Batı müziğinde iki sesin arası iki eşit parçaya bölünmektedir ve arada kalan ses diyez ya da bemol ifadeleriyle tanımlanır. Ancak Türk Müziğinde iki notanın arası her birine koma ismi verdiğimiz 9 eşit parçaya ayrılmaktadır. 1,4,5 ve 8 komanın özel isimleri ve harfleri(rumuz) vardır. Makamları ortaya çıkaracak olan dörtlü ve beşliler oluşturulurken bu isimler ve harflerden yararlanılır.
Resimlerde Kalan (1998 )
Compoeser : Yusuf Bişgen
Nota Akor Eşlik Video: Yusuf BİŞGEN
---ESERİN BÖLÜMLER---
B1 : Buridan'ın Eşeği
B3 : Mutlu Eşek
B2 : Efsun
B4 : Mutsuz İnsan
Not : Eseri üniversitede ( Marm. Üniv. ) verilen ( piyano eşlik sınavı ) bir ödevim için hazırlamıştım. O sırada kafamda sürekli aşağıdaki hikâye dolanıyordu. Çünkü hayatımla ilgili önemli kararlar verme aşamasındaydım. Keyifli dinlemeler.
B5 : Araladık Pencereyi
Jean Buridan, Orta Çağ’ın en tanınan filozof ve rahiplerinden biridir. 1300 yılında Fransa’da doğan Buridan, Kopernik Devrimi’nin de öncü isimlerinin başında gelir. Bilindiği gibi ünlü bilim adamı Kopernik, o güne değin inanılan görüşün aksine dünyanın ve diğer gezegenlerin güneşin etrafında döndüğünü savunarak bir kırılma noktasının baş mimarı olur. Buridan’ı bugün en çok bildiğimiz olaysa onun şu meşhur paradoksudur: Bu paradoksa göre hem aç hem de susuz bir eşek, kendine eşit uzaklıktaki su ve saman yığını arasında bir tercih yapamaz. Kararsızlığıysa onun ölümüne neden olur. Gülenler mi var? Her gün iki, hatta daha fazla seçenek arasında kalıp sonunda hiçbirini tercih edemediğimiz günlerimize benziyor bu öykü. Hikâyenin iki saman yığını arasında kalan eşek versiyonu da vardır. Ünlü bilimci Jean Buridan’a göre iki önemli tercih arasında sıkışıp kalmaktan bizi ancak tek bir şey kurtarır. Peki, nedir o?
Öykümüz şöyle başlıyor: Aç bir eşeği düşünün. İki saman yığını arasında kaldığında hangisini tercih eder? Tabii ki kendine daha yakın olanı. Ancak Buridan’ın paradoksu ve sorusu da tam burada cereyan ediyor: Aç ve susuz bir eşek, kendine eşit mesafedeki su ve saman arasında kalırsa ne yapar?
Bir eşek, iki eşit derece uzaklıkta saman ve su arasında hangisine gideceğinin kararını bir türlü veremez. Büyük ve lezzetli saman yığınlarına mı, yoksa kana kana içebileceği suya mı gitmelidir? Bu iki kritik seçenek arasında kalakalan eşek, sonunda hiçbir karar veremeden hem açlıktan hem de susuzluktan ölür.
İkilemde kalan ve sonucunda ölen eşeğin öyküsü tabii ki insanla alakalı bir konuya açıklık getirme amacı taşıyor: Eşit derecede iyi iki seçenek arasında kaldığımız zaman, birinin diğerinden daha iyi bir alternatif olacağı güne kadar bekleriz. Çünkü iki seçeneği de aynı oranda arzuladığımız için hiçbirini seçemeyiz.
Buridan’ın eşeği, bir felsefî kavram ve özgür irade var mıdır yok mudur sorununa eğilir. Yem ile su arasında kalan ve ikisini de aynı oranda arzulayan eşek tercih yapamaz, çünkü seçim yapacak baskın bir nedene sahip değildir. Buridan’a göre tercih yapabilmemiz için yalnızca istememiz yetmez, geçerli bir nedenimiz de olmalıdır.
Hikâyenin en eski versiyonu ise Aristoteles’e aittir ve onun öyküsündeki kahraman eşek değil, köpektir. Ayrıca aynı öykünün Gazali tarafından da yorumlandığı ve onun öyküsündeki kahramanın da bir deve olduğu bilinir.
Buridan’dan yaklaşık 600 sene sonra çeşitli araştırmacı ve psikologlar da olaya ışık tutmaya girişir: 2000 yılında Sheena Iyengar ve Mark Lepper adlı iki profesör tabiri caizse bir sosyal deney gerçekleştirirler. Kaliforniya’da bir markette tadımlık stant açan ikili, bir yanda 24 çeşit reçel, diğer yanda ise yalnızca 6 adet reçel sunarlar. Sonuç olarak çoğunluğun 24 çeşit reçelin olduğu standa gittiği gözlemlenir. Ancak iş bununla kalmaz: 24 çeşit reçeli deneyenlerin yalnızca yüzde 3’ü reçel satın alırken, 6 çeşitlik standa gidenlerin yüzde 30’u reçel alışverişi yaparlar. Araştırmacılar benzer bir deneyi çikolata ve ev ödevleri ile de tekrar edince şu kanıya varırlar: Daha fazla seçenek insan motivasyonunu olumsuz etkiler.
Yorumlar