Ana içeriğe atla

Kayıtlar

MonO-"LOG'LaRıM etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Makamsal Türk Müziğinde Aralıklar ve Koma Değerleri

Batı müziğinde iki sesin arası iki eşit parçaya bölünmektedir ve arada kalan ses diyez ya da bemol ifadeleriyle tanımlanır. Ancak Türk Müziğinde iki notanın arası her birine koma ismi verdiğimiz 9 eşit parçaya ayrılmaktadır. 1,4,5 ve 8 komanın özel isimleri ve harfleri(rumuz) vardır. Makamları ortaya çıkaracak olan dörtlü ve beşliler oluşturulurken bu isimler ve harflerden yararlanılır.

MUTLU YILLAR bısgen...

Bilmiyor seNi kimse. Yoo. Ama seni söYlüyOrum ben. Sürsün dİye söylÜyorUm, gÖrüntÜn, hoşluğUn senin. KAvrAyışınla ünlü olgUnluğUn. ÖlÜme iştahIn ve hazzı ağzInIn onUn. Yiğit nEşEn olan kedErin senin. Çok zamAn alAcAk, doĞana dek, doĞacaKsa, böyle berrak bir BIsgEN'£i, böyle zengin, macera yönünden. ZArifliğİni söylÜyorUm O'nun sözlErle, ah vAh eden, ve üzÜnçlü bir esinti anımsIyorUm, BIsgEN'li-RüZgAr'lı-kızıLçingEne'Lİ ve de Ozan'Lı.. dünyAsında..

Pişmanlık- AnadoLu Ateşi - Dawool

AnadoLu Ateşi - DawooL Müzik/düzenLeme/kayıt/mix: Ersin Bişgen KavaL: Turgay GüzeLcan

iyiLikten ne doğar?!?

geçen bana geLen bir mesajı payLaşmak istiyorum sizLerLe… yorum yapmayacağım. ve diğeri… daha öncekiLeri payLaşmıyoRum !

KUTLAMA

Tebrik

Başarılarının devAmını dileRim sevgili dOstUm.. SEVGİLERimle.. eLVİTODeLLA

tanju duRu'yu kaybettik !

hatıRLadınız mı bilmiyorum tanju duRu’nun "Duru ZamanLar” albümünden bahsetmiştim 12 Mart 2008 tarihinde. Sonra o yazıdan sonra Tanju duRu iLe tanışmamız, yazışmaLarımız oLdu. TanJu duRu: merhaba, hazırladığınız sayfayı gördüm, elinize sağlık, teşekkürler.. mybiSGen: bir nebze katkım olabildiyse ne mutlu... bu arada müzik öğretmeniyim. bıktım artık sanatçı diye sallapati / zihinsanatengelli insanların saltanatından. öğrencilerimin adam gibi adamları bilmelerini istediğim için yazdım sizi bloğa. öğrencilerim de takip ediyor bloğumu. lütfen iltifat falan olarak da almayın. sadece hakkınızı teslim etmek istiyorum. kendinizin farkına varın diye yazıyorum bunları. siz bir kişi olabilirsiniz ancak -bilmem farkında mısınız?- sizin arkanızda sizi takip eden bir sürü yüz var / yürek var.. var allah var işte... yok efendim ismail yk ymış, bülent ersoy’muş... öğrencilerim bana sanatçı diye bunları söylüyor. kahroluyorum. 35 yaş bunalımına mı girdim acep? neyse kafanızı

eLvitodeLLa diyoR ki :

“Ne olmadığımı biliyorum en azından. . bir öncesizlik mi desem, bir sonrasızlık mı, ya da evvel zaman içinde bir masal. kahramanlarının hepsi ölen.kuru bir kuyu mu desem, gidemediğim bir uzak mı. hiçbir an, göremediğim bir sevda mı, manası olmayan bir bakış mı. bilemedim. Ama herşeye rağmen, ne olmadığımı biliyorum. Artık kullanılmayan bir köprüden. aşk’ı sallandırıyorum.Bilmem, kimi anlatmak gerekir kendi yerime. ya da kim beni anlayabilir. kimse anlayamadı..ondan başka sadece ne olduğum mu önemlidir, yoksa ne olamayacağım mı.Bunu da bilmem gerekir. tekilden sakin, çoğuldan deli işte. kelimesiz değildir. kendidir.kısaca kim ne şekilde düşünürse, öyledir.bırakın öylece kalsın. . Önemsizdir... Dünyada bir yerdeyim. Yol kenarlarındaki su birikintilerindeyim...Belkide herkes gibi biriyim... Sadece gökyüzüne göreyim... Ama yarın hiçbir yerdeyim...” eLvi yine coştu :)

meLankoLik minör

geçenLerde bizim erTi bir Laf etti (şu son zamanLardaki psiKaotik duRumumdan oLsa geRek) kendimden geçtim ve bu isimde ya da makamda ( sanırım bu makamı – tonu ben buLacağım ) bir şarKı yapmaya karar verdim. “ MeLankoLik minör! ” buRaya da not düştüm bu amaçLa. kuLLanmayı düşünen varsa benden teLif / kuLLanım hakkı isteyecektiR biLgiLerinize… söyLemedi demeyin! Canım siz de biraz yaRatıcıLığınızı kuLLanıp yeni şeyLer türetebiLirsiniz. SözgeLimi ; LemankoLik minör, meLodRamik minör vb… neyse çok şüküR aL-koLik değiLim, buna da şükür! Bakın vikipedia meLankoLi için ne diyoR : “ Melankoli halk arasında yalnızlığı tercih ve hüzün hali olarak bilinse de aslında psikolojik bir durumdur. Nedensiz yere depresyon hissi ve birşeyler yapmaya duyulan isteksizlik olarak ortaya çıkar. Eskiden şizofren gibi daha ciddi ve fiziksel rahatsızlıklara dayandırılan melankoli, beraberinde belli bir kültür ve kült getirmiştir. Günümüzde ise aşk ya da kimlik karmaşası gibi duygusal nedenlere bağlanmakt

ümraniye müzik öğRetmenLeri koRo/oRkestRası

Hazır ümraniye müzik öğRetmenLeri koro/oRkestrası demişken biRaz bu oLuşumdan da bahsedeyim istedim. BiLdiğim kadaRıyLa 7 yıL önce baŞlanmış çaLışmaLara ve tür oLarak haLk müziği,kLasik tüRk müziği ve pop eserLeri icra ediLiyor. Dediğim gibi ben katıLaLı 2 yıL oLdu ve bu süre zaRfında en az 200-250 eser ekLendi repertuvara… ÜfLemeLi sazLardayım. ( Flüt, diLsiz kavaL, ney ) AsLında her bir aRkadaşımı tanıtmak isterdim buRada ancak bunun için önce onLardan izin aLmam geRek. MaLum internet oRtamında heRşey yazıLmıyor. Ama biLdiğim şu ki; haRika ses ve yoRumcuLarLa, harika saz üstatLarıyLa çaLışıyoRum. Yorumcu arkadaşLarım beni hoşgörsünLer ama söyLemeden edemeyeceğim özeLLikLe saz ekibimizde virtüöz diyebiLeceğim sanatkâRLar var. Bu açıdan beni çok geLiştirdi bu oRkestra/koRo. Herbirine bu vesiLeyLe teşekkür de etmek istiyoRum. Epey konser veRdik; iL içi ve iL dışı oLmak üzere… SözgeLimi Rize, Iğdır, BoLu, Osmaniye…  geLişmeLeri buRadan takip edebiLirsiniz. Lafı uzattıkça uzat

I Love biSGen & eLvitodeLLa

  :-)

biSGen - eLvitodeLLa tatilde :)

Tatil sür-Esince kapalıyız..Tatilden ilk görüntüler aşağıda.. Saygı Ve Sevgilerimizle :)) biSGen - eLvitodeLLa biSGen :)) eLvitodeLLa :)))

SANA BaKMaK

bisgen.blogspot.com Web İstatistikler 14 Haziran 2008

yukarıdaki resim küçük ise buradan büyük halini görebilirsiniz. istatistikLer, 25 kaSım 2007 taRihinden bugüne kadar oLan veriLer oLup  buRadan aLınmıştır. 14 Nisan 2007 tarihindeki “ Keşke dememek için! ” başLıkLı iLk yazıyLa başLayan bu bLogda şu ana kadar 3,105 veri yayınLanmıştır. eLvi, ne deRsin iyi yapmış mıyız buRada takıLmakLa :)

GeL

ÖyLE BİR ZaMAN GeLkİ, VAZGeÇMEK MÜMkÜN OLmAaSIN
Yaşamak için topu toplam altı haftam kalsaydı ne mi yapardım? Tuşlara daha hızlı basmaya bakardım. -Isaac Asimov Antonio Machado der ki: "Tapıyorum güzelliğe," ama süsü sevmez, ya da dediği gibi, "şakıyan kuşlar, şakır yalnızca." Yapay okula ait değildir, sesle yankıyı ayırır, şiirini, akan nehirde değil, kalp kayasından çıkan ırmağın kaynağında bulur. Özyaşamöyküsünde sorar: "Bir klasikçi miyim yoksa coşumcu mu? Bilmiyorum." Doğruya, doğala, en saf, en derin dışavurumla göz diker. Der ki: "Yankılar dursun, sesler başlasın!" Elvitodella

hikâye yazmaca !

  ve o gün başladım bu hikayeyi yazmaya... hatırlıyorum, dün gibiydi; düne ait tüm tasvirleri içeren metalik gri bir gökyüzü vardı. Bunlar bulut muydu, yoksa ben mi o bulutları oraya çizmiştim, orası meçhul... Beynimin içinde derin bir kuşku; bir intihar kuşkusu ve paradoksal bir hâl olarak müthiş bir yaşam coşkusu... ( ... ) intihar : tek başına, yani bu en yalın ve kelime olarak 7 harfli haliyle bile yaptığı çağrışımlarla derin ve uzun bir hikaye zaten! ( ... ) ... ve o gün koydum bu hikayenin adını : intihar günlükleri... ( ... ) .... sıradan bir günün sıradan yakarışlarıydı içimde duyduğum o garip sesler. oysa sıradan olmanın soylu tadını biliyordum. ama bildiğim bir diğer şey, bilmenin hiçbir meseleyi çözmek için yetmediğiydi, tıpkı sevmek gibi... fiziksel bir acı daha dayanılır bir şey dedim kendi kendime ve başladım kendimce acımı tarif etmeye. be ademoğlu tarif etmenin tahrip etmek gibi sonuçlarından da mı bi habersin sen. ne me lazım dedim seslice. yanımda

HeRŞeY EXTRA ve YENİ

HAYAT BÖYLE DAHA GÜZEL..ONLarDa GÜZel.. ori_jinal fotoğraftır..

eLvitodeLLa'ya...

Çin'de bir adam, her gün boynuna dayadığı kalın sopanın iki  ucuna astığı testilerle dereden su taşırmış evine.. Bu testilerden birinin yan kısmında çatlak varmış... Diğeri ise hiç kusursuz ve çatlaksızmış; ve her seferinde bu kusursuz testi adamın doldurduğu suyun tümünü taşır, ulaştırırmış eve.. Ama her zaman boynunda taşıdığı testilerden çatlak olanı eve yarım; diğeri dolu olarak varırmış iki  sene her gün bu şekilde geçmiş. Adam her iki testiyi suyla doldururmuş ama evine vardığında sadece 1,5 testi su kalırmış... Tabi ki kusursuz, çatlaksız testi vazifesini mükemmel yaptığı için çok gururlanıyormuş. Fakat zavallı  çatlak olan kusurlu testi, çok utanıyormuş. Doldurulan suyun sadece  yarısını eve ulaştırabildiği için de çok üzülüyormuş. İki yılın sonunda bir gün, görevini yapamadığını düşünen çatlak  testi,ırmak kenarında adama şöyle demiş: 'Kendimden utanıyorum. Şu yanımdaki çatlak nedeniyle, sular eve gidene kadar akıp gidiyor..' Adam gülümseyerek dönm