Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Makamsal Türk Müziğinde Aralıklar ve Koma Değerleri

Batı müziğinde iki sesin arası iki eşit parçaya bölünmektedir ve arada kalan ses diyez ya da bemol ifadeleriyle tanımlanır. Ancak Türk Müziğinde iki notanın arası her birine koma ismi verdiğimiz 9 eşit parçaya ayrılmaktadır. 1,4,5 ve 8 komanın özel isimleri ve harfleri(rumuz) vardır. Makamları ortaya çıkaracak olan dörtlü ve beşliler oluşturulurken bu isimler ve harflerden yararlanılır.

bisgen.blogspot.com Web İstatistikler 14 Haziran 2008

yukarıdaki resim küçük ise buradan büyük halini görebilirsiniz. istatistikLer, 25 kaSım 2007 taRihinden bugüne kadar oLan veriLer oLup  buRadan aLınmıştır. 14 Nisan 2007 tarihindeki “ Keşke dememek için! ” başLıkLı iLk yazıyLa başLayan bu bLogda şu ana kadar 3,105 veri yayınLanmıştır. eLvi, ne deRsin iyi yapmış mıyız buRada takıLmakLa :)

AHMET KANNECİ

KONSERİNDEN GÖRÜNTÜ.. Ahmet KANNECİ 1957'de doğdu. Müzik alanındaki teori eğitimine Türkiye'nin önde gelen bestecilerinden Turgay ERDENER ile başladı. İstemihan Tavİloğlu ve Ali Sevgİ’den armoni ve kontrpuan dersleri aldı. 1977 yılında Julian BYZANTINE ile tanıştıktan sonra çalışmalarını tamamen klasik gitara yoğunlaştırdı. ODTÜ Mimarlık Fakültesi’ni bitirdikten sonra İspanya Hükümeti'nin verdiği bursa hak kazanarak gittiği Conservatorio Superior de Música Óscar Esplá de Alicante'de José TOMÁS’ın sınıfından ve ayrıca Fransa'nın Perpignan kenti Devlet Konservatuvarı’ndan “Birincilik Ödülü” ile mezun oldu. Konserini dinleyerek tutkunu olduğu ve 30 yıldır dersler aldığı Alirio DÍAZ gibi ünlü bir virtüöz ile birlikte çalma şansına sahip oldu ve olumlu kritiklerini aldı. Avrupa’daki çalışmalarını tamamlayıp ülkesine döndükten sonra dört ayrı konservatuvar ve üniversitede gitar bölümlerini kurdu. 1993 yılında “Fulbright Araştırma Bursu” kazanarak araştırmalarını sürdür

ROMEO ve JULIET

ROMEO ve JULIET TRAGEDYASI ÜZERİNE Dört yüz yıldan bu yana, parlaklığından bir şey yitirmeden günümüze gelen Shakespeare’in romantik tragedyası, Romeo ve Juliet, aslında doğuda batıda, kuzeyde güneyde, birçok ülkenin halk öyküleri içinde yer alan, bilinen bir aşk temasını ele alır. Birbirine düşman iki ailenin gençlerinin birbirlerini sevmesi aslında çok işlenmiş bir temadır. Bu temanın ortaya çıkaracağı konu da nerede olursa olsun aşağı yukarı aynı olacaktır. Ancak bir yapıtın ölmezliği işin öyküsünde değil, o öykünün yazarı tarafından ele alınışında varolur. Hele sahne yapıtında, dil, üslup, biçim kadar, o öykünün dramatik değeri de önemlidir. Shakespeare, kâğıt üzerinde olduğu kadar, dramatik aksiyonu da en etkin biçimde ortaya çıkarmıştır. Bu oyunda, yalnızca iki gencin umutsuz aşkları değil, her yaştaki insanın birbirine olan davranışındaki insanı derinden sarsan ilişkileri de önemlidir. Bu oyun yalnızca Romeo ve Juliet’le değil, büyüğünden küçüğüne bütün karakterlerin sahne üzeri

ŞİMDİ OTURUM AÇTI:))

GeL

ÖyLE BİR ZaMAN GeLkİ, VAZGeÇMEK MÜMkÜN OLmAaSIN