Batı müziğinde iki sesin arası iki eşit parçaya bölünmektedir ve arada kalan ses diyez ya da bemol ifadeleriyle tanımlanır. Ancak Türk Müziğinde iki notanın arası her birine koma ismi verdiğimiz 9 eşit parçaya ayrılmaktadır. 1,4,5 ve 8 komanın özel isimleri ve harfleri(rumuz) vardır. Makamları ortaya çıkaracak olan dörtlü ve beşliler oluşturulurken bu isimler ve harflerden yararlanılır.
( Resim : Gülseren Kayalı )
CaRL Rogers demiş ki: ‘Psikoterapist yetiştirmekLe vaktinizi boşa harcamayın, asıL meseLe psikoterapist oLabiLecek adamı seçmektir ! ’
Sanat’a, müziğe de uyarLamak gerek bu sözü… asıL iş sanatçı, müzisyen, ressam, heykeLtraş oLabiLecek adamı seçmek şekLinde…
Eylül Esme Bölücek gibi meseLa…
Eylül Esme Bölücek 
2,5 yaşında oyuncak orgla melodiler çıkarmaya başlayan Eylül üç yaşında kendi başına okumayı öğrenmiş. 3-4 yaşları arasında gittiği kreşte öğrendiği çocuk şarkılarını çalmaya başlamış 5 yaşında sağ elle çaldığı melodilere kendi başına sol el eşlik eklemiştir. Aynı dönemde şaşırtıcı yetkinlikte parçalar besteleyen Eylül’ün matematik ve sözel alanda gösterdiği dikkatten kaçmayacak seviyedeki üstün yeteneği eğitimcilerin ve ailenin müzikten daha çok bu alanlara odaklanmasına neden olmuştur.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın bir müzik kuruluşu ile birlikte Ankara okullarında 2006 yılında yapmış olduğu “Müzik ve Güzel Sanatlar Yetenek Taraması” projesi çerçevesinde ilgili kuruma gönderilmiştir.
Burada yapılan testler sonucunda düzenlenen raporla Eylül’ün “ mutlak işitme anlamına gelen absolut kulağa ve en üst seviyedeki işitme yeteneğine doğuştan sahip olduğu” ayrıca “…dünyada harika çocuk olarak tanımlanan üstün yetenekli çocuklar arasında bile görülemeyecek türden sıra dışı bir dehaya sahip olduğu ve birbiri ardına çalınan ilk kez duyduğu klasik batı müziği eserlerini eksiksiz olarak ve anında sağ ve sol el birlikte piyanoya aktarabildiği…” tespitine yer verilmiştir.
Bu kurum tarafından aileye çeşitli önerilerde bulunulmuş Eylül’ün acilen müzik eğitimine başlaması gerektiği konusunda Aile uyarılmıştır.
Eylül bu tarihten 3 ay kadar sonra bir müzik kursundan haftalık bir saatlik ders almaya başlamış ve 2.5 ay sonra ilk konserini vermiştir.
TED Ankara Koleji’nde eğitim görürken Okul İdaresi ve Kolejin Müzik Öğretmeni Eylül’le ilgili aileye bilgi verdikten sonra Ahmet Say’la irtibata geçmiştir.
Ünlü müzikolog Eylül’ün evini ziyaret ederek saatlerce gözlem yapmış vardığı kanaat sonucunda Ankara Devlet Konservatuarı Piyano sanat dalı başkanı ünlü piyano eğitimcisi Oya Ünler’e bizzat götürmüştür.
Oya Ünler, Eylül’ün Türkiye’de benzeri olmayan bir müzikal yetenek olduğunu Ahmet Say’a ifade etmiş ve mutlak suretle ve acilen konservatuar eğitimi alması gerektiğini belirtmiştir.
Bunun üzerine Aile Bilkent Üniversitesi Konservatuarı Müzik Hazırlık İlköğretim okulunun sınavına müraacat etmiştir.
Sınavda büyük başarı gösteren Eylül 2008 – 2009 öğretim yılında ilköğretim 3. Sınıftan Konservatuara başlamıştır.
Eylül Esme, Fakülte ve Okul yönetiminin aldığı kararla 2010 - 2011 eğitim yılında ilköğretim 6. sınıfa atlatılmıştır.
TRT Ankara Radyosu Şubat 2011 tarihinde Eylül Esme için bir CD kaydı gerçekleştirmiştir.
Dünyaca ünlü piyanist İdil Biret Eylül Esme’yi 2011 Eylül Ayında Uluslararası Ayvalık Müzik Akademisi bünyesinde düzenleyeceği "İdil Biret'le Franz Liszt Yorumlamak" temalı ustalık sınıfına bir haftalık süreyle davet etmiştir.
Eylül, Kasım 2011 tarihinde gerçekleşecek olan 12. Uluslararası Antalya Piyano Festivali bünyesinde festival tarihinin en küçük solisti unvanıyla bir konser verecektir.
Eylül’e piyano eğitimini aynı zamanda Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuarı Öğretim Üyesi olan Oya Ünler vermektedir.
http://www.facebook.com/eylulesmebolucek?sk=info
http://www.solakkedi.com/muzik%20dunyasi/eylul%20bolucek.html
Ne dersiniz ?
Yorumlar