Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Makamsal Türk Müziğinde Aralıklar ve Koma Değerleri

Batı müziğinde iki sesin arası iki eşit parçaya bölünmektedir ve arada kalan ses diyez ya da bemol ifadeleriyle tanımlanır. Ancak Türk Müziğinde iki notanın arası her birine koma ismi verdiğimiz 9 eşit parçaya ayrılmaktadır. 1,4,5 ve 8 komanın özel isimleri ve harfleri(rumuz) vardır. Makamları ortaya çıkaracak olan dörtlü ve beşliler oluşturulurken bu isimler ve harflerden yararlanılır.

BİR KAR TANESİ ÜZERİNE

BİR KAR TANESİ ÜZERİNE (bir güneş ve sonsuzluk arasında) Pekin ağırlığının inceliği değil, burada gergin, dünya, ve her zamanki gibi; ne de yeşil çeşme bakışı onun kimi zaman yalnız güneşin suyu ile şimdi; ne de narin inişi yanaklarının suskun, karanlık oyuğuna ağzının; ne de hoş omzu, farklı bir japongülü gibi şimdi ve ne temiz; ne de saçı, altından, gri, bir gün, sonra siyah, eşsiz değerde; ne de öyle telaş eden, herşeyinde günün ve gecenin, ve herşeyin üzerinde, daktiloda, kalemde, tükenmezdi küçük elleri, benim için; ne de…; dediler ki talihim için bana: "Son büyüm, iyi hatırla! İyi hatırla!, yerleşti sahip olduğum olumsuz bir şeyde; sanki bir grinin ışıklarını yayan gölge esintisi, sesleri bir sessizliğin (ve sonsuz ahenkten olan şimdi), ölümcül bilinmeyeni bir cüretkar güzelliğin; yerleşimci, kuşkusuz, daha görünür, belki, tutulmalarda." Talihim için, daha geçe kaldı sonsuzluk; ve çıktı o; sonra anlattığı gibi, düşünülmüş bir tünelin başka ağzında: ve çıkışını da gördü

BademcikLer aLınmaLı mı yoksa aLınmamaLı mı?

Bademcikler alınmalı mı yoksa alınmamalı mı? Üst solunum yollarından giren mikropları tanıyarak vücudu savunmaya hazırlamak gibi görevleri bulunan bademcikler büyüdükleri ve kişiyi rahatsız eden duruma geldiklerinde akıllara şu soru takılıyor. Bademcikler alınmalı mı, yoksa alınmamalı mı? Bu konuda merak edilen soruların yanıtlarını Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Erhun Şerbetçi veriyor. bebek.com: Bademcik vücutta ne işe yarar? Doç. Dr. Erhun Şerbetçi: Bademcikler vücudun bağışıklık sisteminde rol oynayan lenf sisteminin boğazda yerleşmiş dokularından bir çiftidir. Özellikle üst solunum yollarından giren mikropların tanınarak vücudu savunmaya hazırlamak gibi görevleri vardır. bebek.com: Vücudun bademciğe ihtiyacı var mıdır? Doç. Dr. Erhun Şerbetçi: Bademcikler özellikle çocukluk döneminde vücudun, hastalıklara karşı, ilk savunma bölgesini oluştururlar. Bununla birlikte genizde yerleşmiş yine bademcik dokusu yapısında olan “adenoid” dediğimiz; halk arasınd

NefeS geLiştirme pRoGRamı...

bu yazı bu siteden, yazıyı/biLgiyi payLaşan" reSo " nicKLi kişiden izin aLınaRak yayınLanmaktadıR!. payLaştıĞı için teşekküRLer :) Günde beş dakika ayırarak ciğerlerimizin gücünü artırmayı ve soluma kontrolünü geliştirmeyi sağlayacaktır. 21 günlük bir çalışmadır AÇIKLAMA 1- Günde beş dakika ayırarak uygulanır. 2- Bu çalışma 21 gün sürecek bir uygulamadır. 3- Her alıştırmaya derin bir soluk alınarak başlanır. 4- Amaç doğal ve aşamalı bir gelişme olup, aşırılığın her türlüsü gereksizdir. 5- Günlük soluma alıştırmaları, enstrumanda da uygulanabilir. 6- Bu alıştırmaların doğru yapılması ve belli bir zaman ayırmak gerekeceği için sabırlı olunmalıdır.   ALIŞTIRMALARDA ÜFLEME ŞEKİLLERİ 1- Hafif üfleme 2- Orta şiddette üfleme 3- Güçlü üfleme Tam bir soluk alma üç aşamadan oluşur. 1- Ciğerimizin alt üçte birini havayla doldurunuz, (tahminen hissederek) belinizin genişlediğini hissedeceksiniz. 2- Daha sonra c

Değmen Benim GamLı Yaslı Gönlüme... Gitar akor

Bitlis'te Beş Minare - Gitar Akor

Bir Of Çeksem - Gitar Akor

Allı Turnam - Gitar Akor

Ağasarın Balını da - Oy Asiye - Gitar Akor

Satrancın Öyküsü

Satrancın ilk kez M.S. 570 yıllarında Hindistan ’da oynandığını biliyoruz. Bunu nereden mi biliyoruz? O tarihlerde yazılmış olan pek çok evrakta satranç oyunundan söz ediliyor. Daha önce Çin ’de bu oyunun oynandığı rivayet ediliyorsa da Çin kayıtlarında, o her şeyi kaydeden Çin kaynaklarında, satrançtan söz edilmediği için biz yine de satrancın başlangıcı olarak 570-600 yıllarını ve Hindistan’ı alıyoruz. Rivayet oLunur ki,  oyunu bulan Brahman rahibi, Şah’a bir ders vermek istemiş; “Sen ne kadar önemli bir insan olursan ol, adamların, vezirlerin, askerlerin olmadan hiçbir önemli iş yapamazsın” demek istemiş. Şah durumdan memnun görünmüş. “Peki , oyunu ve dersini beğendim. Dile benden ne dilersen” demiş. Rahip bunun üzerine Şah’ın alması gereken dersi hala almadığını düşünerek “Bir miktar buğday istiyorum” demiş. “Sana bulduğum bu oyunun birinci karesi için bir buğday istiyorum. İkinci karesi için iki buğday istiyorum. Üçüncü karesi için dört buğday istiyorum. Böylece her karede, bir

ince hesap...

Hesaplamaya başlayınca ilk kareler kolay gitmiş. Birinci kareye bir buğday, ikinci kareye iki buğday, üçüncü kareye dört buğday... Ancak 10. kareye gelindiğinde toplam 1023 buğday vermeleri gerekiyor. Bu yaklaşık bir avuç buğdaya denk gelir. Hesabın hep böyle gideceğini, rahibe hep böyle üç beş buğday vereceklerini zannediyorlardı. Zaten 15. karede yalnızca 1,5 kilo buğday vereceklerdi. 25. kareye gelince vermeleri gereken buğdayın 1,5 ton olduğunu görmüşler ama fazla heyecanlanmamışlar. Oysa 31. kareye gelince bu işin şakası olmadığını anlamaya başlamışlar, çünkü vermeleri gereken buğday 92 tonmuş. Yine hesaplamaya devam etmişler. 49. kareye geldikleri zaman 24 milyon ton buğday vermeleri gerekiyor. Bu ise bugünkü Türkiye’nin bir yıllık buğday üretiminden fazla. 54. kareye geldiklerinde ise 771 milyon ton buğday vermeleri gerekiyor toplam olarak. Bu da dünyamızın bugünkü ölçülerine göre 1,5 yıllık buğday üretimi... “Madem başladık hesaplara, devam edelim” deyip bitirmişler. 64. kare d

'Şey' kelimesi nereden geLiyor...

Ömer Hayyam , küp denklemleri ile ilgili ciddi bir eser yazmaya koyuldu. Bu cebir 'sel denklemin bilinmeyenine, Arapça " şey " diyordu. Bu sözcük İspanyolca yapıtlarında Xay diye yazıldığından, zamanla X  biçimi alacak ve bilinmeyeni göstermekte kullanılan evrensel X harfine dönüşecekti. Amin Maalouf , Semerkant , s.34