biSGen-eLvitodeLLa

ben bu yazıyı çok beğendim. Bakalım siz de beğenecek misiniz? Harflerle Muhabbet Sadece bende mi oluyor, yoksa benim gibi düşünenlar var mı bilmiyorum ama harflerin birer kişiliği ve cinsiyeti olduğuna inanıyorum. Tanıştığımız insanların isimleriyle kişiliklerini ilişkilendirdiğimiz sık görülür ama tekil harf ile bu ilişkiyi kuranı, kendimden başka, bilmiyorum. Yazının devamında yaptığım saçma liste de, bu garip takıntımın bir tür dışavurumu sayılır. A - Kalın ünlü olmasından mıdır, yoksa yere sağlam basmasından mıdır bilemiyorum ama, çok kuvvetli ve karizmatik bir harf bence A. Grubu yönlendiren, esas adam. B - Bir centilmen. Kıvrımlı olması, meselelere kaba kuvvet yerine mantıkla yaklaşacağı izlenimini veriyor. Çok zeki olduğunu da söyleyemem ama dış görünümünün iyi olması sayesinde, ortalamanın üzerinde dikkat çekebiliyor. Aynı zamanda, ileri yaşlarında babacanlığıyla bilinecek sanki.   ve devamı buRada ===>

ataLarımız maLum yüzlerce atasözü deyim kurgulamış, buLmuş. Var bir biLdikLeri eLbette… Neden “ Tok SesLi! ”? Bundan yıLLaaar yıLLar önce… deveLerLe pireLer okey oynarken, kaRıncaLar sabahtan akşama çalışıp yorulup ekmek parası kazanan pRoLeterken, tabii ki Kefendiler/ buRcu-vaLar, yani haziran-temmuz-ağustosböcekLeri sırt üstü ya da kıç üstü debelenip bir elinde cımbız öbür elinde gitar ( aLLahtan kaRafatma yazmamışım ) neş eLİ şen şarkılar çaLarken, ( neyi çaLdıkLarını anLayan anLadı… ) o tok kaRınLarıyLa yine neş eLi şarkıLar söyLerLermiş de miş miş… Hep çaLıştıkLarı haLde Karın Ları bir türLü doymayan Karın caLarın Gık’ı çıkmazmış. Zaten çıkanLarının da söyLediği şaRK ıLar hep Gık – mık diye başLar ve bitermiş. E, karınca kardeş aç karnınla, aç sesinLe şarkı söyLemek senin ne haddine ki zaten… ! İşte o zamandan beri bu şarkıların gözü kör oLmuş. Tok ses deyimini duymuşsunuzdur hepiniz. peki aç ses deyimini duyan var mı? Kardeşim insan hakkı diye birşey var. Derneği var...

“sağır duymaz uydurur!” değiL “sağır duymaz uyurdurur!” diyesim gelir nedense ve  bu durumda “kör görmez zira kördür!” :)

“Ba-c-ha(i)r ne zaman geLecek ya…!” "bach'sız bir dünya bahtsız bir dünyadır." ”bach sen şu işe!” “bach’tiyar oL evLadım!” ”bach'tınız açık olsun...” ”bach'ımsız bahçenin güLü erken soLar!” “Ba-c-ht olmayınca başta, ne kuruda biter ne yaşta!” ”bach'arsan bağ olur bach'mazsan bach'(ı)ma!” “Bach’tulu beni!” ( babannemin bir deyimini restore ettim:) “Bach’sız bedeviyi çöLde kötü oLaylar bekLer ! :) “Yahu saat kaç? Saba-c-h’ın körü daha! niye uyandıRdınız ki beni ?!!!” “Ana kızına taht kurmuş, ba-c-ht kuramamış!” “kanka ya bu eserin makamı Saba(ch)’ymış! ben saba-c-h’tan beri yanLış çaLıyormuşum meğer, tüh, reziL oLdum aLeme!”

Kitabın Yazarı: Hakan Yaman Kitabın Adı: Kelimenü Postmodern Yakıştırmalar Yayınevi: Elma Yayınevi Fiyatı: 12 YTL Ayrıntı için: tıkLayın Evonomist: Kocasının aldığı kısıtlı parayla, evin ve çocukların ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan tutumlu ev hanımı. Bezolasyon : Kışın soba yakılan odada, kapı altlarına ve pencerelere bez - çabut tıkayarak yapılan izolasyon. Balkonferans : Mahalle ortamında ev hanımlarının sabah beylerini işe uğurladıktan sonra balkona çıkarak yaptıkları rutin toplantı. Çayyaş : Sabah akşam çay içmeden duramayan bağımlı kimse. Kanserve: İçinde gıdadan çok ne idüğü belirsiz bir dolu kanserojen madde bulunan hazır yiyecek. Kıromozom : Görgüsüzlüğün anne babadan çocuğa geçmesine neden olan arızalı DNA. Tokdor : Yeterince para kazandığı için mesleki hırsını, hevesini  ve başarıya olan açlığını uzun süre önce yitirmiş, tıptaki gelişmeleri takip etmeyen tehlikeli hekim. Bacıgard : Nişanlısı veya sözlüsüyle yalnız dışarıya çık...

Her zaman saklanmaya çalışan kadın olur ve maço olan erkek arar. Aramak onun için bir meydan okumadır. Kadın ne kadar saklanırsa, onu arayan o kadar heyecanlanır

O ne müthişş benzerlikkk !  

Tolga Sağ'ın,sevgilisine ettiği evlenme teklifi !!! ( Soyadını değiştirmek manasında yani )

Bizim kızılderili dilinden dünyaya yayılmış bir terimdir. Olayın aslı şöyledir. Birgün bizim kabileden Aşşağamustağa gilin yeni evli oğlu Ayıgöz'ün canı süt ister. Hanımı da onun bu isteğini kırmaz ocakta pişirir sütü. Biraz kaynar olmuş demekki ağzı yanar Ayıgöz'ün. O acıyla çadırdan fırlar, otağda daire oluşturacak şekilde koşar. Ağzında lo lo lo sözleri vardır. Bunu gören köyün büyücüsü 'Ulen bu yeni bir ritüel olsun" bari der ve patentini de alarak bunu kurumsallaştırır.  Bu olay tahminen sene binyediyüz çift sıfırda vukuu bulmuştur !!! --- Yalandan kim ölmüş !

  ...... ...... yoRum yok !

NETTEN DÜŞMEK : Merdivenden, balkondan, sandalyeden düşmek neyse de netten düşmek de ne demek allasen!? Net yükseklerde bir yerde mi yani? Mesela ne kadar yüksekte? Nette olanlara pilot mu diyeceğiz bu durumda? Peki madem düşerler bu adamlar, emniyet olsun diye paraşüt taşımayı niye akıl edemezler? Peki diyelim düştük, doktora ne diyeceğiz? O hangi tanıyı koyacak? Değerli meslektaşlarım Emekli sandığı bunu ödüyor mu? Düşene bir tekme de sen atacaksın sözü burada da geçerli mi?

yazı kaRakteRi : Ne zamandan beri karakter sahibi oldu bunlar ya? Türk filmi mi çekiyoruz burada? Hem benim niye en son haberim oluyor tüm bu olup bitenlerden? Ne yani şimdi italik yazı sağa eğik diye psikoloğa mı götüreceğiz onu? yoksa bu yazı ve harFLer siyasi bir mesaj mı veRiyorLar !? Ya Bold olanlar, onlar obez mi ya da zenci mi? Bırakın bu ayrımcılığı artık. Hepimiz insanız !

Türkiye'nin illeRinden biridir Muş. 453,654 bin nüfusa sahiptir. BiLmeyen yoktur sanırım, tamam yanıLdım ! Dilimizin garipliklerinden birisi için de bir malzemedir aynı zamanda. Mesela Muş'ta görev yapan bir arkadaşınızLa msn'de chat yaparken ona sorsanız: "Hala Muş'ta mısın?" diye ve o size "Ne muştası ya, yok kasaturayım. Uzun zaman ayrı kalmak yaramamış sana..." dese ne diyebilirsiniz ki? MUŞTA: bir bedensel saldırı silahı. birbirine bağLi 4 adet büyük yüZük gibidir. elin parmaklarına geÇiriLir, yumruk atıldığında rakibin ağzı burnu önüne direkman düŞer. artık o aĞız ve burun'un yeni adı "kan çanağı"dır.

Mut'lu olmayla ilgili olan bu hikaye, Musa hoca'nın (Eroğlu) adıyla anılır. Ama burada da söylemiştim ne kadar doğru bilemiyorum. Birilerinin başına geldi de halka mal olduğu için Musa hocayı mı özne olarak kullandılar oRasını biLemem ? Neyse geçelim hikayemize. Hoca birgün konser vermek için Almanya'ya gidiyor. Konser bittikten sonra bir grup arkadaşıyla beraber bir yerlerde birşeyler içmeye gidiyorlar. Orada o grubun içinde bir de bayan var ve sürekli hocayı kesiyor. ( Kesmek de cRo-gen sözlük te yazmamız gereken bir kelime... ) Bayanı da beğeniyor hani. Neyse bunlar gecenin ilerleyen saatlerine kadar içiyorlar. Tabii o bayanla da bayağı geliştiriyorlar muhabbeti. Öylesine o kadar ki, sabah aynı yatakta uyanıyorlar! Kadın uyandıklarında gece olanlar için olsa gerek, "Nasıl mutlu musun?" diye sorunca, hoca saf bir şekilde cevap veriyor :"Heee, içinden, sen nerelisin?" NOT : Musa Er...

MUT'LU OLMAK : Siz, yani bu yazıyı okuyanlar da biliyorsunuz ki mutlu olmak bahtiyar olmak, memnun olmak, hoşnut olmak, huzurlu olmak vb.. anlamlara geliyor. Oysa türKçe nin enteresan " yorum "lanış biçimlerinden de biridir "Mut'lu musun?" sorusu... Şöyleki ; 37 bin kişinin dışında Mut'lu yoktur mesela ülkemizde... Öyle ya Mut Mersin'in bir ilçesidir. Nüfusu 37 bin. şimdi baktım google 'dan.... Şahsen ben Mut'lu değilim, sizi biLemem. Peki siz o, Mut'lu azınlıktan mısınız? O zaman gelir dağılımındaki adaletsizliğin temeli de Mut'lu olmaktan mı kaynaklanıyor? Silelim haritadan orayı. Madem biz değiliz onlar da olmasın deĞiL mi ama!?... Garip işte düşünsenize oralı bir adama sorsan, "Nerelisin Kardeş?" diye adam ne diyecek... Tabii ki Mut'luyum diyecek. Sen de içinden "Manyak mıdır nedir bu ya?, ben ne sordum o ne cevap veriyor?" demeyecek misin? Hadi açık olalım birbiri...

DİYEZ :   Müzikte yanına geldiği notayı yarım ses incelten işaretin adı. Kimileri bu işarete arıza da diyor, kopuyorum o zaman BEMOL : Müzikte yanına geldiği notayı yarım ses kalınlaştıran işaretin adı. NATUREL : Değişikliğe uğrayan sesi eski doğal haline getiren işaretin adı. Bu durumda şöyle düşünmek yanLış olmaz sanırım. 1. İnceLttiğine göre kadınsı özellikLer taşıyor demektir. Kadınların sesleri erkeklerin seslerinden daha ince değil mi? 2. Birinci madde göz önünde bulundurulursa bemol de erkeksi özellikler taşıyor demektir. 3. Bu durumda naturel her iki cins için geçerli olan unisex mi oluyor yani!? 4. Özellikle diyez işaretinin katledildiği yerler olan telefon operatörlerince kare diye adlandırılıyorlar ve beni çileden çıkartıyorlar.  -cahilliğin bu kadarına da pes hani. Buna bu ismi takanlar belli ki hiçbir müzik eğitim...

FUTBOL: KadınLarın kocaLarı yerine biLmeden evLendikLeri şey !

SÖYLENTİ: ses hızından biLe çabuk ya- yıLan (vuRguya diKKat), sonunda uyduran kişiLerin biLe inandığı hızLı dağıLan haber topLuLuğu... ataLarımız boşuna dememişLer; "aşağı köyde bir yaLan söyLedim yukarı köyde ben de inandım!" diye...  

göZyaşı : Erkek gücünün, kadın gücü karşısında bozguna uĞratıLmasına yarayan hidroLik güç birimi. gözün, şimdiki yıLdan doĞduğu yıLı çıkaRınca eLde ediLen raK-kam !

BONKÖR : asLen fRansızca biR keLimediR ve sıFattıR... (bon coeur...) bon fRansızcada "iyi" demekTiR. biLirsiniz işte "boNjouR'u faLan.. düz aRisto manTıĞı gibi geLebiLiR biLiyoRum ama bonköR "iyi köR "demekTiR. hatıRLarsanız "iyiLik" keLimesini "cRo-gen" sözLükte daha önce taRif etmiştik. isminiz aRif ise ne demek istediĞimi anLadınız!anLamayanLaR Linke tıkLayabiLiR... Bu demektiR ki aRif saĞ anLadı...         neyse oLay şu ; adam paRanın tek eFendi ( asLında bu keLimeyi de taRif etmek geRek ya neyse...) oLduĞu şu yere batası dünyada, biRiLerine, cömeRtLik, iyi-Lik yapmaktadır. köR oLmasa yapar mıydı sanki ?!! deĞiL mi ama, hak-sız mıyım?! kavRam / keLime yani bonKörLük günümüzde çağdaşLıĞını yitirmiştiR, kayıptıR. hatta görüLen yeRde emniyet güçLerine aLLah rızası için habe...