktığında ne söylemek istediğini anladığın, Aynı zamanda iyi bir arkadaş, Fiziksel görünüşün dışında da seni sen olduğun için sevebilecek ve bunu kaldırabilecek birini eş olarak seçmelisin! ! ! Dünya da böyle biri var mı? diye sorabilirsiniz şimdi. Emin ol var! Tabii ki sayıları fazla değil. Hatta hayatta insanın karşısına ya bir ya da iki kere çıkar, belki de hiç çıkmaz... Önemli olan onu fark edebilmek. Eğer bu satırları okunduğu