🎓 GENEL HEDEF Amaç: Aralıkların isimlendirme sistemini anlamak Yarım ve tam seslerle ilişkisini kavramak Nota ismine göre aralık hesaplamayı öğrenmek Piyano/gitar üzerinde teorik örneklerle pekiştirmek 🟢 AŞAMA 1: BASİT (Giriş Seviyesi) 🎯 Öğretim Hedefleri: Aralık nedir? Tam ses, yarım ses nedir? 2’li, 3’lü gibi aralık isimlerini tanıma 🔍 Konular: Aralık Tanımı Aralık: İki nota arasındaki yükseklik farkı Aralıklar nicelik (2’li, 3’lü) ve nitelik (majör, minör vs.) içerir Tam Ses – Yarım Ses Piyano klavyesiyle göster: C – D = tam ses, E – F = yarım ses Gitarla: Aynı telde ardışık perde = yarım ses Tam (Perfect) Aralıklar P1 (Birlik), P4, P5, P8 (Oktav) Tanımları ve örnekleri (C – G = P5) Aralık Nasıl Sayılır? Harf sayma: C → G = C(1) D(2) E(3) F(4) G(5) = 5’li 📚 Egzersiz Önerileri: “C ile E arası kaçlıdır?” “C’den 5’li olan nota nedir?” Piyano/Gitar şemalarıyla gösterimler 🟡 AŞAMA 2: ORTA...
Eleştirmenin Çilesi/ Hikmet Dizdaroğlu
Türk Dili 1 Temmuz 1961
Eline kalemi alıp da eleştiri yokluğundan yakınmıyan kişi gördünüz mü hiç? Genel bir sızlanma sorunu olduğu halde bunun nedenleri üzerinde duranı da sayılıdır. Hep dert yanma, hep suçlama!
İlkin şu gerçeği belirtelim: Her ülkede şair, hikayeci, romancı, oyun yazarı bolca rastlanır soydan olduğu halde, eleştirmen sayısı bunlarla oranlanmıyacak bir azınlıktadır. Her çağda yetişen sanatçıları, bir de aynı çağda yaşamış eleştirmenleri bir hatırlayıverin; varacağınız sonuç, bizi asla yalanlamıyacaktır.
Bu durum iki şeyi ispatlar: Eleştirinin güçlüğünü, eleştirmenin de kolay yetişir olmadığını. Eleştiri de bir sanattır, ama bilim ve teknik yönü ağır basan bir sanat. Bir sanatçı, diyelim bir şair, gücü ölçüsünde şiirler yazar. Şairlik, hikâyeciliğe, romancılığa yöneltecek birtakım yeteneklerle dünyaya gelir. Oysa eleştirmen, kendi kendini yetiştirir; öz çabasiyle bulur yolunu.
yazının devamı...
Türk Dili 1 Temmuz 1961
Eline kalemi alıp da eleştiri yokluğundan yakınmıyan kişi gördünüz mü hiç? Genel bir sızlanma sorunu olduğu halde bunun nedenleri üzerinde duranı da sayılıdır. Hep dert yanma, hep suçlama!
İlkin şu gerçeği belirtelim: Her ülkede şair, hikayeci, romancı, oyun yazarı bolca rastlanır soydan olduğu halde, eleştirmen sayısı bunlarla oranlanmıyacak bir azınlıktadır. Her çağda yetişen sanatçıları, bir de aynı çağda yaşamış eleştirmenleri bir hatırlayıverin; varacağınız sonuç, bizi asla yalanlamıyacaktır.
Bu durum iki şeyi ispatlar: Eleştirinin güçlüğünü, eleştirmenin de kolay yetişir olmadığını. Eleştiri de bir sanattır, ama bilim ve teknik yönü ağır basan bir sanat. Bir sanatçı, diyelim bir şair, gücü ölçüsünde şiirler yazar. Şairlik, hikâyeciliğe, romancılığa yöneltecek birtakım yeteneklerle dünyaya gelir. Oysa eleştirmen, kendi kendini yetiştirir; öz çabasiyle bulur yolunu.
yazının devamı...
Yorumlar